Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dava dilekçesinde, delil tespiti için yaptırdığı masraflara da hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava açmadan önce zararın tespiti için yaptırılan delil tespiti dosyasında yapılan giderlerin yargılama giderleri içerisinde hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.Bu itibarla, davacı tarafından davadan önce yaptırılan delil tespiti dosyasında yapılan tespit giderlerinin yargılama giderlerine eklenerek davanın kabul-red oranına göre davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir....

    ne ait işyerinde 01.06.1981 – 15.09.1981 ve 01.06.1982 – 15.09.1982 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespiti ve davalı ... İşletme Müdürlüğü'ne bağlı işyerinde 15.07.2006 – 19.03.2013 tarihleri arasında geçen çalışmalarına ilişkin de fazla mesai ücretlerinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; hem hizmet tespiti hem de fazla mesai alacağına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 167. maddesi gereğince yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için aralarında bağlantı bulunsa bile davaların ayrılmasına davanın her safhasında karar verilebilir. Yine aynı yasanın 30. maddesinde mahkemenin yargılamayı mümkün olduğunca hızlı ve bir düzen içerisinde seyretmesini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir....

      Sözleşme ile kiralananın apartmanın çatı katı olduğu ve haberleşme hizmeti ekipmanları kurulması amacıyla kiraya verildiği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 344. ve devamı maddeleri gereği kira tespiti talebinin ancak konut ve çatılı işyeri kiralarından kaynaklanan uyuşmazlıklarda uygulanabileceği, bunun haricinde kira tespiti istenemeyeceği nazara alındığında, apartmanın çatı katı olarak kiralanan dava konusu taşınmaz, Türk Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine tabi olup hakkında kira tespiti talep edilemeyeceğinden açılan davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olan redde ilişkin hüküm yönünden yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, gerekçenin düzeltilerek onanması HUMK 438/7.maddesi gereğidir....

        Tespit isteyenin tespit dilekçesi ve 2.10.2013 günlü dilekçesinde de görüldüğü üzere talep, HMK 106 maddesinde düzenlenen tespit davası niteliğinde olmayıp HMK 400 vd maddesinde düzenlenen delil tespiti niteliğindedir. HMK 26.maddesi gereğince hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Davacının (tespit isteyenin) açıkca delil tespiti talebinde bulunmasına rağmen, talebin tazminat davası olarak mahkemece nitelendirilmesi, harç alınması ve esas defterine de bu şekilde kayıt yapılması mahkemece de HMK 106 maddesinde düzenlenen tespit davası olarak değerlendirilmesi, tespit isteyenin talebinin "delil tespiti" olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Bu halde tespit isteyenin HMK 400 vd maddelerine uygun delil tespiti talebi değerlendirilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım....

          K A R A R Dava, hizmet tespiti ve işçilik alacakları istemine ilişkindir. Davacının hizmet tespiti ile birlikte işçilik alacağı davasını birlikte açtığı ortadadır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 167. maddesi uyarınca yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için aralarında bağlantı bulunsa bile davaların ayrılmasına ,davanın her safhasında karar verilebilir. Yine aynı yasanın 30. maddesinde Mahkemenin yargılamayı, mümkün olduğunca hızlı ve bir düzen içerisinde seyretmesini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır....

            Mahkemece, hizmet tespiti davası alacak davasından tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmiş, son duruşmada ara kararı ile davalılardan ... yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş, davalı ... yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacı işçinin hizmet süresinde uyuşmazlık bulunmaktadır. İş yargılamasında çalışma olgusunu ve hizmet süresini, ispat yükü, genel ispat kuralı gereği iddia eden işçiye aittir. İşçi işçilik davası sırasında hizmet süresinin tespiti ile ilgili işçilik alacaklarından bağımsız olarak hizmet tespiti davası açmış olabilir. Bu durumda hizmet süresine bağlı işçilik alacakları davasının sonuçlanması, hizmet tespiti davasının sonucuna bağlıdır. Bu nedenle hizmet tespit davasının bekletici mesele yapılması gerekir. Hizmet tespitine ilişkin davada verilen karar Yargıtay 10....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tereke tespiti isteyen vekili tarafından, davalı aleyhine 10.04.2012 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; murisin tereke mevcudunun tespit edildiği mahkemece yapılacak başka bir işlem olmadığından terekeden el çekilmesine dair verilen 04.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi tespit isteyen vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşündü: _ K A R A R _ Davacı, muris ...'un 13.01.2012 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin tespiti ile defterinin tutulmasını, tespit edilecek tüm tereke malları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, muris...'ın terekesinin dosyaya gelen yazı cevapları ve mevcut duruma göre tespitine, mahkeme kasasında olan eşyaların yediemin sıfatı ile eşi ...'...

                Kuruma karşı dava açılabilmesi için .. olayda; davacı, davalı işveren nezdinde 31.08.2010 – 29.08.2011 ve 13.08.2012 – 13.11.2014 tarihleri arasında geçen çalışmasının 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamında olduğunun, aylık net ücretinin 2.250,00 TL olduğunun ve buna göre sigorta primlerinin yatırılması gerektiğinin tespiti istemiş, dosya içerisinde bulunan davacının hizmet döküm cetvelinde ise davalı işyerinde 20.10.2010 – 29.04.2011 ve 13.08.2012 - 13.11.2014 tarihleri arasında bildirim bulunan çalışmaları olduğu, davacının isteminde davalı işveren nezdindeki çalışmaları olarak beyan edilen 31.08.2010 – 19.10.2010 ve 30.04.2011 – 30.04.2011 tarihlerinin hizmet döküm cetvelinde görülmediği ve davacının prime esas kazanç tutarının tespiti istemi de bulunduğu gözetildiğinde, davacının istemini münhasıran itibari hizmet süresinin tespitine yöneltmediği, hizmet tespiti ve hizmet tespiti davası içerisinde değerlendirilecek prime esas kazanç tutarının tespitini de içerdiği anlaşılmakla, davacının...

                  Nihai karar niteliğinde olmayıp, delil tespiti konusundaki kararlara karşı istinaf kanun yolu açılmamıştır. Nitekim bu husus, HMK'nın 341. maddesinin gerekçesinde de, "...Bu yapılırken, tüm geçici hukuki koruma kararlarına değil, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz bakımından istinaf denetimi kabul edilmiş, bunların dışında kalan delil tespiti, defter tutulması ve mühürleme işlemi yapılması gibi hukuki korumalar için bu imkan tanınmamıştır" denilmek suretiyle konu açıklığa kavuşturulmuştur. Davacı vekili, ihtiyati tedbir yoluyla, davalı şirkete ait kayıt ve belgelere el konulmasını da istemiştir....

                  Karşı taraf vekili 23/09/2021tarihli dilekçesi ile delil tespiti kararında vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini ileri sürerek kararın tavzihini istemiş, mahkemece 24/09/2021 tarihinde delil tespiti kararında hükmedilen vekalet ücretinin gerekçeli karar ile birlikte infaz edilebileceğine yönelik tavzih kararı vermiştir....

                    UYAP Entegrasyonu