Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 19.01.1984 tarihli taksim sözleşmesinde; mirasçılardan 1960 doğumlu ... ve 1964 doğumlu ... adına ...'ın imzasının bulunduğu, ancak, sözleşme tarihi itibariyle her iki mirasçının reşit oldukları, Sabahat'a vekaletname verdiklerine dair herhangi bir belge bulunmadığından geçersiz taksim sözleşmesine dayanan davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; 15 parsel ve 17 parselin 22.07.1954 tarihinde ortak miras bırakan ... adına tapuya tescil edildiği, ...'ın 01.06.1981 tarihinde vefat ettiği ve mirasçılar arasında 19.01.1984 tarihli taksim sözleşmesinin düzenlendiği saptanmıştır. TMK.nun 676. maddesine göre, miras taksim sözleşmesi terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde de yapılabilir. Yine TMK.nun 677. maddesine göre, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda yapılan yazılı sözleşmelerde geçerlidir. Miras bırakan ...'...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Miras Taksim Sözleşmesinin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm miras taksim sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 07.03.2008 tarihli kararının 1/c maddesi gereğince inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.30.09.2009 (Çrş.)...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Miras Taksim Sözleşmesinin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * 26.03.2005 tarihli Miras Taksim Sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 07.03.2008 tarihli kararının 1/c maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay * 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.12.05.2008...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Miras Taksim Sözleşmesinin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm miras taksim sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.14.04.2014(Pzt.)...

          yansıtmadığını, miras taksim sözleşmesinin imzalanmasından sonra davacı defaten tapuda devir yapmak için davet edildiğini, ancak her seferinde ertelediğini, sözleşmeye göre tescil için Uşak 1....

          Miras bırakan ...'dan eşi ...'ya intikal eden ve paylı olarak bu adı geçen adına kayıtlı bulunan hisseler yönünden ...'nın mirasçılarının iştirak hali ise devam etmektedir. Ancak, taksim sözleşmesi bir bütün olup, ...’a ait iken ölümü ile mirasçılarına intikal eden, mirasçılar tarafından paylı mülkiyete çevrilen taşınmazlar ... bakımından hükümsüz hale gelen taksim sözleşmesinden çıkartıldığında, her bir taşınmaz için tüm mirasçılar bakımından ayrı ayrı taksim yapılmayarak, tüm taşınmazlar bir bütün düşünülerek taksim öngörülmüş olması sebebiyle taksim sözleşmesinin bütünlüğü ve taksimin dengesi bozulmuş olup, artık taksim sözleşmesinde yer alan bir takım taşınmazlarla ilgili taksim sözleşmesinin varlığından söz edilemez. (BK.nun 20.m) Bu nedenle taksim sözleşmesinin ...’dan gelecek paylar bakımından geçerli olduğu düşünülemez. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin bozma ilamında ... payları bakımından bir inceleme yapılmadığından taraflar lehine kazanılmış haktan da söz edilemez....

            Dayanılan miras taksim sözleşmesi noterlikte 1958 yılında yapılmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu bir tasfiye kanunudur. 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde kadastro öncesi hukuki sebeplere dayalı olarak hak iddialarının kadastro tutanaklarının kesinleşme tarihinin üzerinden 10 yıl geçtikten sonra ileri sürülemeyeceği belirtilmiştir. Dava, ... tarihinde açıldığına ve ... yılında yapılan miras taksim -//- sözleşmesine dayanıldığına, yapılan bağış işlemi de bu miras taksim sözleşmesinin hüküm ifade etmesine bağlı olduğuna göre, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildiğinden davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

              nın miras payına isabet eden oranda tapu kaydının iptaliyle vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, muris ... ile davacılar arasında yapılmış taksim sözleşmesinin bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, dayanak taksim sözleşmesinde davacı ...'ın imzasının bulunmaması nedeniyle geçerli bir taksim sözleşmesinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; TMK.nun 676. maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacıların tutundukları 25.06.1996 tarihli gayrimenkul rızai taksim ve muvaffakatname sözleşmesinde kök muris Hasan'ın mirasçılarından ...'in mührünün bulunduğu anlaşılmakla mahkemenin red gerekçesi yerinde değilse de; dosyada mevcut veraset belgesine göre Hasan mirasçıları ... ile 09.01.1982 tarihinde ölen ...'...

                TMK'nin 676. maddesi uyarınca miras paylaşımı (taksim) ancak taksim sözleşmesinin yapıldığı sırada miras ortaklığına dahil, paylaşılmamış olan miras mallar için söz konusudur. Paylı mülkiyete dönüştürülmüş ya da diğer mirasçıların oluruyla bir veya birkaç mirasçı adına tescil edilen durumlarda miras taksim sözleşmesi yapılması sonuç doğurmaz. Miras ortaklığına (terekeye) dahil taşınmazlara ilişkin miras taksim sözleşmesinin geçerliliği için tüm mirasçıların katılımı ile adi yazılı şekil yeterlidir. Somut uyuşmazlık incelendiğinde, dava konusu taşınmazların tapulama yoluyla 1972 yılında muris Osman adına tapuda tescil edildiği, Osman'ın 1985 yılında vefat ettiği ve geriye dört çocuğu davacılar ile eşi (davalıların murisi) Ayşe'nin mirasçı olarak kaldıkları anlaşılmaktadır. Davacılardan Hüseyin'in Ayşe ile miras payı devir sözleşmesi yaptığı 28.7.1987 ve diğer mirasçılarla taksim sözleşmesi yaptığı 04.11.2011 tarihleri itibariyle taşınmazlar tapuda muris adına kayıtlıdır....

                  Az yukarıda açıklandığı üzere, taşınmazın sözleşme tarihinde miras bırakanın terekesine dahil olmadığı, davacı ve davalılar adına paylı olarak tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşıldığından, bütün mirasçıların katılımı ile yapılmış olsa bile davacının davasına dayanak olan taksim sözleşmesinin geçerli olduğundan bahsedilmesi mümkün olmayacaktır. Bahsi geçen taksim sözleşmesi; taşınmazın mirasçılar adına paylı olarak tescil edildiği 25.04.1983 tarihinden sonra yapılmış olduğundan gerçersiz olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan olgular karşısında; davacının dayandığı miras taksimi ve harici satış sözleşmesi TMK'nun 676. ve 706 maddeleri ile 6098 saylı TBK'nun 237.maddeleri uyarınca geçersiz olduğundan ve miras taksim sözleşmesi hükmünde bulunmadığından, Mahkemece; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu