Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi KARAR Dava konusu taşınmaz, 24.10.1995 tarihinde taksim ve ifraz yoluyla bağımsız bölüm şeklinde taraflar adına tescil edilmiştir. Dosya içerisinde, anılan tarihteki taksim ve ifraza ilişkin resmi akit tablosu bulunmamaktadır. Dava konusu 319 ada 34 parsel 65 nolu bağımsız bölümün taksim ve ifrazına ilişkin resmi akit tablosunun ilgili Tapu Sicil Müdürlüğü'nden istenilerek dosya içerisine konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılabilmesi için geri çevrilmek üzere dosyanın Mahal Mahkemesine İADESİNE, 24.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ... ......, ...... Köyü 128 parsel sayılı taşınmazın kayden davacılar ile davalı ... arasında paylı mülkiyete konu olduğu, taşınmazın 29/12/1999 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ile davalı ... tarafından diğer davalı ...Ş. ye kiraya verildiği, 26/03/2007 tarihli protokol ile kira sözleşmesinin feshedildiği ve son olarak taşınmazın 26/03/2012 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli yazılı kira sözleşmesi ile davalı ... tarafından davalı ...Ş. ye kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir....

      Mahkemece; tapulu taşınmazların yazılı olmak koşuluyla taksimleri geçerli ise de, davanın dayanağını oluşturan taksim senedi imza bilmeyenlerce düzenlenen bir senet olduğunu, tanıklar tarafından usulünce onaylanmadığını, taksim sözleşmesinde tapulu taşınmazların parsel numaralarının yazılmadığını, yalnızca mevkii ve sınırlarının belirtildiğini, bunların sözleşmenin sıhhatini sakatladığını ve böylece davanın kanıtlanamadığını gerekçe göstermek suretiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, miras taksim sözleşmesine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Çünkü davacı dava dilekçesinin konu bölümünde; davanın tapu iptali ve tescil davası olduğunu açıklamıştır. Mahkemece, yazalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır....

        Davacı, bir kısım mirasçıların dava konusu taşınmazdaki hisselerini kendisine devrettiğini açıklamış, davasına dayanak olarak 04.10.1985 tarihli "kati satış senedi", 8.12.1989 tarihli "tarla satış senedi", 01.03.1996 tarihli "kati satış ve devir teslim senedi", 5.1.2007 tarihli "miras payının temliki" sözleşmesi sunmuştur. TMK'nın 677. maddesi hükmü uyarınca yazılı olmak koşuluyla bir mirasçının diğer mirasçıya miras payının devri hukuken mümkün ve geçerlidir. TMK'nın 677. maddesi uyarınca miras payının devrine ilişkin sözleşmenin hukuken geçerli bir sonuç doğurması için yazılı olması geçerlilik koşulu olup, pay devrinin tanık veya benzeri delillerle kanıtlanması mümkün değildir. Davaya dayanak olarak sunulan senetlerin incelenmesine gelince; 04.10.1985 tarihli senette ... ve ...'un dava konusu yerde kendilerine intikal edecek olan hisseleri davacıya devrettikleri, senette ...'...

          Dava; paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, kal talebine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/06/2021 NUMARASI : 2020/157 ESAS, 2021/202 KARAR DAVA KONUSU : Miras Taksim Sözleşmesi Ve Miras Payının Devri Sözleşmesine Dayanan Tapu İptal Ve Tescil KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

            O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut uyuşmazlık incelendiğinde; Mahkemece taşınmazda davacının kullanabileceği bir yer olup olmadığı ya da taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığının tam olarak araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, yeniden taşınmazın başında yerel, teknik ve uzman bilirkişiler ile taraf tanıkları aracılığıyla keşif yapılarak, varsa tecavüz miktarı belirlenmeli, taraf tanıkları taşınmaz için dinlenilmeli, taşınmazın kimin zilyetliği ve tasarrufunda olduğu belirlenmelidir....

              GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., kadastro sonucunda 1/3 payla kendisi ile davalıların murisi ... ve dava dışı ... adına 12.05.1971 tarihinde tespit ve 02.06.1998 tarihinde hükmen tescil edilen 440, 441, 442 ve 443 parsel sayılı taşınmazların, diğer kayıt maliki olan kardeşleri ile arasında 08.05.1973 tarihli noterde yapılan miras taksim sözleşmesi ile krokiye de bağlanmak suretiyle taksim edildiğini ve bu taksim sonucunda 440 ve 443 parsellerin belirli bölümlerinin kendisine isabet ettiğini, ancak taşınmazların imar görmesi sonucunda 440 parsel sayılı taşınmazın 38 ada 1 parsel ve 9251 ada 2 parsel, 443 parsel sayılı taşınmazın 9248 ada 3 parsel ve 9276 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara gittiğini ve taksime aykırı şekilde davalılar tarafından satıldığını öne sürerek, aralarındaki taksim sözleşmesi uyarınca bu parsellerdeki kendisine ait olması icap eden hisselerin bedeli olan 200.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemiyle dava açmış...

                açılmış bulunan davaya olurlarının alınmak suretiyle katılmalarının sağlanması ya da TMK'nun 640. maddesi hükmü uyarınca miras ortaklığına temsilci tayini suretiyle davanın yürütülmesinin gerektiği, elatmanın önlenmesi talebinde ise 01/01/2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK'nun 740. maddesi hükmü uyarınca mirasçılardan birinini terekesinin korunması için gerekli olan bir davayı açabileceğinin açıkça düzenlenmiş olduğunu, ayrıca, somut olayda elatmanın önlenmesi davasının mirasçılar arasında geçen bir dava olduğu için dava koşulunun yerine getirilmesine gerek olmaksızın yürütülmesi" gerektiği belirtilerek, Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir. ...Asliye Hukuk Mahkemesince, Yargıtay bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sırasında, dava konusu taşınmazların bulunduğu köyde kadastro çalışmaları yapılmış ve bu dosyadaki davalı taşınmazlara ilişkin kadastro tutunakları düzenlenmiş, Kadastro Kanunu'nun 5 ve 27. maddesi gereğince asliye hukuk mahkemesince...

                  Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu