Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine 48 parselin evveliyatının ... dışındaki tarafların ortak miras bırakanı ...’e ait iken, davada dayanılan 11.12.1998 günlü miras taksim sözleşmesiyle davalılar ... ve ...’e bırakıldığı 11.12.1998 günlü sözleşmenin tapuda infaz edilerek kaydın davalılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki, taksim sözleşmesinde «48 parseldeki su elektrik kullanımından ... ve ...’da kayıtsız şartsız yararlanacaktır» hükmü bulunmaktadır. Sözleşmenin bu hükmüne göre 48 parsel üzerindeki sudan ...’in bütün mirasçılarının paylarına göre faydalanacağı sonucu çıkmaktadır. Aksine hüküm bulunmadığından, her bir mirasçının 48 parsel üzerindeki sudan faydalanma oranı 1/4 paydan ibarettir. Mahkemece miras taksim sözleşmesiyle tarafların ortak kullanımına bırakılan kuyulardan tüm yararlanma hakkı davacıya ait imiş gibi istemin yazılı olduğu şekilde hüküm altına alınması ve hükmün yanılgılı olarak kuyular, 46 ve 32 parseller üzerinde gösterilerek kurulması, doğru olmamıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, tapuda miras bırakanı adına kayıtlı 1353 parsel bakımından ve mirasçılar arasında düzenlenen taksim ve kullanma sözleşmesi ile 1353 parsel sayılı taşınmazın davalıyla kendisine bırakıldığını, anılan sözleşmede, kullanımına bırakılan bölüme gitmek üzere davalının tarla yolu vereceğine ilişkin hüküm bulunduğu halde, davalının kullanılan yoldan geçişe engel olmak amacıyla girişteki kapıyı kapatmak suretiyle mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, rızai taksim sözleşmesi ile dava konusu bölümün davalının kullanımına bırakıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

      Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....

        ELATMANIN ÖNLENMESİMİRAS TAKSİM SÖZLEŞMESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 676 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 15 ] "İçtihat Metni" Davacı-karşı davalı Müslüme ile davalı-karşı davacı Mehmet, davalılar Şerife ve müşterekleri, müdahil Ahmet aralarındaki elatmanın önlenmesi, tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair (Andırın Asliye Hukuk HakimliğO'nden verilen 20.10.2006 gün ve 131/400 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı Müslüme vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı-karşı davalı Müslüme, kendisi davalı ve diğer mirasçılar adına paylı olarak yazılı 112 ada 2 parselden yararlanmasına davalı Mehmet'in karşı koyduğunu belirterek elatmasının önlenilmesine karar verilmesini istemiştir....

          Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Vekilin aldıklarını geri verme borcunda muacceliyet, vekilin hesap vermesi veya sözleşme ilişkisinin bitmesi ile başlar. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; ilk derece mahkemesince, taraflar arasında harici taksim yapıldığı kabulüne dayanarak davanın reddine karar verilmiş ise de, TMK 676. maddesi uyarınca miras taksim sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik şartı olup, taraflarca sunulan miras taksim sözleşmesi bulunmadığı, davacının mirasçılar arasında taksim sözleşmesi yapılmadığını beyan ettiği, davacının iddiasının, vekilin özen ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı dosya kapsamı ile sabittir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 8.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 8.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,10.2.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 1208 ve 631 parsel sayılı taşınmazların yargılama sırasında bir kısmının yola terki ile ifrazen taksim edilmeleri sonucu oluşan, 3056 parselin davacı, 3057 parselin ise davalı adına tapuda tescil edildiği anlaşılmaktadır. ./.. Hal böyle olunca, davacının elatmanın önlenmesi isteği yönünden, yargılama sırasında dava konusu 1208 ve 631 parsellerin ifrazı sonucu oluşarak mülkiyet durumuna göre davacı adına tescil edilen 3056 parsel sayılı taşınmaz içinde kalan ve 19.11.2012 tarihli bilirkişi raporunda ile gösterilen yapıların halen davalının kullanımında olup olmadığının saptanarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 31/12/2003 gününde verilen dilekçe ile paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 10/11/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, miras bırakanı ...'un ölümü ile kendisine intikal eden 195 ada 12 parsel ve 207 ada 2 parsellere davalı paydaş ...'in müdahalede bulunarak yetişen mahsüllerini topladığını belirterek davalının elatmasının önlenmesini ve toplamış olduğu mahsüllerin bedelinin tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir....

                  Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmazın tarafların babalarından miras yolu ile intikal ettiği, muris ...'un vefatından sonra mirasın mirasçılar arasında taksim edildiği, davacının payına karşılık kullandığı başka bir parsel olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu