Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde yer alan "4721 sayılı TMK'nın 676, 677 ve 678 maddelerinden kaynaklanan miras taksim sözleşmesi ve miras payının devri sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil davaları ile aynı yasanın 527 ve 528. maddelerinde yer alan miras sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar" ibaresi gereğince incelemenin 4. Hukuk Dairesine ait olduğu, Dairemize ait olmadığı anlaşılmakla Aidiyet (Gönderme) kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 6100 sayılı HMK'nın 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme sonucunda dosyanın Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, oybirliğiyle kesin olarak karar verildi....

Yalnızca, mirasçılar dışında üçüncü kişilere yapılan miras payının devri sözleşmeleri TMK.nun 677/2. (743 sayılı TKM.nun 612/2 ve 3. cümleleri) madde ve fıkrası uyarınca elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürmedikçe (yani iştirak çözülmedikçe) üçüncü kişinin istekte bulunma olanağı yoktur. Çünkü iştirak çözülmedikçe sözleşmenin ifa (yerine getirme) olanağı bulunmamaktadır. Somut olaya gelince; davacı ile davalılar arasında yazılı şekilde yapılan 19.11.2007 ve 15.01.2008 tarihli sözleşmelere göre davalılar ... ve ...'un 58, 59, 78 ve 88 parsel sayılı taşınmazlarda murisleri ... ve ...'den intikal eden hisselerini diğer mirasçılardan davacıya sattıkları, bedelini aldıkları, tarafların muris ...'ın mirasçıları olduğu, mirasçılar arasında yapılan miras payının devri sözleşmesinin geçerli olduğu ve sözleşme gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır....

    Her ne kadar, davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde müvekkillerinin talebinin kadastrodan önceki sebebe dayalı olmadığını ve kadastrodan sonra TMK'nın 676 ve 677. maddesine göre yapılan miras payının devri ve miras taksim sözleşmesinden kaynaklı olduğunu ileri sürmüş ise de, davacılar miras taksim ya da miras payının devri sözleşmesinden doğan bir hakkı değil, kadastrodan önce doğan miras haklarını talep ettiklerinden, davacılar vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Kaldı ki, TMK'nın 676 ve 677. maddeleri uyarınca, tapulu taşınmazlara ilişkin olarak mirasçılar arasında yapılacak miras taksim ve miras payının devri sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşulu olup, sözlü yapılan anlaşmaların hukuken herhangi bir geçerliliği bulunmamaktadır....

      nin kendilerine miras kalmış olan bir taşınmazı davacı tarafa satmayı teklif ettiğini, davacı yanın inşaat sektöründe faaliyette bulunuyor olması nedeniyle bu teklife sıcak baktığını ve tarafların miras payının devri konusunda anlaştıklarını, bedelin bir kısmının davalılara verildiğini, 135.000,00.-TL tutarındaki kısmı için ise davalıların talebi üzerine, davalıların alacaklısı olan dava dışı üçüncü kişilere verilmek üzere üç adet çek düzenlenerek verildiğini, daha sonra devir işlemine konu taşınmazın davalılara ait olmadığının anlaşılması üzerine miras payının devri sözleşmesinin feshedildiğini, ancak dava dışı üçüncü kişiler elinde olan çeklerin iade alınamadığını ve davacı yanca bu üçüncü kişilere 160.000,00.-TL olarak ödendiğini, ödenen bu meblağın davalılara ait bir borca ilişkin olup iadesi gerektiğini ileri sürerek 160.000,00.-TL'nın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 677.maddesi kapsamında kalan miras payının temliki sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 2.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 1.2.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          Kural olarak mirasçılar arasında yapılan miras payının devri sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılması yeterli ise de, davacı tarafından parmak izi incelemesi yapılması için sözleşme aslı ibraz edilmediğinden bu durumda davanın hak düşürücü süreden değil, sözleşme tarihinin kadastro kesinleşme tarihinden sonra olduğu dikkate alınarak miras payının devri sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil talebinin ispatlanamadığından reddine karar verilmesi gerekmekte olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi kararının gerekçe kısmının bu şekilde düzeltilmesine ve davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- Kahramanmaraş 5....

          Noterliği'nin 16/09/2008 tarih, 11387 yevmiye sayılı miras payının devri sözleşmesi nazara alınarak, ... Mahallesi, 32753 ada 25 parsel sayılı taşınmazda davalı ... Kepçen adına olan iştirakli payın (1/5 oranında) tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline 3- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 28. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi beklenmeksizin Dairemiz kararının bir suretinin ...Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine" karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 21.01.2014 gün ve 418/46 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 14.04.1971 tarihli 'gayrimenkul satış senedi' başlıklı miras payının devri sözleşmesine dayanarak davalılar yakın miras bırakanı ...'in dava konusu 195 parsel sayılı taşınmazdaki miras hissesinin iptali ile vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, sözleşmede adı geçen ... isimli kişinin kendi mirasbırakanları ... olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır....

              Aynı kanunun 676.maddesi hükmüne göre miras payının devri yazılı olmak koşuluyla geçerlidir. Somut olayda; kadastro yoluyla sicilin oluşmasından sonra kayıt maliki H… ……'nin öldüğü tarihte yapılan taksim ve miras payının devri haricen yapılmış olup, kanunda öngörülen yazılı şekilde yapılma koşuluna uyulmamıştır. Bu nedenle 1963 yılında yapılan paylaşım ve miras payının devri hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz. Diğer yandan, paylaşım ve miras payının devri kadastro tespitinden sonraki bir dönemde yapıldığı için 3402 sayılı Kadastro Kanununun 15.maddesinin de olaya uygulama kabiliyeti bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle taraflar arasında gerek paylaşım, gerekse miras payının devrinden söz etmeye imkan bulunmamaktadır. Diğer yönden dava konusu parsel tarafların ortak miras bırakanı adına tapuda kayıtlı olduğu için böyle bir kaydın TMK.nun 713/2.maddesi hükmü uyarınca hukuki değerini yitirmesi de mümkün olmaz....

                Mahkemece, terekenin henüz mirasçılar arasında paylaşılmadığı, davacının sözleşmeden doğan haklarını mirasçılar arasındaki paylaşma sonunda davalı mirasçıya özgülenen pay yönünden talep etme hakkının saklı olduğu, tereke henüz taksim edilmediğinden davacının davalıdan tapu iptali ve tescil talep etme hakkının bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Dava, mirasçılar arasında miras payının devrine ilişkin düzenlenen sözleşme gereğince tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun "Miras payı üzerinde sözleşme" başlıklı 677. maddesi "Terekenin tamamı veya bir kısım üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır. Bir mirasçının üçüncü kişiyle yapacağı böyle bir sözleşmenin geçerliliği noterlikçe düzenlenmesine bağlıdır....

                  UYAP Entegrasyonu