-KARAR- Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile mirasta denkleştirme alacağı, olmadığı taktirde tenkis; birleştirilen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile bedel isteklerine ilişkindir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davalının esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Ancak, bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesine yer verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları ......'in, 343 parsel sayılı taşınmazını davalıların murisi olan oğlu .....'a bağış suretiyle temlik ettiğini, devrin mal kaçırma amaçlı olduğunu, ileri sürerek miras payları veya saklı payları oranında iptal ve tescile, mümkün olmadığı takdirde paylarına isabet eden taşınmaz değerinin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, dava konusu temlikte irade sakatlığı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, temlikin bağış şeklinde yapıldığı, bu nedenle anılan işlemde irade sakatlığının bulunmadığı, ayrıca davacıların saklı payının zedelenmediği ve tenkis isteğinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
dava konusu taşınmazların miras payının devri sözleşmelerinin yapıldığı tarihlerde taşınmaz vasfını haiz oldukları açıkça anlaşıldığını, kaldı ki kabul anlamına gelmemekle birlikte tapusuz taşınmazlara ilişkin olarak da miras payının devri sözleşmesi yapılması mümkün olup işbu sözleşmeler herhangi bir şekle tabi olmadığını, verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Ö.. bakımından ise; tapuya kayıtlı taşınmazların satışının Tapu Müdürlüklerinde resmi şekilde yapılması gerektiği, adi yazılı sözleşme ile satışın yapılamacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı A.. Ö.. tarafından temyiz edilmiştir. Dava; harici satış sözleşmesine dayalı tapudaki miras payının iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Dosya arasında mevcut tapu kaydı, tapulama tutanağı ve nufüs kayıtlarının incelenmesinde; dava konusu 3596 parsel sayılı taşınmazın 03.10.1969 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında ½ hisse oranında H.. Ç.. ve M.. Ç.. adına tespitinin yapıldığı, itiraz edilmeksizin kesinleşerek 13.03.1970 tarihinde tapuya tescil edildiği, M.. Ç..'ın 1971 yılında, H.. Ç..'ın ise 1990 yılında vefat ettikleri, davacıların mirasbırakanı H.. Ç.. ve davalının tapu kayıt malikleri M.. Ç.. ve H.. Ç..'ın miraçıları oldukları görülmüştür....
65 sayılı parseldeki miras payının iptalen davacı adına tescilini istemiştir....
ın ölümüyle mirasının 1/4 payının eşi ...'a, 3/4 payının davalı kızı ...'a kaldığı; ...'ın da çekişmeli taşınmazlardaki miras paylarını ... Noterliği tarafından düzenlenen 20.06.2012 tarih ve 05019 yevmiye nolu ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile davacı ...'e devrettiği; ...'ın 16.02.2013 tarihinde vefatıyla tek mirasçısı olarak davalı ...'ın kaldığı, böylece dava konusu 107, 597 ve 862 parsel sayılı taşınmazların tamamına davalı ...'ın irsen malik olduğu anlaşılmaktadır. O halde, ...'ın davacıya çekişmeli taşınmazlardaki 1/4 olan miras paylarını temlik ettiği gözetilerek 1/4 oranında iptal ve tescile hükmedilmesi gerekirken, infazda güçlük yaratacak biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı vekili, davalı ile vekil edeni arasında düzenlenen miras payının temlikine ilişkin sözleşmeye dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davacının dayanağını oluşturan sözleşme 15.2.2002 tarihli olup, sözleşmenin düzenlendiği bu tarihte dava konusu taşınmaz tarafların ortak miras bırakanı...ve kardeşleri adına iştirak halinde mülkiyet hükümleri uyarınca tapuda kayıtlı bulunmaktadır....
payının devri sözleşmesi düzenlenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. 5- Yargıtay 8....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/229 Esas ve 2011/437 Karar sayılı davasında ... eşi ...’nın tüm mirasçılarının ... ve ...’a karşı dava konusu taşınmazlar için tapu iptali ve tescili davası açtıkları, ½ miras payı olan davacı ...’in davadan feragat ettiği, Mahkemenin de 18.10.2011 tarihli karar ile davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, “miras payının feragat nedeniyle davalılar üzerinde kalmasına”, diğer davacılar yönünden davanın kabulüne, 378, 545, 561 ve 806 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile miras payları ... ...,...,..., ve ... adına tesciline karar verildiği ve kararın 29.12.2011 tarihinde kesinleştiği, anılan davada ...’ın 23.12.2011 tarihli dilekçe ile davacı ...’in feragati ile kendisinin ilgisi bulunmadığını, kararın ... lehine hüküm ifade edecek şekilde tavzihi gerektiğini bildirdiği, 23.01.2012 tarihli işlem ile ... adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazların ¼ payının ..., ¼ payının ..., 1/8 payının ... ve 1/16 şar payların ise ...,...,...,...
Görüldüğü üzere, hukukî dinlenilme hakkı bilgilenme hakkı, açıklama hakkı, dikkate alınma hakkı unsurlarına sahip olup, dava konusunun devri kurumu, her üç unsurla da yakından ilişkilidir. Çünkü dava konusunun devri ile maddi ve usulî düzeyde değişiklikler gerçekleşeceğinden devralan (hukukî halefin), devredenin (selefin) ve karşı tarafın hukukî dinlenilme hakları ihlal edilmeden karar verilmelidir. Gayrimenkulün devrinin nasıl yapılacağını düzenleyen ... Medeni Kanunu’nun 706, ... Borçlar Kanunu’nun 237 ve Tapu Kanunu’nun 26. Maddeler nazara alındığında, taşınmazların devrine ilişkin temliklerin tapu memuru huzurunda yapılması şart ise de, taşınmaz devir borcu doğuran sözleşmelerin noterde veya mahkeme huzurunda yapılması yeterlidir. Somut olayda davacı, tapu iptal tescil olmazsa bedel isteğinde bulunmuştur. Dava açıldığında davalı tapu maliki değildir bu nedenle iptal tescil isteğine ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır....