Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2002/977 Esas – 1108 Karar sayılı veraset ilamı ile davalılara intikal ettiğini, anılan veraset ilamında kendisinin mirasçı olarak yer almadığını ve bu şekilde ketmedildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar ...... davacının taşınmazdaki payını haricen kendilerine devrettiğini, miras hakkından noterde düzenlenen feragatname ile feragat ettiğini, taşınmazda herhangi bir hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, bir kısım davalı ......... ve Kader davayı kabul ettiklerini bildrimişler, diğer davalılar herhangi bir savunma getirmemişlerdir. Mahkemece, bir kısım davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalılar ............... yönünden iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO KANUN YOLU : TEMYİZ Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 106 ada 6 parsel sayılı 942,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz miras yolu ile gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar ... oğlu ... ... mirasçıları ..., ..., ... ... ve ... ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ..., tarafların ortak miras bırakanı ...'dan miras yoluyla gelen hakka dayanarak taşınmazın 1/2 payının ... oğlu ... ... mirasçıları adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli 106 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ... ve ... mirasçıları adlarına hisseleri oranında tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

      Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmaması nedeniyle terekeye karşı 3. kişi durumunda olanlara karşı miras payı istemi ile dava açmaları mümkün olmamakla beraber, mirasçıların birbirilerine pay devri mümkün olduğu gibi, miras paylarına dayalı olarak dava açmalarını engelleyen yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır....

        Davacı mirasçı, ortak miras bırakanları Naciye Karagöz'ünden kalan daireye ilişkin tereke borcu olmasına karşın kendisini tarafından yapılan ödemelerden dolayı miras payı oranında sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde rücu edebileceği ve davacının yapmış olduğu ödemeleri ispat ettiği açık olduğundan, ilk derece mahkemesince asıl alacak açısından takibinin devamına ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına ilişkin kararı yerindedir. Ancak, davalının davacının taşınmazdan elde ettiği kira gelirinin davacının alacağından düşülmesine ilişkin takas savunması yönünde ilk derece mahkemesince yapılan incelemenin yeterli olduğundan söz etmek mümkün değildir....

        Davalı, davacının miras hakkından feragat ettiğini, mirasbırakanın mal varlığından hiçbir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını kabul ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının mirastan feragat ettiği gerekçesiyle açılan davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; ".... Dayanılan nedenlerden birinin ehliyetsizlik olması halinde kamu düzeniyle ilgili bulunması ve ehliyetsizliğin saptanması halinde öteki nedenlerin incelenme gereğinin ortadan kalkacağı hususları dikkate alındığında öncelikle bu neden üzerinde durulması gerektiği kuşkusuzdur. Öte yandan, mirastan feragate ilişkin irade açıklanmasının gerçeği yansıtmadığının bildirilmesi halinde, bu halin ya aynı dava içerisinde HMK'nın 163. maddesine göre ön sorun (hadise) şeklinde ya da ayrı bir dava olarak incelenmesi olanaklı ve gereklidir....

          -Davacının, büyükbaş hayvanların miras hissesi oranında kendi adına tescili talebinin REDDİNE, -Davacının büyükbaş hayvanların bedelinin miras hissesi oranında tahsilini içerir alacak talebinin KISMEN KABULÜ İLE, 6.468,75 TL alacağın 1.000,00 TL' sine dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, bakiye 5.468,75 TL' sini ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, ..." şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....

          Davacı T1 hissedarı olduğu dava konusu taşınmazın babasından intikal etiğini davalıların miras hisselerini 14/12/2004 tarihli akitle devrettiğini ancak davalı Meryem'in eşi Abdullah'ın hilesiyle miras hakkından fazlasını devrettiğini iddia etmiştir. Davacı her ne kadar inançlı temlik iddiasına dayanmış ise de inançlı temlik iddiasını kanıtlayan herhangi yazılı bir delil sunmamıştır. Diğer yandan yapılan satış iddiasının hile ile yapıldığı belirtilmişse de davalı Hatice'nin eşi Abdullah'ın satış sözleşmesinin yapılmasında ne şekilde müdahale ettiği ve hileli davranışları tüm tanık anlatımlarında kanıtlanamamıştır....

          Davacılar ... ve müşterekleri, dava konusu taşınmazın miras bırakan ...’dan intikal ettiğini belirterek miras payları oranında adlarına tescil istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, dava konusu taşınmazların miras bırakan ... 'dan intikal ettiği iddiası ve miras paylarının adlarına tescili istemi ile açılmıştır. Davacılar ... ve ... babası olan ... muris ... ... mirasçısı olup halen sağ olduğu için davacılar ... ve ... mirasçılık sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle de adı geçen davacıların muris ... gelen miras paylarının adlarına tescili istemi ile dava açma hususunda aktif dava ehliyetleri bulunmamaktadır....

            Ancak icra takibine dayanak ilam, alt soyun denkleştirilmesinden kaynaklı alacağa ilişkin olup, işbu davada davanın reddine karar verilmiştir. Dava herhangi bir tapu iptal talebini ve hükmünü içermemektedir. Dolayısıyla takip talebinde ve icra emrinde istenen vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin tapu iptali hükmünden kaynaklı vekalet ücreti ve yargılama giderleri olmadığı açıktır. İcra takibine dayanak mahkeme ilamının konusunun miras hukukunda (altsoyun denkleştirilmesinden) kaynaklı alacak davası olduğu, bu itibarla yerine getirilmesi açısından kesinleşmesinin hukuken şart olmadığı anlaşılmakla şikayetin kabulü ile Trabzon İcra Müdürlüğünün 2020/18299 Esas sayılı dosyasında 22/10/2020 tarihli kararın iptaline" dair karar verildiği anlaşılmıştır....

            Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

              UYAP Entegrasyonu