Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Davacılar davalılarla ortak miras bırakanları olan anneleri ...'nun maliki olduğu Tire, ... köyü, 361 sayılı parseldeki 1/2 hissesini 10.06.2004 tarihinde satarak satışdan elde edilen parayı davalı olan çocuklarına verdiğini bu nedenle saklı paylarının ihlal edildiğini belirterek tenkis talebinde bulunmuşlar, ancak 18.07.2005 tarihli dilekçeleri ile davalarını Türk Medeni Kanunu'nun 669. Maddesinde yer alan "mirasta denkleştirme" davası olarak ıslah etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda dava mirasta denkleştirme davası olarak görülerek karara bağlanmış olup, verilen bu karar temyiz edilmiş olmakla inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 2.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

      Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortağın (mirasçı ...’in) olurunun alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak dava dışı mirasçı ...'ın muvafakati alınmış ve yargılama sonunda tapu iptal ve tescil davasının reddine, tenkis isteğinin kabulüne karar verilmiş, anılan karar Dairece “...davalı murisin bir kısım taşınmazlarını satarak bedelini davacıların murisi ...'e verdiğini, mal kaçırma iradesinin değil, denkleştirme iradesinin bulunduğunu beyan etmiş, ancak mirasçılardan İlhan'a miras bırakan tarafından bir kazandırmada bulunulduğuna dair dosyaya bir delil sunulmamıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras nedeniyle denkleştirme ve iade davası ... ile ... aralarındaki miras nedeniyle denkleştirme ve iade davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 01.06.2012 gün ve 273/248 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, davalıyla ortak muris ...'...

          Beyhan Uzun tarafından yeğenleri olan davacı ile davalıya eşit paylarla bağışlandığını, davacının kadastro çalışmaları sırasında ½ payını kendi adına tescil ettirdiğini, ½ payın da müvekkili adına tescili gerekirken babasının rızası olmadan evlendiğinden babası adına tescil edildiğini, ilişkileri düzelince taşınmazdaki emanet payın miras bırakan tarafından müvekkiline devredildiğini, davacının henüz yirmi yaşında iken adına tescil edilen ½ payı alacak gücü bulunmadığını, miras bırakanın denkleştirme amacıyla hareket ettiğini, müvekkilinin ayrıca miras bırakanın bütün ihtiyaçları ile ilgilendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. III....

            Öte yandan miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoş görü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı yoktur. O halde miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulması, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden, taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması,tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak paylaştırmanın mı ? yoksa mal kaçırma amacının mı ? üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturulması zorunludur....

              Temyiz Nedenleri Davacı temyiz dilekçesinde özetle, murisin kendisine karşı babalık görevini yerine getirmediğini, murisin bağış işlemiyle saklı payını bertaraf etmeyi amaçladığını, mirasbırakan ile arasının açık olduğunun sabit olduğunu, murisin bağış dışındaki dava konusu taşınmazları ikinci eşinin adına aldığını ve sonrasında taşınmazların ikinci eşinden olan çocuklarına devredildiğini, ikinci eşin taşınmazları alacak ekonomik gücü olmadığını, tenkis ve mirasta denkleştirme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, denkleştirme oranının hatalı hesaplandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir. 6. Gerekçe 6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde TMK’nın 669 uncu maddesine dayalı denkleştirme, bunun da mümkün olmaması halinde tenkis isteğine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1....

                Buna göre istek; ana ve baba ile birlikte yaşayan, emek ve gelirlerini aileye özgüleyen ergin alt soyun denkleştirme alacağına ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 370. ve 371. maddesinden kaynaklanmaktadır. Bu alacak zamanaşımına uğramayacak ise de en geç miras bırakanın terekesinin taksimi anına kadar istenebilecektir (TMK m. 370, 371). Somut olayda, miras bırakanın 05.06.2015 tarihinde ölümünden sonra terekesinin halen paylaşılmadığı, davanın ise 28.09.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece işin esasına girilip, tüm deliller toplandıktan sonra sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken “‘davacının murisle birlikte yaşamının sona erdiği tarihte denkleştirme alacağını talep etmesi gerekirken uzun yıllar sonra iş bu davayı açmış olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

                  Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu' nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237 (818 s....

                    HMK'nun 11.maddesine göre; terekenin paylaşılmasına, yapılan paylaşma sözleşmesinin geçersizliğine, ölüme bağlı tasarrufların iptali ve tenkisine, miras sebebiyle istihkaka ilişkin davalar ile mirasçılar arasında terekenin yönetiminden kaynaklanan davalar ile terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara açılacak tüm davalarda ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir, ayrıca TMK'nun 576. maddesine göre miras, malvarlığının tamamı için mirasbırakanın yerleşim yerinde açılır. Miras bırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davaları bu yerleşim yeri mahkemesinde görülür. İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsünün 19/03/2020 tarihli cevabi yazı ve ekindeki ölüm istatistik formundan da anlaşılacağı üzere murisin Merter/ İstanbul ilinde vefat ettiği, yine dosyadaki ölüm tutanağından murisin son yerleşim yerinin Merter/İstanbul olduğu anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu