Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bizler murisin kızları olarak babamızın vefatı ile hissemize düşen miras payını taşınmazın gerçek değeri olarak peşin ve nakit olarak diğer mirasçı Fevzi ve çocuklarından aldık. Bu nedenle miras hakkından dolayı herhangi bir miras hakkı alacağımız kalmamıştır. Miras ile ilgili dava açmayacağız. Belirtilen nedenlerle murisin ölümünden sonra dava konusu taşınmazlardaki hisse bedellerinin alındığı, mahkemece yapılan bilirkişi raporuna göre sözleşmedeki imzanın davacıya ait olduğu sabittir....

Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki başlıklı 6100 sayılı HMK'nın 12. maddesinin birinci fıkrasında "Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir", üçüncü fıkrasında "bu davalar, birden fazla taşınmaza ilişkin ise, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde, diğerleri hakkında da dava açılabilir” hükmüne yer verilmiştir. 01.04.1974 tarih ve 1974/1-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre, bir kimsenin mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmesi halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın, miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar görünürdeki satış sözleşmesinin danışıklı (muvazaalı) olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de biçim koşulundan yoksun bulunduğunu ileri...

    Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12/07/2017 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/07/2019 tarihli hükmün Adana Bölge Adliye Mahkemesince istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından talep edilmiştir. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya ve içeriği incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü. K A R A R Dava, yasal önalım hakkından kaynaklı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilince istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince 4. istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....

      Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır." düzenlemesi mevcut olup Kırıkkale ili Merkez ilçe Gürler Mahallesi 523 ada 21 parsel 3 ve 4 nolu dairelere ecrimisil ve alacak talep eden taraflar taşınmaz satışından önce iştirak halinde maliktir. Dava; mülkiyet hakkına dayalı, paydaşlar arasında ecrimisil ve yapılan zorunlu masraflar nedeniyle alacak isteğine ilişkindir. Tarafların TMK' nın 705....

      ; ayrıca sağ kalan eşin katılma alacağı veya değer artış payı alacağı bulunmayıp, miras payından kaynaklı bir alacak olması halinde TMK 240. maddeden yararlanamayıp TMK 652. madde hükmünden yararlanabileceği, dolayısıyla davacının katılma alacağı ve değer artış payı alacağının belirlenmesi için eda davası açma imkanı varken yukarıda da belirtildiği üzere tespit davası açmasında hukuki yararını gösteren üç şartında dosya kapsamında gerçekleşmediği..."...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2021/318 Esas KARAR NO : 2021/356 DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 01/06/2021 KARAR TARİHİ : 04/06/2021 KARAR YAZIM TARİHİ :14/06/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalının yüklenici olduğu kantin, muhtarlık, taksi durakları, temizlik binaları, prefabrike yapım işinde taşeron olarak yapım işini üstlendiğini, yapılan işler sonucu 15/12/2016 tarihinde 1 nolu hakediş, 31/12/2016 tarihinde 2 nolu hakediş, 14/04/2017 tarihinde 3 nolu hakedişin faturalandırıldığını, davacı ve davalının ticari defter ve kayıtlarına işlenildiğini, davacının 462.212,00 TL alacağının ödenmediğini, bu alacağın 230.000,00 TL'si için ......

        Somut olayda, miras bırakan ...'ya ait 1543 parselin 300 metrekarelik kısmının temliken tescili talebi ile davacı ... tarafından, ..., ..., ...’ya karşı (Kapatılan) Hüyük Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada 2007/30 Esas, 2008/114 Karar sayılı ilamı ile ...’nın miras payı düşüldükten sonra hesaplanan bedelin diğer mirasçılar ..., ..., ... tarafından 17.09.2009 ve 09.02.2009 tarihlerinde alınmış olması, Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesi anlamında, tereke mallarını kendisine maletme (mirasın benimsenmesi) anlamına gelir ve mirasçılar ret hakkından yoksun kalırlar. Mirasçı olan davacılar, tereke mallarını sahiplenmiş olduğundan, mirası ret hakları düşmüştür. Öyleyse davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir....

          Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

            Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237....

              Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, miras bırakanın malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, miras bırakanın alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı göz önünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca TMK'nun velayet, vesayet ve miras hükümlerinin uygulanmasına ilişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması zorunludur....

                UYAP Entegrasyonu