Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/351 Esas KARAR NO : 2022/495 DAVA : Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 20/03/2020 KARAR TARİHİ : 31/05/2022 Antalya ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... sayılı görevsizlik kararı ile Mahkememize gönderilen Mahkememizin yukarıda esasına kaydı yapılarak Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefalet Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı ... Limited Şirketi’nin Türkiye ... Bankası T.A.O.’dan kullanmış olduğu kredi borcuna müşterek olarak kefil olduğunu ve diğer müşterek müteselsil kefillerden birisinin de ... T.C. kimlik numaralı ... olduğunu, ...'nün vefat ettiğini ve yaptıkları araştırmalara göre de geriye mirasçı olarak ..., ... ve ...'...

    Davalı ..., davada iştirakin sağlanması gerektiğini, davacının miras payını bedel olarak aldığını ve karşılığında da miras hakkından feragat ettiğini yazılı olarak belgelediğini, temlikin muvazaalı yapılmadığını, murisin ihtiyacı nedeniyle sattığı taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını belirtmiştir. Dahili Davalı ,gerçek değeri üzerinden bedeli karşılığında satın aldığını, alım gücü olduğunu,ihtiyaç karşısında diğer davalıya satış yoluyla temlik ettiğini bildirmiştir. Mahkemece; dahili davalı ... hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulü ile 26554 ada, 6 parsel sayılı taşınmazdaki temlike konu 2129/2400 payın iptali ile davacı ve müdahil davacıların miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmiştir. Karar, davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

      Mahkemece yapılan araştırmada miras bırakanın kesin ölüm tarihi itibariyle araştırma yapmadığı anlaşılmaktadır TMK.nın 605/2.maddesi uyarınca miras bırakının ölüm tarihi itibariyle borca batık olup olmadığını ve davalı mirasçıların ölümden sonra miras hakkından faydalanıp faydalanmadığı miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle ödemeden acz durumunda bulunup bulunmadığı, terekenin borca batık olup olmadığının araştırılması ve sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Aile Mahkemesi'nin (halen istinafta) 2016/133 Esas sayılı dosyası ile TMK.nun 240. maddesine dayanarak, katılma alacağını istediğini, bilindiği üzere mirasçı (eş), hem katılım alacağını (TMK.nun 240. md.), hem de TMK.nun 652. maddeye göre miras hakkına mahsuben intifa hakkını da isteyeceğini, TMK.nun 652. maddesinin, yani intifa hakkı kurulması isteme hakkının, para ödeyecek gücü olmayan mirasçıya tanınan bir hak olduğunu, katılım hakkı (TMK.nun 240. md.) aile mahkemesinde aile hukukundan kaynaklı bir talep olduğunu, TMK.nun 652. maddesinin ise aile hukukundan kaynaklı bir talep olmadığını, yani 652. madde ile tanınan bu hak (intifa hakkı) miras hukukundan kaynaklı olduğunu, yani TMK.nun 240. maddesi ile TMK.nun 652. maddesinin tanıdığı haklar ayrı ayrı haklar olduğunu, T1'in aile mahkemesinde intifa hakkına yönelik bir dava açmadığını, zaten aile mahkemesinde miras hakkından kaynaklanan bir dava açılamayacağını, aile mahkemesinde sadece TMK.nun 240. maddesine dayanak dava açılacağını,...

        daki 4 nolu meskenin aile konutu olduğunun ve davacının bu taşınmaza ilişkin katkı payı alacağının 6.017,02 TL olduğunun tespitine, davacının Kartal'daki ev için katkı payı alacağı talebinin reddine, davacının dava konusu taşınmaz üzerinde miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasına ilişkin özgüleme talebinin tefriki ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Davacı tarafın talebi, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik olup, bu alacak istemi yönünden eda hükmü tesis edilmelidir....

          Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirascısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirascılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

            Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....

              Dolayısıyla, davacı 80 parsel sayılı taşınmazda paydaşlığı miras nedeniyle tescilden önce kazandığından dava konusu taşınmazın paydaşı olarak önalım hakkına dayanarak açılan davada aktif dava ehliyeti bulunmaktadır. Önalım hakkına konu payın satış tarihinde yürürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi ve 16.05.1951 günlü, 19/3 sayılı Yargıtay İBK uyarınca kanuni şuf'adan vazgeçmenin kabul edilebilmesi için resmi şekilde yapılması ve tapuya şerh verilmesi gerekli olup davacının şuf'a hakkından vazgeçtiğine ilişkin resmi senet ibraz edilmemiştir. Satış tarihinden önce diğer paydaşlara satış yapılacağının bildirilmesine rağmen davacının payı satın almaması ise şuf'a hakkı ancak satış tarihinden sonra kullanabileceğinden şuf'a hakkından vazgeçme olarak nitelendirilemez ve davacı kötüniyetli kabul edilemez....

                Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık davacının talebinin muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemi mi yoksa miras bırakanın iradesinin ikrah yolu ile fesada uğratılması nedeni ile tapu iptal ve tescil istemi mi olduğu noktasında toplanmaktadır. Bu noktada muris muvazaası ve ikrah kavramları üzerinde durmakta yarar vardır. İrade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanan muvazaa, pozitif hukukumuzda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 19. maddesinde düzenlenmiştir....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, mirasın reddi isteminden kaynaklı menfi tespit davasıdır. Davacı tarafın dava dilekçesinden özetle; davaya konu icra takibinin miras bırakanın düzenlediği senetten kaynaklı olduğu, mirasın yasal süre içerisinde reddedildiği, mirasın reddiyle mirasçıların miras bırakanın borçlarından sorumluluğunun ortadan kalkacağını, mirasçılık sıfatının da ortadan kalkacağını, davanın kabulünü talep ettiği, Davalının süresinde cevap dilekçesi sunmayarak iddiaları inkar edilmiş sayılacağı, Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; mirasın reddi sebebiyle icra dosyasından kaynaklı borçtan sorumlu olmadıklarının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davası olduğu, Dosyanın yapılan incelemesinde, Bakırköy ...... İcra Müdürlüğü ..... esas sayılı dosyasının senetten kaynaklı icra takibine ilişkin olduğu, .......'un borçlu, ...'ın alacaklı olduğu, takip tarihinin 4.8.2021 tarihi olduğu, .......'...

                    UYAP Entegrasyonu