Aynı maddenin son fıkrasında yer alan hüküm ise; ret sonucunda mirasın, daha önce mirasçı olmayanlara geçmesi halinde uygulanma olanağına sahiptir. Davacı, murisin torunudur. Miras bırakanın en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından mirasın reddedilmiş olmasıyla, miras toruna geçmeyecek kendiliğinden tasfiyeye tabi hale gelecektir.Böyle bir durumda miras kendilerine geçmemiş olanların ise mirası reddetmeleri söz konusu olamaz....
(Muhalif) K A R Ş I O Y Dava, mirasın gerçek reddi istemine ilişkindir. Davacı, miras bırakan dayısının mirasçısı olduğunu kendisine İş Mahkemesi'nden yapılan tebligat üzerine öğrendiğini ileri sürerek, mirasın reddi beyanının tespiti ve tescili ile mirası reddinin mirası reddeden kişiden sonra gelen mirasçılara bildirilmesi isteğiyle ve hasımsız olarak eldeki davayı açmıştır....
Bu durumda mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği tespit edilmiştir Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava mirasın reddi istemine ilişkindir. H.M.K.’nun 31. ve 33. maddeleri gereği olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2/1 maddesi uyarınca mal varlığı haklarına ilişkin davalarda, aksine bir düzenleme bulunmadıkça görevli mahkeme dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu nedenle, mirasın hükmen reddi davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Öte yandan Türk Medeni Kanunu’nun 605 ve devamı maddelerinde mirasın gerçek reddi düzenlenerek Yasanın 609. Maddesinde de görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Mirasın hükmen reddinin tespiti davasında davanın açılması için herhangi bir süre öngörülmemiş iken, mirasın gerçek reddi davası 3 aylık süreye tabidir....
Öte yandan Türk Medeni Kanunu’nun 605 ve devamı maddelerinde mirasın gerçek reddi düzenlenerek Yasanın 609. Maddesinde de görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Mirasın hükmen reddinin tespiti davasında davanın açılması için herhangi bir süre öngörülmemiş iken, mirasın gerçek reddi davası 3 aylık süreye tabidir. (Türk Medeni Kanunu'nun madde 605/1, 606) Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddine ilişkin davada yerel mahkemenin görevi; isteğin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep bulunduğu takdirde Türk Medeni Kanununun 609. maddesinde gösterilen usulde işlem yapmaktan ibarettir. Bilindiği üzere, mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin beyan; bozucu yenilik doğurucu niteliktedir. Bu beyan Sulh Mahkemesine ulaşmakla sonuç doğurur....
in mirasını reddettiğini, mirastan intikal eden pay dışında bir malvarlığı bulunmadığını, mirasın reddi sırasında borçlarına karşılık bir güvencede göstermediğini ileri sürerek, mirasın reddinin iptali ile resmen tasfiyesini; birleştirilen davada da davacılar .... ile ... da aynı gerekçelerle mirasın reddinin iptali ile resmen tasfiyesini istemişlerdir. Davalı, davacıları zarara uğratma kastının bulunmadığını, murisi ile uzun yıllardır görüşmediğini, ayrıca kardeşlerinin edindiği malların da muris adına kaydedildiğini, acz içinde olduğuna ilişkin belge sunulmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar süresinde yanıt vermemişlerdir. Mahkemece, mirasın reddinin iptali ile mirasın resmen tasfiyesine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince; dava dilekçesinde davacının mirasın hükmen reddine ilişkin herhangi bir talebinin bulunmadığı, taleple bağlılık ilkesi gereğince taraflarca talep edilmeyen bir hususta karar verilemeyeceği, görevsizlik kararında emsal olarak sunulan istinaf mahkemesi kararının somut olay ile örtüşmediği, emsal kararda davacının terditli olarak öncelikle mirasın gerçek reddi olmadığı takdirde mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep ettiği, somut olayda ise terditli talep bulunmadığı birlikte değerlendirildiğinde mirasın gerçek reddi davasında mahkemenin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Konya 5. Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilmiştir. TMK'nın 605/1. maddesi gereğince yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Mirasın gerçek reddi olarak nitelendirilen bu yolu kullanma imkanı süreye bağlanmış olup aynı yasanın 606/1 Maddesine göre 3 ay içinde miras reddedilmelidir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından; davacılar tarafından TMK 605/2 maddesi gereğince terekenin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddinin talep edildiğini, ancak mahkemece gerçek red talebi olarak değerlendirilip davanın reddine karar verildiğini, murisin terekesinin borca batık olduğunu, mirasın hükmen reddine karar verilmesi gerektiğini, belirtilerek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLER: Nüfus kaydı, ödeme emri v.s. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP ve GEREKÇE: Dava, TMK 605/2 maddesi gereğince mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. 4721 Sayılı TMK’nın 605. maddesinin 1. fıkrasında “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmü ile mirasın kayıtsız, şartsız reddi (hakiki ret/gerçek ret), 2. fıkrasında “Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmü ile mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle talebinin mirasın hükmen reddi olduğunu, murisin Garanti bankasına ve QNB Finansbank'a kredi borçlarının olduğunu terekenin borca batıklığının tespitini talep ettiğini ileri sürmüştür. GEREKÇE: Dava, mirasın reddi istemine ilişkindir. Çanakkale Sulh Hukuk Mahkemesince; davaya mirasın gerçek reddi hükümleri çerçevesinde bakıldığı ve buna göre davanın sonuçlandırıldığı anlaşılmış ise de, davacının talebinin mirasın hükmen reddine karar verilmesi olduğu görülmektedir. Dava dilekçesinde açıkça "mirasın hükmen reddine karar verilmesi isteğimizin arzıdır" şeklinde ibareye yer verildikten sonra, terekenin borca batık olduğu , bankalardan kredi çekildiği bu sebeple murisin terekesinin borca batık olduğu açıkça belirtilmiş, hatta borç miktarı dahi açıklanmıştır. Ancak davacı taraf davayı Sulh hukuk mahkemesine açmış, ve alacaklıları davalı olarak göstermemiştir. Ancak bu durum davanın niteliğini değiştirmez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirasın hükmen reddi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24.09.2018 gün ve 2016/399 Esas ve 2018/5932 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, 09/04/2011 tarihinde ölen müvekkilinin mirasbırakan dedesi ...'ün terekesinin borca batık olduğunu, mirasın hükmen reddinin tespitini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir....
Mahkeme, davanın mirasın hükmen reddi isteğine ilişkin olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar vermiştir. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 31, 33). Türk Medeni Kanunu madde 609 uyarınca, mirasın gerçek reddi isteminde görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesidir. Mirasçı tarafından hasım gösterilmeden mirasın reddi, tespit ve tescili talep edilmiştir. Mirasbırakanın borçlarının bulunduğunun belirtilmesi mirasın hükmen reddinin tespitini talep etmek anlamına gelmez.(Yargıtay 14. HD 17/10/2019 tarih ve 2016/15989 E 2019/6742 K ) Somut olayda; mahkemece görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu dikkate alınarak işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması isabetsiz olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile hükmün HMK 353(1)a-3 gereği kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....