Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasın kayıtsız şartsız reddine ilişkin yazılı veya sözlü beyan, mirasçıya tanınan mutlak bir hak olup, bozucu yenilik doğurucu nitelikte tek taraflı bir irade beyanıdır. Sulh hakimi tarafından tutanakla tespit edilmiş olması koşuluyla, mahkemeye ulaştığı andan itibaren sonuç doğurur ve hükümlerini mirasın açıldığı ana kadar geriye yürütür. Bu redden dolayı hakları halele uğrayanlar yasal şartlarının mevcudiyeti halinde mirasın gerçek reddinin ve bunun tescilinin iptalini bağımsız bir dava ile isteyebilirler. (TMK.m.617) Bu itibarla mirasçıdan alacaklı olan üçüncü kişinin sulh hakimince verilen ve hukuki sonuçlarını doğurmuş olan mirası red beyanının tespit ve tesciline ilişkin kararı temyiz etme hakkı bulunmamaktadır. Öyleyse temyiz dilekçesinin reddine karar verilmelidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 28.02.2011...

    Türk Medeni Kanununun miras hukuku isimli üçüncü kitabının, mirasın geçmesi başlıklı ikinci kısmın birinci bölümünde, mirasın açılma yeri ve yetkili mahkeme gösterilmiş, mirasbırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi, mirasın paylaştırılması ve miras sebebiyle istihkak davalarının murisin yerleşim yerinde açılacağı yazılı olduğu halde, mirasın reddinin tespiti istemi bu davalar arasında sayılmamıştır. Aynı Yasanın 609. maddesinde reddin şekli gösterilmiş, reddin mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyan ile yapılacağı belirtilmiştir. Ret beyanının “mirasın açıldığı yer” sulh mahkemesine yapılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Kanunun 609. maddesinin dördüncü fıkrasında, “süresi içinde yapılmış ret beyanından” söz edildiğine göre; buradaki düzenleme, ret beyanının yapılacağı mahkemeyi değil, bu beyanın tescil edileceği özel sicili tutmakla yetkili sulh mahkemesini ifade etmektedir....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/1179 esas sayılı dosyası ile yaptığını, müvekkilinin iradesinin mirasın gerçek reddi olduğunu, davacı tarafça açılan mahkeme nezdindeki davanın ise mirasın reddinin iptali davası olduğunu, davacı tarafın mirasın reddinin alacaklıları zarara uğratma kastıyla hareket ettiği iddiasında bulunduğunu, davacı tarafın bu iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalı müvekkili ile babası Sebahattin Dinç'in ölümünden yaklaşık 4 yıl öncesinden beridir konuşmadığını, aralarının bozuk olduğunu, müvekkili Dinçer Dinç'in kendisine babasının ölüm haberini vermelerine rağmen babasının cenazesine bile katılmadığını, babası ile olan husumetinden dolayı ondan gelecek hiçbir mirası kabul etmediğini, hatta kendisinin mirası reddedince alt soyu olan çocuklarının da babasının mirasından faydalanmaması için çocukları için de mirasın reddi davası açtığını, müvekkilinin alacaklıları zarara uğratma kastının olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir...

      Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 11.01.2007 havale tarihli mirasın gerçek reddinin tespiti istemli dava dilekçesinde davanın davacı ... ve ...'ye velayeten ... adlarına Av. ... tarafından açıldığı görülmüştür. Dava dilekçesi ekindeki Üsküdar 1. Noterliğinin 15.11.2006 tarihli 26167 yevmiye sayılı vekaletnamesinde davacı ... kendi adına asaleten Av. ... ve diğerlerini vekil olarak seçmiş, davacı 17.06.2002 doğumlu kızı ... için ise velayeten vekil tayin etmemiştir. Anılan vekaletname sadece davacı ... tarafından verilmiştir. Bu durumda davacı ...'nin eldeki davada usulüne uygun temsil edildiği söylenemez. Mahkemece, yaşı küçük davacı için vekaletname temin edilmeden müteveffa ...mirasçısı ... yönünden de mirasın gerçek reddinin tespitine dair karar verilmesi doğru görülmemiş, 16.09.2021 tarihli ek kararın kaldırılarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

        Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir....

          DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında HMK'nın 355.maddesi uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Davacı T1 dava dilekçesinde muris babası Duran Uysal'ın vefat ettiğini belirterek mirasın reddi talebinde bulunmuştur. Ancak dava dilekçesinden talebin mirasın gerçek reddi mi yoksa mirasın hükmen reddi mi olduğu anlaşılamamaktadır. Davacı tarafa HMK'nun 31.maddesi gereğince talebini açıklamak üzere süre verilerek talebinin mirasın gerçek reddi mi yoksa mirasın hükmen reddi mi olduğu açıklığa kavuşturulmalıdır....

          Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, 21.07.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın gerçek reddinin tespiti talebine ilişkindir. Davacı ..., miras bırakanları ...’ın 05.04.2015 tarihinde vefat ettiğini, kendi adına asaleten, kızı ... adına velayeten mirası reddettiklerinin tespitini talep etmiştir. Mahkemece, süresinde yapılmayan talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ... kendi adına asaleten, velayeti altında bulunan ...’a velayeten mirasın reddini istemekle, kendisi ile ... arasında menfaat çatışması oluşmuştur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, 11.11.2015 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve dava dışı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, mirasın gerçek reddinin tespiti talebine ilişkindir. Davacı ..., miras bırakanları ...’ın 26.09.2015 tarihinde vefat ettiğini, çocukları ..., ... ve kendisinin mirası reddettiklerinin tespitini talep etmiştir. Mahkeme, ...’ın ve ...’ın miras bırakanları ...’ın mirasını reddettiklerinin tespitine karar vermiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirasın reddinin iptali ... ve Cansel Doğru tarafından açılan mirasın reddinin iptali davasının reddine dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.06.2013 gün ve 179/302 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, muris babaları Süleyman Doğru'nun 02.05.2010 tarihinde vefat ettiğini, akrabalarının yönlendirmesiyle babalarının terekesinin borca batık olduğunu düşünerek mirası reddettiklerini, ancak, o tarihte 18 yaşından küçük olmaları nedeniyle yanıldıklarını açıklayarak mirasın reddine ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/562 Esas ve 2010/797 Karar sayılı kararının iptaline karar verilmesini istemişlerdir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirasın Reddinin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava Türk Medeni Kanununun 610. maddesinden kaynaklanan mirasın reddinin iptaline ilişkin olup, mahkemece Türk Medeni Kanununun 617. maddesinden kaynaklanan mirasçıların alacaklılarının korunması davası kabul edilerek karar verilmiştir. Davacının alacağı mirasbırakandan olduğuna göre delillerin Türk Medeni Kanununun 610. maddesi çerçevesinde değerledirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu