Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

B) Davacı T6 istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, babaları muris T7 ölümünden sonra 3 aylık süre içerisinde babaları muris T7 mirasını kayıtsız şartsız reddini yerel mahkemeden talep ettiklerini, bilindiği üzere kanunda mirasın gerçek reddi ile mirasın hükmen reddinin düzenlendiğini, mirasın gerçek reddi davası miras bırakanın ölümünden itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içinde ve hasım belirtmeksizin açılacağını, söz konusu iş bu dava kanunun mirasın gerçek reddi için aradığı tüm şartları taşıdığını, bu nedenle açılan iş bu davanın mirasın gerçek reddi davası olduğunu ve görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Mirasın Gerçek Reddi istemine ilişkindir. Somut olayda; davacılar, muris T.C....

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/247 Esas sayılı dosyasında muris T4 mirasının gerçek reddi için dava açıldığını, mahkemenin 03/03/2022 gün ve 2022/247 Esas - 2022/239 Karar sayılı ilamıyla davacılar Songül Sarıarslan Duman, T1 Gülsen Keskin ve Serpil Sarıarslan yönünden mirasın gerçek reddi davasının kabulune karar verildiğini, diğer davacı Ayşe Sarıarslan mirasçı olmadığından davasının reddedildiğini, bu kararın 12/04/2022 tarihinde kesinleştiğini, Murise ait Bolu 2....

ın 25/09/2014 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak kendilerinin kaldığını, babalarından kalan mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddettiklerini, bu nedenle mirasın reddinin tesciline karar verilmesini talep etmişlerdir. Asliye Hukuk Mahkemesince, "...tereke alacaklısına husumet yöneltilmeyip hasımsız dava açıldığından davanın mirasın gerçek reddine ilişkin olduğu, TMK'nın 609/1. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait bulunduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    Bu hükme göre mirasın reddinin iptali davasını ancak "MURİSİN ALACAKLILARI" açabilir ve mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir. Ayrıca yine bu hükme göre mirasın iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olmaları gerekir. Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptali istenemez. Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde zamanışımı ve hak düşürücü süre öngörülmediğinden bu tür davayı açmak için herhangi bir süre yoktur. İkincisi olan TMK'nın 617. Maddesindeki düzenleme ise 'mirasçının alacaklılarının korunmasına' ilişkindir....

    Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, 11.04.2005 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.04.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın gerçek reddi talebine ilişkindir. Davacılar vekili, muris ...’nun 28.01.2005 tarihinde öldüğünü belirterek mirasın kayıtsız şartsız olarak reddinin tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... temyiz etmiştir. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır (TMK m. 609). TMK 606. maddesinde ise; "Miras 3 ay içerisinde reddolunabilir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirasın Gerçek Reddi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 575. maddesi hükmüne göre miras ölümle açılır ve miras bırakanın ölümü ile birlikte kendiliğinden mirasçılara intikal eder. Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesindeki, mirasın gerçek reddi; mirasçıların her birine tanınmış, tek taraflı olarak kullanılabilecek, bozucu yenilik doğuran bir haktır. Bu nedenle, ret beyanı hukuki sonuçlarını sulh hakimine ulaşmakla kendiliğinden meydana getirir ve mirasçı kural olarak bu andan itibaren artık beyanından geri dönemez....

        Dosya içerisindeki mirasın reddine ilişkin dava dosyalarında ...'in eşi ve çocuğunun mirası kayıtsız şartsız olarak reddettikleri, bu hususun tespit ve tesciline karar verildiği, nüfus kayıtlarına da işlenmiş olduğu, mirasın reddi hususunun terekenin paylaşımı sırasında nazara alınmasına işaret edilmek suretiyle muris ... in mirası 4 pay kabul edilerek 1/4 payının eşine, 3/4 payının da çocuğuna aidiyetine karar verilmesi gerektiği, alacaklı konumunda bulunan ... 'nın da TMK 617. maddesi uyarınca reddin iptali yönünde dava hakkını kullanabileceği, en yakın mirasçılar olan eş ve çocuğun mirası reddi halinde resmi tasfiye yapılması gerektiği belirtilerek davanın kabulü ve mirasçılık belgesinin iptaliyle muris ...'in mirası 4 pay kabul edilerek, 1/4 payının eşi Serbes Özdemir'e, 3/4 payının oğlu ... 'e aidiyetine, Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/1055 Esas sayılı mirasın gerçek reddine ilişkin kararı uyarınca ...'...

          Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Kural olarak, mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez. Mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından, ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya açılacak olan reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir....

            CEVAP:Davalı T4 vekili cevap dilekçesi ile; Görevli ve yetkili mahkemenin Cihanbeyli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin murisin mirasını kabul ettiğini, vergi daresi ve tapu müdürlüğünde işlemler yaptığını, kısacası terekenin olağan olmayan işlemlerine karıştığını, TMK m.610 uyarınca mirası reddedemeyeceğini, yapılan mirasın reddinin geçerli olmadığını, davacı tarafın bu durumdan haberdar olup taşınmazlara haciz uygulattığını, müvekkilinin bu intikal eden taşınmazlar dışında malvarlığının bulunmadığını, müvekkilinin bu intikal eden mallarla boşandığı eşine borcunu ödemek istediğini, reddi mirasın iptali için Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinde 2021/532Esas sayılı dava açtıklarını, ayrıca 3. Kişiler tarafından da müvekkili aleyhine mirasın reddinin iptali davaları açıldığını, iş bu sebeple davanın reddini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, 10.09.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, TMK'nın 605. maddesi gereğince mirasın gerçek reddine ilişkindir. Davacı vekili, davacının kız kardeşi .....'un 17.08.2014 tarihinde vefat ettiğini, davacının kız kardeşinin mirasını süresinde reddettiğini belirterek mirasın reddinin tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava mirasçılık belgesi verilmesi istemi olarak nitelendirilmiş ve davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu