Mirası reddeden mirasçıların mirası reddetmelerinin hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğine hüküm yerinde yer verilmemiş olması doğru değil ise de bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden; ........ 22.08.2012 tarin 2012/44-65 Esas-Karar sayılı kararı ile mirası reddeden ..........22.08.2012 tarih 2012/56-66 Esas-Karar sayılı kararı ile mirası reddeden.........Mahkemesi'nin 14.08.2012 tarin 2012/724-921 Esas-Karar sayılı kararı ile mirası reddeden ..........bakımından mirası reddetmelerinin hukuki sonucunun terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetilmesine" ibaresinin ayrı bir paragraf olarak hüküm fıkrasına eklenmesi suretiyle düzeltilmesine, hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve aşağıda dökümü yazılı 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna, 29.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ........
ın Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.03.2012 tarihli ve 2012/42 Esas, 2012/104 Karar sayılı ilamıyla mirası reddettikleri anlaşılmaktadır. Mirası reddeden mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret etmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. TMK'nın 611/1. maddesinde düzenlenen "yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer" hükmü uyarınca, mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şekli kararda gösterilmelidir. Mahkemece nüfus kayıtları ve mirasçılardan ...'e ilişkin mirası ret kararı değerlendirilerek, mirası reddeden mirasçıların paylarının kime kalacağı hususunun açıkça gösterilmek suretiyle mirasçılık belgesi düzenlenmesi gerekir....
i bıraktığı, bu mirasçıların davada davalı olarak gösterildikleri ancak mirasçılarından ...’in mirası reddettiğinin ileri sürüldüğü görülmektedir. Mirası reddeden mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret etmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. TMK'nın 611/1 maddesinde düzenlenen "yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer" hükmü uyarınca, mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şekli kararda gösterilmelidir. Mahkemece nüfus kayıtları ve mirasçılardan ....'e ilişkin mirası ret kararı değerlendirilerek, mirası reddeden mirasçıların paylarının kime kalacağı hususunun açıkça gösterilmek suretiyle mirasçılık belgesi düzenlenmesi gerekir....
TMK'nun 611/1. maddesinde düzenlenen “ Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer...” hükmü uyarınca mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şekli kararda gösterilmelidir. Mahkemece, talep, nüfus kayıtları ve mirasçıların mirası ret kararı değerlendirilerek, mirası reddeden mirasçıların paylarının kime kalacağı hususunun açıkça gösterilmek suretiyle mirasçılık belgesinin düzenlenmesi gerekir. Bu bakımdan; verilen mirasçılık belgesinde yasal mirasçılar ile bunların miras paylarının gösterilmesi yerinde ise de; “mirası reddin hukuki sonuçlarının” düzenlenen mirasçılık belgesine yansıyacak şekilde gösterilmemiş olması hatalı olmuştur. Somut olayda; muris Ü.. T..'nın 22.12.2012 tarihinde öldüğü ve geriye mirasçı olarak sağ eşi davacı ile birlikte müşterek çocukları M..T.., Y.. T.. ve C.. Ta..'nın kaldığı dosya içinde yer alan nüfus kayıtlarından anlaşılmaktadır....
öncesinde, mirası reddeden mirasçıların istemi üzerine, kendilerinden sonra gelen mirasçıların sulh hâkimi tarafından reddin kendilerine bildirileceği bir ay içinde mirası kabul etmedikleri takdirde mirası reddetmiş sayılacakları düzenlenmiştir....
Zaten TMK'nın 611. maddesi uyarınca mirası reddeden mirasçının payı kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer. Tüm yasal mirasçıların mirası reddi halinde ise tereke TMK'nın 612 ve devamı maddeleri uyarınca tasfiyeye tabi tutulur. Davacıların talebinin, kendilerine miras geçmediğinden ret haklarının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Yasal mirasçılardan birinin mirası reddetmesi durumunda TMK'nın 611/1 maddesine göre "yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer" aynı kanunun 608/son maddesine göre "ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse bunlar için ret süresi önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendiklerine tarihten işlemeye başlar" dosya arasında bulunan nüfus kayıtlarına göre davacılar dedeleri K.. S..'dan gelen mirası reddeden anneleri Kadir kızı H... Y...'in altsoyudur (çocuklarıdır). Muris K.. S..'...
Uyuşmazlık, işverenin mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirası reddeden mirasçılar yönünden tespit hükmü kurulup kurulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez. Bu halde mirası reddetmeyerek mirasçılığı devam edenlerin katılımı ile davaya devam edilir. Mirasçıların tamamının mirası reddetmeleri halinde Türk Medeni Kanunu' nun 612 ve devamı maddeleri uyarınca mirasın tasfiyesi yoluna gidilerek, bir tasfiye memuru atanır ve ilgili memurun davaya dahil edilmesi suretiyle davaya devam edilir. Türk Medeni Kanunu' nun 612 ve devamı maddelerine göre en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir....
Mirasçılar, mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu taktirde ret, Sulh Hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar. Bunun üzerine miras, yine iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. En yakın yasal mirasçıların reddi, kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar Yasanın 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras, sonra gelen mirasçılara geçmez. Bunlar, miras bırakanın borçlarından sorumlu da tutulamaz....
TMK’nın 611/1. maddesine göre; “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer.” O halde; davacı ...’ın, mirası reddettikleri mahkeme kararı ile kesinleşmiş mirasçıları dışında kalan tüm mirasçılarına ve mirası reddedenlerin tüm altsoy mirasçıları dahil olmak üzere gerekçeli kararın bilinen adreslerine tebliğ edilmesi, adresleri tespit edilemeyenlerin mernis adresine tebligatın yapılması, mernis adresi de bulunmayan mirasçılara ilanen tebligat yapılması, ondan sonra dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 15/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Sulh Hukuk Mahkemesi'ne sunduğu 10/03/2014 tarihli dilekçesinde ve akabinde yetkili mahkemeye sunduğu 14/05/2015 tarihli dilekçesinde, müvekkili T4'ın mirası reddettiğini, anılan davacı yönünden mirası reddin tespitini talep etmiş, 28/09/2018 tarihli dilekçe ile de; dosyaya bildirilen borç taleplerinden terekenin borca batık olduğunun anlaşıldığını, müvekkillerinin tereke tespiti davasının sonucunu beklemeden mirası reddetmek istediklerini, müvekkillerinin mirası reddettiklerini, mirası reddin tespitine karar verilmesini talep etmiş, 03/10/2018 tarihli duruşmada da, müvekkilleri T2 ve T1'ın da mirası reddettiklerini beyan etmiş, dava açılış sırasında sunulan vekaletnamede mirası red özel yetkisinin bulunmamakla birlikte yargılama sırasında bu eksikliğin tamamlandığı anlaşılmıştır....