Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/302 Esas, 2015/417 Karar sayılı mirası red kararının iptalini istemiştir. Davalı, mirasbırakanı ile arasında husumet olduğu için mirası reddettiğini, borcunun olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 617/1. maddesi) Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. (4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 617. maddesi) Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur....
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun; 599’uncu maddesinde, mirasçıların, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazandıkları, kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçıların, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazandıkları ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu oldukları, atanmış mirasçıların da mirası, miras bırakanın ölümü ile kazandıkları, yasal mirasçıların, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlü oldukları belirtilmiş, 605’inci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri, ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen belirlenmiş ise, mirasın reddedilmiş sayılacağı bildirilmiş, 606’ncı maddesinde, mirasın...
Sulh Hukuk Mahkemesi ‘nin 2004/286 Esas sayılı 16.06.2004 tarihli kararı ile ...’ın mirasçıları ..., ..., ..., ... ve ... ’ın mirası reddettiklerinin tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda öncelikli olarak çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, işverenin gerçek kişi olduğu hizmet tespiti davalarında, mirasçıların mirası reddetmeleri halinde mirası reddeden mirasçılar yönünden tespit hükmü kurulup kurulamayacağı noktasında toplanmaktadır.Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup anılan Kanun'un 605. maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi halinde, mirası reddedenler yönünden davaya devam edilemez. Bu halde mirası reddetmeyerek mirasçılığı devam edenlerin katılımı ile davaya devam edilir....
mirasçıların mirası reddedebilecekleri, ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen belirlenmiş ise, mirasın reddedilmiş sayılacağı bildirilmiş, 606’ncı maddesinde, mirasın, üç ay içinde reddolunabileceği, bu sürenin, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği Tarihten işlemeye başlayacağı açıklanmış, 610’uncu maddesinde, yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçının, mirası kayıtsız koşulsuz kazanmış olacağı, ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya miras bırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan, ya da, tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçının, mirası reddedemeyeceği hüküm altına alınmıştır....
Mirası red imkanı olduğu müddetçe mirasçıların kişisel sorumluluğu başlamaz. Alacaklılar bu dönemde, tereke malları üzerinde takip yapabilirler, haciz koydurabilirler, ancak henüz kendi kişisel malvarlıklarına dokunulamaz. Çünkü bu arada mirasçılar mirası reddedebilirler veya resmi tasfiye isteyebilirler. Bu süre zarfında mirasçıların şahsi sorumlulukları bulunmamaktadır. Miras reddedildiğinde geçmişe yönelik sonuç doğurur. Mirası reddeden mirasçı murisin borçlarından sorumlu olmaktan kurtulur. Somut olayda, davacının işçilik alacaklarının tahsili için 30.09.2011 tarihinde dava açtığı, davalı ...'ın murisi ve işveren Beşir Furtuna'nın 16.09.2010 tarihinde vefat ettiği, bu nedenle mirasçılık belgesi uyarınca davanın işveren Beşir Furtuna'nın oğlu davalı ...'ya yöneltildiği ve mahkemece alacakların davalı ...'dan tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinde bulunan ve Fethiye 2....
Hal böyle olunca davalının alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla mirası reddettiği ve borca yetecek kadar malvarlığının da olmadığı anlaşıldığından; -Davanın KABULÜ İLE, -Davalı T4 mirası red işleminin İPTALİNE," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bununla birliktte TMK 'nun 617. Maddesinde borca batık terekeden söz edilmektedir....
.-2016/37 K sayılı ilamı ile mirası reddediklerini, ancak mirası reddeden kimselerin ve mirası reddedenlerin paylarının kime intikal ettiğinin gösterilmemesi nedeniyle tapu intikal işlemlerinin gerçekleşmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak mirası reddeden mirasçıları ve bu mirasçılara ait payların kime intikal ettiğini gösterir şekilde yeniden veraset ilamı düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nin 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; 28/11/2015 tarihinde vefat eden miras bırakan T3 mirasçılık belgesinin verilmesi talep edilmiş, mahkemece istem doğrultusunda karar verilmiş ancak kesinleşmiş mirasın reddi kararı olmasına rağmen mirasçılık belgesi düzenlenirken dikkate alınmadığı gerekçesiyle alacaklı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
DAVACILAR VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararının usul ve esas açısından hukuka aykırı olduğunu, muris Gündüz Atilla Güneş'in 23/02/2011 tarihinde vefat ettiğini, geride mirasçı olarak kalan Sevim Güneş, T1 Güneş ve Özlem Hasçelik'in mirasın gerçek reddi davası açarak mirası reddettiklerini, murisin kızı T1 reddettiği için altsoyları olan Ezgi Hasçelik ve Beste Hasçelik'e miras hakkının intikal ettiğini ve bunlar dışında mirası kabul eden mirasçının bulunmadığını, yasa gereğince yasal mirasçılardan birinin mirası reddetmesi halinde onun payının miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçeceğini, mirası reddeden atanmış mirasçının payının, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalacağını, kanunun açık hükmü olmasına rağmen mahkemece mirasçılık belgesi istemlerinin reddedilmesinin yasaya açıkça aykırı olduğunu, açıklanan ve resen takdir...
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2022/527 Esas 2022/654 Karar sayılı kesinleşmiş kararı ile reddettiğini, TMK.nun 611. maddesi "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer" hükmünü amir olduğunu, davacıların annesi Banu Bilginer muristen kendisine intikal edecek mirası reddetmiş olduğundan, miras açıldığı andan itibaren geçerli olacak şekilde mirasçılık sıfatını kaybettiğini ve Banu Bilginer'in miras payı murisin vefatında kendisi hayatta değilmiş gibi TMK.nun 611. maddesi uyarınca kendi alt soyu olan davacılara intikal edeceği için davacıların da (annelerinin Muris'ten intikal edecek mirası reddi dolayısıyla) muristen kendilerine kalacak mirası kayıt ve şartsız reddettiklerini bildirerek 22/03/2022 tarihinde vefat eden T4'in mirasının davacılar tarafından kayıtsız şartsız reddedildiği hususunun TMK'nun 605/1. ve 609. maddesi uyarınca tespit ve tesciline, muris T4'in mirasının davacılar tarafından reddi hususunun mirası...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde bire bir ifadesi ile; """1- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605. maddesi “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler” hükmünü haizdir. TMK'nın 611. maddesinde ise 'Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.' hükmü yer almaktadır. Açıkça görüleceği üzere; muristen evvel ölmüş bulunan zümre başının veya kökün yerini kendi füruu alır. Buna zümre ve tabakada halefiyet prensibi de denilmektedir. Füru zümre başını veya kökü temsil etmez, onun yerini alır ve bizzat kendi mirasçılığı bahis konusudur. Bu sebeple de mirası reddetmelerinde hukuki menfaatleri bulunmaktadır. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ'nin E. 2011/6465, K. 2011/7648, T. 3.5.2011 sayılı kararında; "Davacı, mirası reddedenin alt soyudur....