Muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ile tescil davasında dava miras hakkından kaynaklandığından davada davacı, mirasbırakanın muvazaa ile tapuda taşınmaz devri yaptığını ve bu yolla miras hakkının çiğnendiğini iddia eden saklı pay sahibi olsun veya olmasın tüm mirasçılardır. Mirasçılar arasında bu dava açısından zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından her bir mirasçı diğerlerinden bağımsız olarak tek başlarına miras payı oranında dava açıp, payları kadar tapu kaydının iptali ile tescilini talep edebilirler. Ancak ıskat(çıkarma), mirastan feragat, mirastan yoksunluk ve mirası ret gibi nedenlerle mirasçılık sıfatını kaybedenler saklı paylı mirasçı olsalar dahi muris muvazaasına dayalı tapu iptali-tescil ve bu nedene dayalı tazminat davasını açamazlar. Tenkis davası ise saklı paylı mirasçılar tarafından açılabilir....
Öte yandan; aynı kanunun 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme olmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiş, 382/2- c maddesi hükmünde ise miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri belirtilirken mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin davalar da bu kapsamda sayılmış, ne var ki; mirasçılık belgesinin iptali istemi ile açılan davalar hakkında düzenleme yapılmamıştır. O halde mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu, bu nedenle 6100 Sayılı HMK nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur....
Evlatlığın mirastan yoksun bırakılmasını veya mirasçılıktan çıkarılmasını gerekli kılacak bir durumun varlığı halinde, evlatlığın mirastan yoksun bırakılması ya da mirasçılıktan çıkarılması yine mümkün olmakla beraber, bu yoksun bırakma/mirasçılıktan çıkarma hali evlat edinen ile evlat edinilen arasındaki evlatlık ilişkisinin sona ermesi sonucunu doğurmayacaktır. (Aydoğdu, a.g.e sh.664-665) TMK’nın 318. maddesi gereği; evlât edinmenin esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakat olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya her ilgilinin evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebileceği, noksanlıkların bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, evlatlık ilişkisinin kaldırılması yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Yukarıda yapılan kısa açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; Karşıyaka 1....
Evlatlığın mirastan yoksun bırakılmasını veya mirasçılıktan çıkarılmasını gerekli kılacak bir durumun varlığı halinde, evlatlığın mirastan yoksun bırakılması ya da mirasçılıktan çıkarılması yine mümkün olmakla beraber, bu yoksun bırakma/mirasçılıktan çıkarma hali evlat edinen ile evlat edinilen arasındaki evlatlık ilişkisinin sona ermesi sonucunu doğurmayacaktır. (Aydoğdu, a.g.e sh.664-665) TMK’nın 318. maddesi gereği; evlât edinmenin esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakat olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya her ilgilinin evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebileceği, noksanlıkların bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlâtlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, evlatlık ilişkisinin kaldırılması yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir. Yukarıda yapılan kısa açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; ... Aile Mahkemesinin ......
Evlatlığın mirastan yoksun bırakılmasını veya mirasçılıktan çıkarılmasını gerekli kılacak bir durumun varlığı halinde, evlatlığın mirastan yoksun bırakılması ya da mirasçılıktan çıkarılması yine mümkün olmakla beraber, bu yoksun bırakma/mirasçılıktan çıkarma hali evlat edinen ile evlat edinilen arasındaki evlatlık ilişkisinin sona ermesi sonucunu doğurmayacaktır. (Aydoğdu, a.g.e sh.664-665) TMK’nın 318. maddesi gereği; evlât edinmenin esasa ilişkin diğer noksanlıklardan biriyle sakat olması halinde, Cumhuriyet savcısı veya her ilgilinin evlâtlık ilişkisinin kaldırılmasını isteyebileceği, noksanlıkların bu arada ortadan kalkmış veya sadece usule ilişkin olup ilişkinin kaldırılması evlatlığın menfaatini ağır biçimde zedeleyecek olursa, evlatlık ilişkisinin kaldırılması yoluna gidilemeyeceği belirtilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL,TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, mirasbırakan babası ...’ün maliki olduğu 8 numaralı bağımsız bölümü diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak satış suretiyle davalı torunu ...’a temlik ettiğini, onun tarafından da diğer davalı ...’ya devredildiğini, kayıt malikinin iyi niyetli olmadığını ileri sürerek, tapu kaydının veraset ilamındaki payı oranında iptali ile adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde taşınmazın rayiç değeri üzerinden payına isabet eden kısmın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, temliklerin muvazaalı olmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "... Miras bırakan ...'ün 21.12.2005 tarihinde satış göstermek suretiyle davalılardan torunu ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı kooperatifçe temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı, davalı kooperatifin ortağı olduğunu, kiraladığı tarlalarda çiftçilik yaptığını, ancak 28.08.2009 tarihli kararla haksız bir şekilde ortaklıktan çıkarıldığını, oysa kendi adına taşınmazı olmayan 20 civarında üyenin kooperatif ortaklığının devam ettiğini ileri sürerek, çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı temsilcisi kooperatif başkanı, çıkarmanın genel kurul kararıyla yapıldığını ve yasaya uygun olduğunu, savunarak, davanın reddini istemiştir....
İşten çıkarmanın olduğu sektörün yer aldığı alt endeksin zaman içinde gelişimi incelenerek ilgili sektörün zor durumda olup olmadığı saptanabilecektir. Diğer bir başka gösterge de; işten çıkarmanın olduğu sektörde son dönemde istihdam edilenlerin sayısında önemli bir değişiklik olup olmadığını gösteren “istihdam edilenlerin iktisadi faaliyet konularına göre dağılımı”dır. İlgili sektörde son dönemde istihdamda bir azalma ya da diğer iş kollarına göre daha az bir artış gerçekleşmişse sektörel bir olumsuzluktan söz edilebilecektir. Ekonomide yaşanan değişimler bölgesel bazda da farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Bazı bölgelerin zaman içinde ülke geneline oranla daha hızlı büyüyüp ekonomik büyümeye katkıları artarken, bazı bölgelerin GSYİH’ya katkısı zaman içinde daha düşük olabilir. Bu nedenle, işten çıkarmanın gerçekleştiği sektör kadar çoğrafi bölgenin de önemi vardır....
TMK.nun 512.maddesine göre; mirasçılıktan çıkarma, mirasbırakan ancak buna ilişkin tasarrufunda çıkarma sebebini belirtmişse geçerlidir. Mirasçılıktan çıkarılan kimse itiraz ederse, belirtilen sebebin varlığını ispat, çıkarmadan yararlanan mirasçıya veya vasiyet alacaklısına düşer.Somut olayda; 02.08.2009 tarihli vasiyetnamede bahsedilen ıskat sebeplerinin gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Sebebin varlığı ispat edilememiş veya çıkarma sebebi tasarrufta belirtilmemişse tasarruf, mirasçının saklı payı dışında yerine getirilir; ancak, mirasbırakan bu tasarrufu çıkarma sebebi hakkında düştüğü açık bir yanılma yüzünden yapmışsa, çıkarma geçersiz olur. Davalılar, mirastan ıskat sebebini ispat edemediğinden TMK'nun 512/3. maddesi gereğince mirastan ıskatın miras bırakanın tasarruf nisabı oranında geçerli olması gerekir....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27/11/2018 tarihinde verilen dilekçeyle mirasçılıktan çıkarma talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hukuki yarar yokluğundan reddine dair verilen 06/02/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf talebinin kamu düzeni bakımından kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....