Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, usule ve kanuna uygun olup sadece gerekçe kısmının dava türüne ilişkin bölümünde "Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Kira Kaybı Bedeli ve Tazminat " ve gerekçesinde " İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesine Dayalı Kira Kaybı Bedeli ve Tazminat istemine ilişkindir." ibarelerine yer verilmiş olması doğru bulunmadığından bu kısımların değiştirilerek istinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden dava türünün "vasiyetnamenin ve mirasçılıktan çıkarmanın iptali ve tenkis" istemine ilişkin olduğu yönünde gerekçenin düzeltilmesi sureti ile hükmün onanması gerekmiştir....
Mahkemece; asıl ve birleşen davanın reddine dair verilen karar, tarafların temyizi üzerine Dairece verilen 30/11/2015 tarihli ve 2015/11678 E.2015/19101 K. sayılı kararla; mirasbırakanın, dava konusu vasiyetname ile çocukları ve torunları olan davacılar hakkında gösterdiği sebeplerin, mirasçılıktan çıkarma sebebi sayılabilecek nitelik ve nicelikte bulunmadığı, bu nedenle TMK’nın 512 nci maddesinin üçüncü fıkrasının ilk cümlesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı, başka bir ifade ile davacıların saklı paylarını isteyebileceği, bu nedenle davaya tenkis davası olarak devam edilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozma kararına uyan mahkemece; mirasbırakanın, Tekirdağ 4....
nin çocuğu olan davacı hakkında gösterdiği sebeplerin, mirasçılıktan çıkarma sebebi sayılabilecek nitelik ve nicelikte bulunmadığı gözetilerek, TMK'nun 512. maddesinin 3. fıkrasının ilk cümlesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı, başka bir ifade ile davacının saklı payını isteyebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edilebileceği düşünülmeden, istemin tümden reddilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya tenkis davası olarak devam edildiği belirtilerek, bilirkişi tarafından tenkis bedelinin 153.434,59 TL olarak hesap edildiği gerekçesiyle anılan bu bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuran İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır. B....
Noterliğinin 28.12.2011 tarihli ve 10411 yevmiye numaralı mirasçılıktan çıkarmaya ilişkin vasiyetnamenin düzenlendiği, buna ilişkin vasiyetnamenin Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.12.2012 tarihli kararı ile açılıp okunmasına karar verildiği, buna karşı davacıların Lüleburgaz 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/192 Esas sayılı dava dosyası ile mirasçılıktan çıkarmanın iptali istemiyle dava açtıkları ve Mahkemece, "mirasçılıktan çıkarma" başlıklı vasiyetnamenin davacılar yönünden iptaline karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, mirasçılıktan çıkarmanın dava yolu ile ileri sürülemeyeceğini, mirasçılıktan cezai çıkarma, hukuki geçerliliğinin kanuni şekle bağlı bir tasarruf olduğunu, cezai çıkarmanın, her şeyden önce şekli anlamda bir ölüme bağlı tasarrufu zorunlu kıldığını, kanunun, cezai çıkarmada kanuni şekil şartına iki ayrı hüküm ile temas ettiğini, bir taraftan MK md.510 hükmü ile cezai çıkarmanın ancak bir ölüme bağlı tasarruf konusu olabileceğini açık bir şekilde düzenlendiğini, MK md.512/I hükmünde cezai çıkarma sebebinin ölüme bağlı tasarrufta gösterilmesi kuralı benimsendiğini, mirasçılıktan çıkarma iradesinin ölüme bağlı tasarrufta açıkça ortaya konulmasının, kanundan kaynaklanan temel bir şekil unsuru olduğunu, Mirasçılıktan çıkarmanın, şekli anlamda ölüme bağlı tasarruf kalıbı içerisinde dışa vurulması gereken bir irade beyanı olduğunu, mirasçılıktan çıkarmanın başka herhangi bir hukuki araç ile gerçekleştirilebilmesinin...
nin 05.01.2012 tarihli vasiyetnamesi ile kardeşi olan müvekkilini akrabalıktan doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile mirasçılıktan çıkardığını, vasiyetnamede mirasçılıktan çıkarma sebebi olarak gösterilen hususların gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek; mirasçılıktan çıkarma işleminin iptali ile müvekkilinin yasal miras payının geri verilmesini, olmadığı takdirde müvekkiline ait saklı payın tenkisini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; mirasçılıktan çıkarmadan yararlanan davalının, mirasçılıktan çıkarma sebeplerinin varlığını ispat edemediği gerekçe gösterilerek, davanın kabulü ile vasiyetnamenin iptaline, tenkise yönelik talepten vazgeçildiğinden bu yönde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, mirasçılıktan çıkarmanın iptali istemine ilişkindir. TMK'nun 510/1. maddesi uyarınca, ancak saklı paylı mirasçılar mirasçılıktan çıkarılabilir....
i mirasçılıktan çıkardığı, mirasçılıktan çıkardığı ...'in miras payını ...'in ilk eşi olan ....den olma çocukları ... ve ...'ya bıraktığının anlaşıldığı, mirasçılıktan çıkarılan ...'in miras payının alt soyuna intikal edeceği, mirasçılıktan çıkarılan ...'in karar tarihinden önce 29.10.2015 tarihinde doğan altsoyu......'un mahkemece yeni düzenlenen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmemesinin doğru olmadığı ve bunun yanında, kök muris ... anılan vasiyetname ile tereke üzerinde tasarrufta bulunmuş olduğundan mirasçılıktan çıkarmanın çıkarılanın altsoyu yönünden saklı payı dışında yerine getirilmesi hususunda bir hüküm kurulmamasının da doğru görülmediği gerekçeleriyle davacı vekili ile bir kısım davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onama ilamı kaldırılarak; hükmün bozulmasına karar verilmiştir. B....
un çocuğu olan davacı hakkında gösterdiği sebeplerin, mirasçılıktan çıkarma sebebi sayılabilecek nitelik ve nicelikte bulunmadığı gözetilerek, TMK. nun 512. maddesinin 3. fıkrasının ilk cümlesi uyarınca mirasçılıktan çıkarmanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı, başka bir ifade ile davacının saklı payını isteyebileceği ve davaya tenkis davası olarak devam edilebileceği düşünülmeden, istemin tümden reddilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Mahkemece, davacının vasiyetnamenin iptali isteğinde bulunmadığı, vasiyetnamenin kesinleştiği, bu halde davacı mirasçılıktan çıkarıldığından mirasçılık sıfatının kalmadığı ve tenkis isteyemiyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davacının... 1. Noterliği’nin 15.07.2002 tarih ve 12044 yevmiye no’lu vasiyetnamesi ile mirasçılıktan çıkarıldığı, eldeki davada davacı tarafından anılan vasiyetnamenin iptali istenmeyip, münhasıran tenkis isteğinde bulunulduğu, ne var ki 4721 sayılı TMK’nın 511/1. maddesinde; ‘’Mirasçılıktan çıkarılan kimse, mirastan pay alamayacağı gibi; tenkis davası da açamaz....
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde davayı vasiyetnamenin iptali olarak açtığını belirtmiş, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık, vasiyetnamenin iptali olarak belirlenmiş; taraf vekillerince imzalanan bu tutanağa göre vasiyetnamenin iptali yönünden tahkikat yapılarak hüküm kurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin hatalı kararı üzerine mahkemece tenkis incelemesi yapılmış, nitekim tenkis kararını denetleyen Bölge Adliye Mahkemesi tenkis isteminin bulunmadığını belirleyerek işin esasıyla ilgili karar vermiştir. Taraflar, aralarındaki uyuşmazlığı vasiyetnamenin iptali olarak belirlediklerine göre, HMK nın 25 ve 26 ıncı maddeleri kapsamında istek konusu olmayan, bir başka ifade ile mahkeme önüne getirilmeyen ayrı bir dava niteliğindeki tenkis yönünden temyiz incelemesi yapılarak bozma kararı verilemez. Aksi düşüncede, HMK nın 140/(3) üncü maddesindeki düzenlemenin uygulama imkanı kalmayacağı göz ardı edilmemelidir....