ye ait tüm mirasçılarını gösteren mirasçılık belgeleri bulunmamaktadır. Miras bırakan ... ve davalı...'ye ait tüm mirasçılarını gösterir veraset belgelerinin sunulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, mirasçılık belgesi bulunmuyorsa, mirasçılık belgesinin alınması bakımından dava açılması için süre verilmesi, mirasçılık belgesi temin edildikten sonra dosya içerisine konulması, ondan sonra temyiz incelemesi yapılabilmesi için geri çevrilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 14.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın mirasçılık belgesinin sunulması için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, mirasçılık belgesi bulunmuyorsa, mirasçılık belgesinin alınması bakımından dava açılması için süre verilmesi, mirasçılık belgesi dosyaya sunulduktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın geri çevrilmesi suretiyle Mahal Mahkemesi'ne İADESİNE, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan genel hüküm niteliğinde bulunan TMK'nın 598/1 maddesinde de mirasçılık belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesi öngörülmüştür. HMK'nın "çekişmesiz yargı işleri" başlığını taşıyan 382/2-c maddesinin 6. bendine göre mirasçılık belgesi verilmesi sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girmekte ve çekişmesiz yargı kapsamında kalmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi HUMK'nın 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev sulh hukuk mahkemesine verildiği halde HMK'nın 382/2-c maddesinin 6. bendine göre sulh hukuk mahkemeleri sadece mirasçılık belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevlidir. Buradan hareketle mirasçılık belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen mirasçılık belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır....
Dosyaya sunulan Arnavutluk Cumhuriyeti Trana İli Mahkemesinin 22.12.1975 tarihli ve 2149 sayılı mirasçılık belgesinde .............'nin 1893 yılında İstanbul'da öldüğü belirtilerek mirasçıları saptanmış ancak, "2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki Kanunun 34. maddesinde "kesinleşmiş bulunan ilamların tenfizine karar" verilebileceği belirtilmiştir. Tanınması istenilen mirasçılık belgesi kesinleşmiş mahkeme ilamı niteliğini taşımadığı gibi Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisinde olan taşınmazların intikal ettiğini gösterir biçimde tanınamaz. Mahkemece yabancı ülke mahkemesi tarafından verilen mirasçılık belgesi mirasçıların tespitinde esas alınamayacağı gibi dosyadaki tüm belgelere göre muris ............. ile davacılar arasında soybağı ilişkisi kurulamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Davada tanıma veya tenfiz talebi yoktur....
I- Bilindiği gibi, A) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, “Mirasçılık belgesi” kenar başlıklı 598. maddesinin birinci fıkrasında, başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince veya noterlikçe mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, B) 1512 sayılı Noterlik Kanununun “İtiraz” kenar başlıklı 71/C maddesinde, noterlerin verdikleri mirasçılık belgesi hakkında, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itirazda bulunabilecekleri, sulh hukuk mahkemesinin, itiraz üzerine verdiği kararın bir örneğinin ilgili notere ve ...Birliğine bildirileceği, Hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümlere göre, mirasçılık belgesi başvuru üzerine sulh hukuk mahkemeleri veya noterler tarafından verilebilecektir. Noterler tarafından verilen mirasçılık belgesine karşı, menfaati ihlal edilen kişilerin sulh hukuk mahkemesine itiraz edebilme imkânı bulunmaktadırlar....
Ancak mahkemece resmi nüfus kayıtlarına aykırı olacak şekilde mirasçılık belgesi verilebilmesi mümkün değildir. Bir muris ile ilgili olarak daha önce veraset ilamı verilmiş olması, aynı muris ile ilgili olarak yeniden mirasçılık belgesi istenmesine engel değildir. Zira mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin kararlar ilam hükmünde olmayıp nüfus kayıtlarına göre yasal hak sahipliğinin tespitinden ibarettir....
DAVALI : Hazine Mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin davada İstanbul 7. Sulh Hukuk ve İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve davanın hasım gösterek açıldığı, bu sebeple davanın çekişmesiz yargı işlerinden olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, talebin mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, murisi H.. K..'...
"İçtihat Metni"...... ... tarafından açılan mirasçılık belgesi davasının kabulüne dai....... verilen 25.03.2013 gün ve 174/199 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Hasımsız olarak görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunun 500. maddesi hükmüne göre evlatlık ve alt soyu sadece evlat edinen yönünden kan hısımı gibi mirasçı olur. Evlat edinenin kendi miras bırakanlarından daha önce ölmesi halinde evlatlığın evlat edinenin miras bırakanlarına mirasçı olacağına ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Somut olaya gelince; evlat edinen ...'ın mirasçılık belgesi istenilen muris ...'...
Bu durumda alacaklının öncelikle vefat etmiş olan borçlu hakkında icra takibi yapması, takip UYAP Sistemine kaydedilirken borçlunun vefat etmiş olduğu anlaşılacağından icra müdüründen yetki belgesi alarak sulh hukuk mahkemesinden veya noterden mirasçılık belgesi alması mümkün bulunmaktadır. Alacaklının hak arama hürriyetini kullanabilmesi yönünden belirtilen bu iki hukuki yolu mevcut iken doğrudan alacaklı olduğu iddiası ile sulh hukuk mahkemesine başvurup mirasçılık belgesi alabileceğinin kabulü, ilgisiz kişilerce kötü niyetli olarak kişisel verilerin ele geçirilmesine yol açabilir. Somut olayda mahkemenin mirasçılık belgesi istemli davada davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından bahisle davanın reddine karar vermesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır....
İlk Derece Mahkemesince mirasçılık belgesinin iptali istemi hakkındaki talebin kabulüne, önceki mirasçılık belgesine atıf yapılmak suretiyle yeni mirasçılık belgesi düzenlenmesine karar verilmiştir. Davacıların yeni duruma göre düzenlenmiş bir mirasçılık belgesi istemekte hukuki yararı bulunduğuna göre yeni bir mirasçılık belgesinin düzenlenmesi talebinin kabul edilerek mevcut duruma göre tüm mirasçıları gösterecek şekilde yeniden mirasçılık belgesi düzenlenmesi gerekirken yeni düzenlenen mirasçılık belgesinde başkaca mirasçılık belgesine atıf yapılarak infazda tereddüt doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, 2....