Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; " ....Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı Sami Temirtaş'ın davalı TTK'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının % 32,2 olduğu ancak meslek hastalığının zaman içerisinde ilerleme göstermesi nedeni ile sigortalının işten ayrılmış olduğu 1991 tarihindeki maluliyet oranının %11,71 olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı TTK nın % 41,84 kusurlu olduğu ve sigortalının 1950 tarih doğumlu olması, maluliyet almış olduğu rapor tarihinin 2019 yılı olması nedeni ile meslek hastalığı sürekli iş göremezlik tarihinin tespit tarihinde ve gelir başlangıç tarihinde 60 yaşını tamamlamış olduğu, maluliyet oranının % 60 ın altında...

bulunmadığının ve davacıya meslek hastalığı sebebiyle iş göremezlik gelirinin bağlanmasının gerekmediğinin belirtildiğini, bu kez davacının 26/12/2017 tarihli dilekçesi ile kurum yazısına itirazı üzerine, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından itirazlarının kabul edilmediğini, böylece Kurum Sağlık Kurulu ve Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından davacının maluliyet oranının %0 olduğu yönünde tespit yapıldığını, bunun ardından Mahkemece ATK Adli Tıp 3....

İhtisas Kurulu raporuna dayanmaktaysa da izah edecekleri şekilde ATK raporunun büyük eksiklikler içerdiğini, bu nedenle, Adli Tıp Genel Kurulu’na dosyanın gönderilmesinin talep edildiğini, -Her şeyden önce Maluliyet Tespitine ilişkin 2008 tarihli yönetmeliğin kullanıldığını, ancak, 2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre değerlendirme yapılması gerektiğini, -Müvekkilinin el gücüne dayalı yoğun işi dolayısıyla sağ ve sol kolunda arıza meydana geldiğini, nihayetinde bu arızanın sürekli ve dayanılmaz hal alınca bu durumun müvekkilinin çalışma gücünü de olumsuz etkilediğini, nihayetinde müvekkilinin maluliyet durumunun tespiti talepli SGK ya başvurmuşsa da Sosyal sigorta Yüksek Sağlık Kurulu, müvekkiline meslek hastalığı olduğuna ancak maluliyet gerekmediğine dair tespitte bulunduğunu, oysaki müvekkilinin bu kaza sebebiyle çalışma gücünü eskiye nazaran büyük ölçüde kaybettiğini ve ekonomik bakımdan çok zor duruma düştüğünü, müvekkilinin işverendeki yıllarca çalışması sonucu...

Her ne kadar SGK yazı cevabında davacının maluliyet artışından bahsedilmiş ise de esasen davacının meslek hastalığı maluliyet oranında artış olmadığı, maluliyet oranının tespiti aşamasında isim benzerliğinden kaynaklı olarak sehven başka bir T1 isimli şahsa ait sağlık raporunun dikkate alınarak maluliyet oranının %25,20 olarak tespit edildiği, davacıya ait tedavi evrakları ile sağlık raporlarının incelenmesinden sonra davacının maluliyet oranının 06/12/2017 tarihinden itibaren %26,20 olduğunun Kocatepe SSGM ve YSK raporları ile tespit edildiği anlaşılmıştır. İşbu maddi hatadan kaynaklı olarak davacının %25,20 meslek hastalığı iddiasına dayalı açtığı Mahkememizin 2016/1174 Esas sayılı tazminat davasının da Mahkememizce reddine karar verilmiş ve karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. İlgili dosya dosyamız arasına alınıp incelenmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; "...Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı Veli Türköz'ün davalı TTK'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının % 38,2 olduğu ancak meslek hastalığının zaman içerisinde ilerleme göstermesi nedeni ile sigortalının işten ayrılmış olduğu 1993 tarihindeki maluliyet oranının %16,98 olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı TTK nın % 54,48 kusurlu olduğu ve sigortalının 1946 tarih doğumlu olması, maluliyet almış olduğu rapor tarihinin 2018 yılı olması nedeni ile meslek hastalığı sürekli iş göremezlik tarihinin tespit tarihinde ve gelir başlangıç tarihinde 60 yaşını tamamlamış olduğu, maluliyet oranının % 60 ın altında olması ve 1993 yılından...

GEREKÇE: Açılan dava ile kurum sigortalısı davalı işçideki maluliyetin meslek hastalığından kaynaklanmadığının tespiti ile birlikte kurumca belirlenen maluliyet oranına itiraz edilmiştir. İlk derece mahkemesince dairemizin kaldırma kararın sonrasında aldırılan S.S Yüksek Sağlık Kurulu ve Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu raporunda rahatsızlığın meslek hastalığı olduğu, meslek hastalığı nedeniyle maluliyet oranının %18 olarak belirtildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince aldırılan S.S Yüksek Sağlık Kurulu raporu, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu raporlarında rahatsızlığın mesleki olduğu, meslek hastalığı nedeniyle maluliyet oranının nihai %18 olarak belirlendiği, bu oranın kurumun belirlediği ve itiraz edilen orandan daha fazla olduğu anlaşıldığından davanın reddine dair ilk derece mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....

Mahkemece, manevi tazminat talebinin kabulü ile % 13,1 maluliyet oranı için 10.480,00 TL manevi tazminatın 21.06.2010 Kurumun gelir bağlama tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden meslek hastalığına yakalanan işçinin, % 5 maluliyet oranının 23.10.1992 tarihli SSK ... Meslek Hastalığı Hastanesinin; % 13,1 maluliyet oranının ise 03.06.2010 tarihli SSK ... Meslek Hastalığı Hastanesinin raporu ile SGK Maluliyet Daire Başkanlığınca belirlendiği,yapılan itiraz üzerine Yüksek Sağlık Kurulundan alınan 28.10.2011 tarihli raporda da maluliyet oranının %13,1 olduğu anlaşılmıştır.Dava ise 04.08.2011 tarihinde açılmıştır. Davalının yöntemince %5 malullük oranı için süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu da ortada olduğundan Borçlar Kanununun 125. maddesi gereğince % 5 maluliyet oranı için 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu tartışmasızdır....

    Davacının maluliyet oranının İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinin 30.01.2009 tarihli Sağlık Kurulu raporunda %52, davalının itirazı üzerine hazırlanan Yüksek Sağlık Kurulunun 05.02.2010 tarihli kararında %38,2 olarak belirlendiği, mahkemenin 25.02.2010 tarihli ara kararı uyarınca Kurumun Meslek Hastalıkları Sağlık Kurulunca hazırlanan 04.05.2010 tarihli raporunda ise İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesinin 30.01.2009 tarihli raporu değerlendirmeye alınarak maluliyet oranının %38,2 olduğunun belirtildiği tespit olunmuştur....

      Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı Süleyman Günaydın'ın davalı TTK'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının artma kaydı ile (11/08/2017) % 20,00 olduğu ancak meslek hastalığının zaman içerisinde ilerleme göstermesi nedeni ile sigortalının işten ayrılmış olduğu 2002 tarihindeki maluliyet oranının %13,48 olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı TTK nın % 14,59 kusurlu olduğu ve sigortalının 19/05/1945 tarih doğumlu olması, maluliyet almış olduğu rapor tarihinin 2017 yılı olması nedeni ile meslek hastalığı sürekli iş göremezlik tarihinin tespit tarihinde ve gelir başlangıç tarihinde 60 yaşını tamamlamış olduğu, maluliyet oranının % 60 ın altında olması bir arada değerlendirildiğinde...

      Davacı tarafından her ne kadar maluliyet oranı tespiti ile birlikte mevcut hastalığının mesleki olduğunun tespiti talebi de yapılmışsa da; SGK Yüksek Sağlık Kurulunun düzenlenen 04.12.2015 tarihli raporunda davcının mevcut "lomper diskopati" hastalığının mesleki olduğu tespiti yapılıp, bu kurulun kararları davalı SGK' yı bağlayıcı nitelikte olup, davalı işverenin de bu rapora itiraz etmediği anlaşılmakla bu karar davacı lehine olup, zaten kurumca meslek hastalığı tespiti yapılmış olmakla bu hususta davacı tarafın yeniden dava açmasında hukuki yararı olmayıp, mahkemece bu talep yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir....

      UYAP Entegrasyonu