, toz yoğunluğunun düşürülmesi halinde meslek hastalığı önlenebildiğine göre kaçınılmazlıktan söz etmek mümkün olmadığını, herhangi bir araştırmaya girilmeksizin hazırlanan kusur raporuna dayalı verilen kararın kaldırılması gerektiğini....
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafça murisin eşinin vefatı nedeniyle meslek hastalığı-iş kazası ölüm sigortasından 05/12/2017 tarihinden önceki döneme ait gelirlerin ödenmemiş olması nedeniyle davacının meslek hastalığı- iş kazası ölüm sigortasından gelir başlangıç tarihinin tespiti talepli dava açıldığı, Mahkemece gelir başlangıç tarihinin 01/06/2011 olduğunun tespitine karar verildiği, hükmün taraf vekillerince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Dosyada bulunan bilgi belgelerin incelenmesinde; davacının eşi Nusret Yamakcık'ın 23/07/2008 tarihinde vefat ettiği, vefatından önce 08/09/1992 tarihinde tutulduğu meslek hastalığı sonucu % 10,3 oranı üzerinden sürekli iş göremezlik geliri aldığı anlaşılmıştır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2020 NUMARASI : 2019/101 Esas - 2020/136 Karar DAVA KONUSU : Meslek Hastalığı Sürekli İş göremezlik Derecesinin Tespiti KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı T5 2011 yılında davacı şirkete ait iş yerinden ayrıldığını, ayrıldıktan sonra başkaca işverenler nezdinde çalıştığını, davalının çalışmış olduğu dönemde sağlık raporlarının alındığını, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alındığını, davalıya pnömokonyoz meslek hastalığı nedeni ile %28,2 oranında sürekli iş göremezlik oranı verildiğini, bu oranın gerçeği yansıtmadığını, maddi ve manevi tazminat istemli Zonguldak 3. İş Mahkemesinin 2018/524 Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu belirterek davalı T5 meslek hastalığı sürekli iş göremezlik derecesinin yeniden tespiti ile meslek hastalığı sürekli iş göremezliğinin olmadığı veya %28,2 oranından az olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacıların murisi Mehmet Öcal'ın meslek hastalığı sonucu ölümü iddiasıyla yapılan yargılamada Kocatepe Sağlık kurulu kararı ile müteveffanın ölümünün meslek hastalığı sonucu meydana geldiği, itiraz üzerine YSK tarafından ölüm sebebinin mesleki olduğuna karar verildiği, bu karara da itiraz edilmesi üzerine ATK 1.İhtisas Kurulunca düzenlenen 29.03.2019 tarihli raporda kişinin ölümünün meslek hastalığı sonucu olduğunun kabulü gerektiğine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacıların murisinin eşi olan Fatma Öcal'ın Zonguldak 2....
Bazı hükümleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 20/3 maddesi “İş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü % 50 oranının altında kaybetmesi nedeniyle sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış iken ölenlerin, ölümün iş kazası veya meslek hastalığına bağlı olmaması halinde sigortalının almakta olduğu sürekli iş göremezlik geliri, 34'üncü madde hükümlerine göre hak sahiplerine gelir olarak bağlanır.” hükmünü getirmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 17.maddesi, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililere ödenecek ödenekler ve bağlanacak gelire esas teşkil edecek günlük kazancın hesaplama yöntemini düzenlemiştir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı şirkette iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tedbirlerin eksiksiz uygulandığını, koruyucu malzemelerin eksiksiz verildiğini ve kullanıldığını, İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi'nin raporuna göre meslek hastalığı sonucu el bileği artrozu ve kronik tenosinovit olduğunun ifade edildiğini, meslek hastalığının tespiti için iş yerinde herhangi bir incelemenin yapılmadığını, davacının rahatsızlığının meslek hastalığı olduğunun tespitine karar verilmesi halinde bunun davalı şirkette ifa ettiği görev sebebiyle meydana geldiğinin de belirlenmesi gerektiğini, davacının davalı şirket nezdinde çalışmasının yaklaşık 9,5 ay olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Sigortalı Ekrem Çakmak'ın davalı TTK 'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının %13 olduğu ve meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı hususlarında davacı ile davalı arasında anlaşmazlık bulunmadığı sabittir. Dava konusu uyuşmazlık sigortalının meslek hastalığına yakalanmasında davalı iş veren TTK nın kusurunun bulunup bulunmadığı ve davacı kurumun sigortalıya bağladığı meslek hastalığı sürekli iş göremezlik gelirinin ilk peşin sermaye değerinden ve tedavi masraflarından kaynaklı alacak miktarının tespit edilmesidir. 5510 sayılı Kanunun 21 maddesinde kurumun rücu hakkının sigortalı veya hak sahibinin işverenden isteyebileceği tutara bağlı ve sınırlı olduğu, bu tutarı aşamayacağı düzenlenmiştir....
Hukuk Dairesinin 13/11/2014 tarih, 2014/22747 Esas, 2014/23688 karar sayılı ilamında, "21. madde hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücuan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir....
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: 1- Dava meslek hastalığı neticesinde davacı sigortalının sürekli iş görmezliğe uğraması nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. 5510 sayılı Kanun 14. maddeye göre, “meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.” 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun “Tanımlar” başlıkla 3/1-1 bendinde “Meslek hastalığı: Mesleki risklere maruziyet sonucu ortaya çıkan hastalık” olarak tanımlanmıştır. Sigortalının mesleğini icrası sırasında sürekli tekrarladığı faaliyetlerden dolayı ya da icra edilen işin niteliği veya işin şartları nedeniyle mesleği ile bağlantılı olarak meydana gelen hastalıklar da sosyal güvenlik sistemi içerisinde bir sosyal risk olarak kabul edilmekte ve bu hastalıklar meslek hastalığı olarak nitelendirilmektedir....
Yönetmeliğe göre, yükümlülük süresi, sigortalının meslek hastalığına sebep olan işinden fiilen ayrıldığı tarih ile meslek hastalığının meydana çıktığı tarih arasında geçen en uzun süreyi ifade eder. Ancak meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelemesi ile kanıtlandığı hallerde, yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Burada önemli olan hastalığı belirleyen rapor tarihi değil, tıbbi verilere göre hastalığın ortaya çıktığı tarihtir. Bir olayın kanuni anlamda meslek hastalığı sayılabilmesi için tek başına hastalığın ya da bedensel veya ruhsal engellik halinin varlığı yeterli değildir. Meydana gelen hastalığın görülen işle uygun illiyet bağı içinde bulunması gerekir. İlliyet bağı sorumluluğun temel öğesidir....