hastalığı tanısı konulmadığını, manevi tazminat talebinin de hukuki dayanaktan yoksun ve sebepsiz zenginleşmeye yol açacak şekilde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur....
aldırılmadığı, yine davacıya % 38,2 maluliyet oranı üzerinden gelir bağlandığı, bu oran üzerinden aylık almaya devam ettiği anlaşıldığından ve rapora davacı vekilinin itirazı olmadığından bu hususta başkaca araştırma yapılmadığı ve hesap raporunun hükme esas alındığı, davacı vekilinin 29/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile dava ve ek davadaki maddi tazminat taleplerini 14.390,37 TL artırarak 24.400,37 TL olarak ıslah ettiği, manevi tazminat talebi yönünden yapılan inceleme sonucu takdir edilen ve hükümde gösterilen manevi tazminat miktarının davacıda bir tatmin duygusu yaratabileceği, olayı arzu edilen hale getirmeyeceği ve karşı tarafın mahvına yol açmayacağı sonuç ve inancına varılarak davacının % 26,2 oranındaki maluliyeti nedeniyle manevi tazminat talebinin de kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile asıl dava, ek dava ve ıslah dilekçesi birlikte dikkate alınarak; davacının meslek hastalığı sonucu % 26,20 oranındaki maluliyeti nedeniyle...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili sigortalının işyerinde çalışmaya başladığında herhangi bir sağlık problemi bulunmadığını, işyeri ortamından dolayı işe başladıktan sonra işitme kaybı oluştuğunu, bu durumun işyerinde mevcut çalışma ortamından kaynaklandığını, yakalandığı meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkemece verilen red kararının hatalı olduğunu belirterek kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava meslek hastalığı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Somut olayda meslek hastalığı sonucu olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahiplerine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın meslek hastalığı sonucu olup olmadığının tespiti ön sorundur. Meslek hastalığı sonucu ölümün tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....
GEREKÇE: İşbu dava meslek hastalığından kaynaklı maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacı T1 tarafından meslek hastalığı maluliyeti nedeniyle manevi tazminat istemli dava açıldığı; yargılama devam ederken davacının vefatı üzerine mirasçıları tarafından davaya devam edildiği, yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesince 2.898,05 TL maddi tazminat ve 4000 TL manevi tazminatın hüküm altına alındığı ,kararın yukarıda belirtilen gerekçelerle taraflarca istinaf edildiği anlaşılmıştır....
İhtisas Kurulu' nun 18/09/2019 günlü Kararı ile; Fevzi oğlu 01.07.1990 doğumlu T1 çocukluğundan beri şeker hastası olduğu, kronik böbrek hastalığının şeker hastalığı nedeni ile geliştiği bu nedenle gelişen kronik böbrek yetmezliğinin mesleki hastalık olarak kabul edilemeyeceği, meslek hastalığı olmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı oy birliği ile mütalaa olunmuştur. Kurumun Meslek Hastalıkları Hastanesi tanısı ile ATK 3. İhtisas Dairesinin mütalaası aynı yöndedir. Davacının hastalığının meslek hastalığı olmadığı tespit edildiğine göre davacının meslek hastalığı nedenli tazminat talep hakkı bulunmamaktadır....
Davacı vekilinin mevcut dosya kapsamına göre dava dilekçesinde manevi tazminat isteminde bulunmadığı,08/01/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 75.000,00 TL'lik manevi tazminat isteminde bulunduğu, dosya kapsamında bulunan 08/01/2021 tarihli sayman mutemedi alındısı ile ıslah harcı ile başvuru harcını karşıladığı, bu itibarla ıslah dilekçesi ile birlikte manevi tazminata ilişkin başvurma ve nispi harç yatırıldığı da gözetildiğinde manevi tazminata yönelik istemin yeni bir dava niteliğinde olduğunun kabulü cihetine gidilerek ıslah dilekçesindeki manevi tazminat isteminin bu haliyle birleştirme istemli bir ek dava niteliğinde olduğu dikkate alınıp, bu doğrultuda davacının ıslahen yaptığı manevi tazminat isteminin de karara bağlanması gerektiği kanaatine ulaşılmıştır....
Mahkemece davacının meslek hastalığı ile işyeri ortamı arasında illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin ve iş akdine kendi isteği ile son verdiğinden işçilik hakları istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, meslek hastalığı nedeniyle meslekte kazanma güç kayıp oranındaki artıştan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacının 13.12.2005 tarihinde % 32,20 oranında 27.09.2011 tarihinde de % 44 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, sürekli iş göremezlik oranının 27.09.2011 tarihinde %32,20’den % 44,00 oranına yükselmesi nedeniyle, % 11,00 fark için manevi tazminat isteğinde bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir....
Mahkemece davacının manevi tazminat isteminin kabulüne, maddi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı taraf vekilince temyiz edilmiştir. Davacının manevi tazminat isteminin ılımlı bulunduğu göz önüne alındığında yerel mahkemenin manevi tazminat ilişkin takdiri yerinde olmuştur. Maddi tazminata gelince; davacının yargılama sırasında emekli olduğunun göz ardı edilerek 60 yaşa kadar aktif devre hesabının iş yeri ücretleriyle yapıldığı hesap raporunun hükme esas alınması isabetsiz olmuştur. Dava meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Bu tür tazminat davalılarında zarar hesabında hangi ücretin esas alınacağı önem arz etmektedir. Bu nedenle zararların tazmininde ana ilke gerçeğe en yakın ücretin esas alınmasıdır. Bilinen ve fiilen çalışılan dönem hesabında bilinen ücretlerin alınması esastır....