Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2016/5199 Esas sayılı dosyasında yapılan takip ile ilgili Lüleburgaz İlçesi, Kocasinan Mahallesi, 402 Ada, 28 parselde kayıtlı Kat:1, 2 nolu bağımsız bölümün haczedildiği ve haczedilen taşınmazın haline münasip davacının evi olduğundan bahisle haczin kaldırılması için 19/04/2019 tarihli şikayet dilekçesi ile şikayette bulunmuş olup, davaya konu taşınmaz ile ilgili daha önce 04/10/2016 tarihinde haciz konulduğu, borçlu tarafın Çorlu İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/620 Esas sayılı dosyasında meskeniyet iddiasında bulunarak haczin kaldırılmasını istediği, ilk derece mahkemesince 17/07/2018 tarihli karar ile haczin kaldırılması talebi reddedilerek taşınmazın satılmasına, borçlunun haline münasip ev alması için 100.000,00- TL bedelin borçluya ödenmesine karar verildiği, bu kararın 10/09/2018 tarihinde kesinleştiği, icra müdürlüğünce verilen 04/12/2018 tarihli karar ile İİK 106- 110 maddeleri gereğince bir yıllık süre içerisinde satış istenmediğinden bahisle 04/10/2016 tarihili...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İhtiyati haczin kaldırılması, meskeniyet K A R A R Haciz konulan taşınmazın tapu kaydı eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın Mahalline İADESİNE, 26.06.2014 tarihinde karar verildi....

    İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, davanın devamı sırasında da haczin geçerliliği dava şartı olup, davanın her aşamasında gözetilmelidir. Somut olayda istinaf incelemesi sırasında icra müdürlüğünün 04/04/2022 tarihli kararı ile dosyanın infazen kapatılması ile hacizlerin kaldırılmasına karar verdiği ve anılan karar doğrultusunda taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla, haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleşmiştir....

    Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce anılan maddeler uyarınca haczin düştüğünün veya haczin kaldırıldığının belirlenmesi halinde, davacının düşen bir haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olmayacağından meskeniyet şikayetinin fuzuli yapıldığının kabulü gerekir....

    hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine karşı ...’un, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurduğunu belirterek haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; şikayetçinin taşınmazda ikamet etmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir. İİK.'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir....

      Kabule göre de; şikayet konusu edilen takip dosyası ile ilgili haczin kaldırılması gerekirken meskeniyet şikayetinin kabulü ile birlikte taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin de kaldırılması doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, haczin bildirimine ilişkin İİK'nın 103. maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya usulsüz olarak tebliğ edilmiş olsa bile aynı taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporu 10.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olup, şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin bir iddia da bulunmadığına göre borçlunun 28.12.2021 tarihinde İcra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvuru, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, İlk Derece Mahkemesince, borçlunun meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararın bozulması gerekmiştir....

          Öte yandan İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, davanın devamı sırasında da haczin geçerliliği dava şartı olup, davanın her aşamasında gözetilmelidir. Somut olayda istinaf incelemesi sırasında icra müdürlüğünün 09/11/2022 tarihinde takip dosyasının infazen kapatılmasına, 11/11/2022 tarihinde ise hacizlerin kaldırılmasına karar verdiği ve anılan karar doğrultusunda taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırıldığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla, haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleşmiştir....

          Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 561 ada 17 parselde kain zemin kat 1 nolu bağımsız bölüm -borçlunun ½ hissesi- üzerinde ... Bankası A.Ş. lehine 20/09/2013 tarihli ipotek kurulduğu, adı geçen bankanın 14.12.2015 tarihli cevabi yazısına göre ipoteğin devam ettiğinin ve borçlunun bankadan kullandığı her türlü kredinin teminatı olarak verildiğinin bildirildiği ve zorunlu ipotek olmadığı görülmüştür....

            Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda mahcuz üzerine haciz uygulandığı, ancak daha önce taşınmazın tapu kaydında Yapı Kredi Bankası lehine 26.02.2008 tarihli ipotek kaydının olduğu, Yapı Kredi Bankası cevabında ipoteğin 22.10.2013 tarihinde fekkedildiğinin bildirldiği görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu