WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; meskeniyet iddiasını ileri sürerek haczin kaldırılması talebinde bulunan kişinin borçlu ... olduğu, hacze ilişkin 103 davetiyesinin ise “Aynı Konutta Yakını Tolga Fidan'ın imzasına tebliğ edildi” şerhi ile 17.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, kendisine tebligat yapılan Tolga Fidan'ın aynı icra takibinin diğer borçlusu oluğu görülmektedir. Bu durumda şikayetçi borçlu ile icra takibinin diğer borçlusu arasında menfaat çatışması bulunmakla anılan tebliğ işlemi hasma tebliğ nedeniyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. Buna göre borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine konulan hacizden haberdar olma tarihinin tespit edilerek ve tespit edilecek tarihe göre istemin yasal 7 günlük sürede olması halinde esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    O halde; mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile borçlunun taşınmazı üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile haczin kaldırılması talebini de kapsar şekilde istemin tümden süre yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Nazilli İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 12/03/2015 NUMARASI : 2015/31-2015/94 Taraflar arasındaki icra hukukuna ilişkin davada Burdur İcra Hukuk ve Nazilli İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meskeniyet iddiası nedeniyle gayrimenkul kaydına konulan haczin kaldırılması talibine ilişkindir....

        İİK.nun 82/12. maddesinde yer alan meskeniyet iddiası İİK.nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca (7) gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Hacizle ilgili borçluya tebligat yapılmamış ise öğrenme tarihi kural olarak borçlunun bildirdiği tarihtir. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu taşınmaza 13.12.2012 tarihinde haciz konulmuş, hacizle ilgili olarak İİK.'nun 103. maddesi uyarınca çıkartılması gereken davet kağıdının borçluya gönderilmediği, kıymet takdiri keşif tutanağına göre borçlunun kıymet takdirinde hazır olmadığı, borçlu adına çıkartılan kıymet takdir raporunun ise dava tarihinden sonra 31.10.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve haczin öğrenildiğine dair icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı görülmüştür....

          Birleşen davada davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilerek meskeniyet iddiasından vazgeçildiğini, mahkemece asıl amacın borçlunun borcunu ödemesi gerekliliği olduğunun göz ardı edildiğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, yeterli araştırmanın yapılmadığını, iş bu davanın kötü niyetli olarak ikame edildiğini amacın alacağın tahsilini engellemek olduğunu beyan etmiş kararın kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Şikayet meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılmasına ilişkindir. Asıl ve birleşen davada farklı alacaklılar tarafından başlatılan icra takiplerinde aynı taşınmaza haciz konulması ve bu taşınmazın borçlunun haline münasip evi niteliğinde olması sebebiyle hacizlerin kaldırılması istenmiş, mahkemece her iki davanın da kabulüne karar verilmiş, asıl dava yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır....

          Diğer yandan İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaza ilişkin haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun yeni hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaza 09.05.2013 tarihinde konulan haciz için Mahkeme’nin .. sayılı dosyası ile ileri sürülen meskeniyet şikayetiyle ilgili verilen karar henüz kesinleşmemiş ise de, eldeki haczedilmezlik şikayeti 16/02/2016 tarihli başka bir haciz işlemine ilişkin olduğundan, derdestlikten söz edilemez. Kaldı ki, 09/05/2013 tarihli haczin düştüğü, alacaklı vekilinin yeniden haciz konulması için 16/02/2016 tarihinde talepte bulunduğu anlaşılmaktadır....

            İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, meskeniyet iddiası nedeniyle gayrimenkul kaydına konulan haczin kaldırılması talibine ilişkindir. Ordu İcra Hukuk Mahkemesi'nce, Bakırköy 12....

              de kain 168 ada, 10 parsel, 8 nolu bağımsız bölüm sırasında kayıtlı taşınmazın haline münasip evi olduğundan bahisle haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 4. maddesi gereğince takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir. Yasal koşulların oluşması halinde İİK.nun 79 ve 360. maddeleri, bu husustaki yetki ile ilgili istisnalardır. İİK.nun 79. maddesi gereğince haczolunacak malların başka bir yerde bulunması halinde icra dairesi, malların bulunduğu yer icra dairesine talimat yazarak haczin yapılmasını ister. Bu halde, hacizle ilgili şikayetler, kendisine talimat yazılan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesince çözümlenir....

                Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, ... İli, ... kain 3. kat 14 nolu bağımsız bölüm üzerinde .... lehine 16/12/2010 tarihli ipotek kurulduğu, adı geçen bankanın 15/12/2015 tarih ve 291 sayılı cevabi yazısına göre ipoteğin devam ettiği ve borcun sona ermediği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte ......

                  olduğu 1894 ada 1 parsel sayılı meskenin haline münasip olduğundan bahisle haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir....

                    UYAP Entegrasyonu