Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacının adına kayıtlı taşınmazlar ve araçlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılması için şikayette bulunduğu, haczedilen taşınmazla ilgili meskeniyet iddiasında bulunduğu, ilk derece mahkemesince dava dilekçesinde meskeniyet iddiasına konu taşınmazın hangisi olduğu belirtilmediğinden bu konuda beyanda bulunması için davacıya süre verildiği, mahkemece meskeniyet davasına konu taşınmazın belirtilmediği gerekçesi ile ispatlanamayan meskeniyet şikayetinin reddedildiği, ancak meskeniyet iddiasında bulunan davacının taşınmazlarına 08/11/2019 tarihinde şikayet konusu haczin konulduğu, 05/02/2020 tarihli şikayetten sonra yasal 1 yıllık süre içerisinde 08/11/2019 tarihli hacizle ilgili satış talebinde bulunulmadığından şikayet konusu haczin düştüğü, meskeniyet şikayetinin konusuz kaldığı anlaşılmakla HMK 353 (1) b-2 maddesi...

İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Meskeniyet şikayeti süreye tabidir. Taşınmazın haciz edildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren borçlunun 7 gün içerisinde meskeniyet şikayetinde bulunması gerekir. Aksi halde şikayeti süreden red edilir. Müşahhas hadisede takip dosyasında meskeniyet şikayetinde bulunduğu gayrimenkul ile ilgili kıymet takdiri raporu borçluya 05/09/2022 tarihinde tebliğ edilmiş, işbu dava ise 06/03/2023 tarihinde açılmış olduğundan, süresinde olmayan meskeniyet şikayetinin reddine karar vermek gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın süreden reddine, karar verildiği görülmüştür....

Dosyasında başvurusunda taşınmazın tamamına haciz konulduğunu 103 davetiyesi ile öğrendiğini belirterek meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmakla beyan ettiği 22/03/2022 öğrenme tarihinden önce şikayete konu haczi öğrendiği buna göre 103 davetiyesi tebliğine ilişkin şikayetinin de meskeniyet şikayetinin de Yasa da belirtilen 7 günlük şikayet süresinden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır....

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/189 Esas, 2017/182 Karar sayılı ilamı ile reddetmeleri nedeniyle geriye mirasçı olarak sadece mirasçı T1 kaldığını, davacının ekonomik ve sosyal durumu değerlendirildiğinde evin haline münasip tek evi olduğunu, bu nedenle meskeniyet iddiasında bulunduklarını belirterek, meskeniyet iddiası nedeniyle, taşınmaz üzerindeki 20/3/2013 tarihli haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yapılan haczin mevzuata ve usule uygun olduğunu, meskeniyet iddiasının kabul edilemeyeceğinin belirtilerek, davanın reddi ile %10 haksız çıkma tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince istinaf yoluna başvurulan ilamda belirtildiği üzere; davanın kabulüne, Davacı tarafın İstanbul ili, Ümraniye ilçesi, Yukarı Dudullu Mahallesi, Kemerdere mevkii 13604 Parselde kayıtlı b2 blok 2....

Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Eğer borçlu kendi borcu için değilde başkasının borcu için ipotek kurmuşsa ipoteğin dayanağı kredi sözleşmesinin türü ne olursa olsun anılan ipotek borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olur. Somut durumda dava konusu taşınmaz kaydında Denizbank A.Ş. Lehine kurulan 30/12/2010 Tarih, 19122 yevmiye sayılı birinci dereceden ve 13/12/2013 Tarih 19982 yevmiye sayılı ikinci dereceden ipotek şerhleri bulunmaktadır. İpotek akit tablolarının incelenmesinde söz konusu ipoteklerin Mark Kuyumculuk Ticaret ve San. Ltd. Şti. Nin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını oluşturmak üzere tesis edildikleri, Denizbank A.Ş....

İcra Hukuk Mahkemesinin 04/02/2021 tarih, 2020/392 esas, 2021/83 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, a)Meskeniyet iddiasının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 8....

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin takibin tarafı olmadığından bahisle meskeniyet iddiasını ileri süremeyeceğini ve üçüncü kişinin meskeniyet iddiasında bulunamayacağını peşinen söylemenin hatalı olduğunu, söz konusu evin üçüncü kişi açısından haline münasip olması halinde, kanunun açık hükmü gereğince üçüncü kişilerin haczedilmezliği ileri sürebileceğini, şikayet yoluna kural olarak, hukuki menfaati olan herkesin başvurabileceğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12 maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir....

YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu taşınmaz üzerinde haciz tarihinden önce 02/03/2015 tarihli 1031 yevmiye nolu Albaraka Türk Katılım Bankasının ipoteğinin olduğunu, taşınmaz üzerindeki ipotek zorunlu olarak konulmuş ipoteklerden değilse veya haciz tarihinde ipotek borcu devam ediyorsa, davacının meskeniyet iddiasını ileri süremeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, Nazilli İcra Müdürlüğünün 2020/3360 Esas sayılı dosyasındaki 103 davetiyesinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayetin kabulü ile, 103 davetiyesi tebliğ tarihinin 15/01/2021 olarak tespitine ve düzeltilmesine, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, takip borçlusu tarafından açılan meskeniyet şikayetine ilişkindir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....

UYAP Entegrasyonu