Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinde bulunan 2020/7 esas sayılı dosyada kıymet takdirine itiraz davası açıldığını, ancak açmış olduğu bu davada da evin haczedilemezliği konusunda hiçbir itirazda bulunmamakla beraber, taşınmazın haczedildiğini bu tarihte kesin olarak öğrenmiş olduğu anlaşıldığını, İcra ve İflas Kanunumuzda haczedilemezlik şikayetinde bulunabilmek için herhangi bir süre öngörülmediğini, bu nedenle kural olarak şikayet için kanunda düzenlenmiş olan genel sürenin haczedilemezlik iddiasının ileri sürülebilmesi için de geçerli olduğu hukukumuzda kabul edildiğini, bu durumda 7 günlük şikayet süresi haczin öğrenilmesinden itibaren başlayacağını, davacı kıymet takdirine itiraz davası açtığı esnada taşınmaz haczini öğrenmiş olduğundan davanın açıldığı 24/01/2020 tarihinden itibaren işlemeye başlayacak 7 günlük itiraz süresini hiçbir itirazda bulunmadan geçirdiğini, bu nedenle süresi içeresinde ileri sürülmeyen bu itirazın sonrasında kötüniyetli olarak ileri sürülmesine olanak bulunmadığını...

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle iki ayrı takip borçlusu tarafından aynı takibe ilişkin olarak iki ayrı taşınmaz ile ilgili meskeniyet iddiasında bulunulduğu meskeniyet iddiasının kötü niyetli olarak ileri sürüldüğü karı ve kocanın ayrı ayrı taşınmazlar için meskeniyet iddiasında bulunmasının her iki taşınmazın da meskenleri olmadığını gösterdiğini açılan davanın haksız olduğunu söyleyerek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Meskeniyet şikayeti mesken sahibinin ailesi ile yaşamını sürdürebileceği konuta ilişkin olup her 2 davacının karı koca olması nedeni ile ancak bir mesken için şikayet de bulunabilecekleri anlaşıldığı gibi, davaya konu her 2 taşınmazın üzerinde banka lehine ipotek bulunduğu, bu ipoteğin konut, tüketici ve zirai krediden kaynaklanmadığı anlaşıldığından her iki davacının haczedilmezlik şikayetinin reddine " dair karar verildiği görülmüştür....

İcra Müdürlüğü'nün 2018/19185 esas sayılı takip dosyasıyla takip başlatıldığını, taşınmaza haciz konulduğunu, taşınmazın ticari kredinin teminatı olarak bankaya ipotekli olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, davacının taşınmaza yönelik kıymet takdirine itiraz ettiğini, hacizden çok öncesinde haberdar olduğunu, ipotekli taşınmazlarda haczedilmezlik şikayetinde bulunulamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesi; davaya konu taşınmaz ile ilgili olarak İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/802 Esas sayılı dosyasında bilirkişilerden rapor alındığı, bilirkişiler Duran İmamoğlu, İlhan Yıldız ve H.Hakan Haraz tarafından verilen 14/06/2019 tarihli raporda sonuç olarak; meskeniyet iddiasında bulunan taşınmaza keşif tarihi itibarıyla 675.000,00- TL kıymet takdir edildiği, borçlunun haline münasip evini ise 200.000,00- TL'ye temin edileceğini bildirdikleri, İstanbul 25....

Somut olayda, haczin bildirimine ilişkin İİK.nın 103.maddesi gereğince düzenlenen davet kağıdı borçluya 21.01.2016; kıymet takdiri raporu 20.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve borçlu vekili icra mahkemesine kıymet takdirine itiraz etmiştir. Ayrıca, satış ilanı borçlu vekiline 08.01.2018 tarihinde tebliğ edilmiştir. Buna göre, borçlunun 05.02.2018 tarihinde icra mahkemesine haczin kaldırılması istemiyle yapmış olduğu başvurusu, öğrenme tarihine göre yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun meskeniyet ve aile konutu olduğu iddiasına dayalı, haczin kaldırılması istemini içerir, her iki şikayetinin de süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, aile konutu iddiasına dayalı haczin kaldırılması isteminin esasının incelenmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir....

    geçirilmiş olması nedeniyle artık kıymet takdirine itiraz edilmesinin mümkün bulunmadığını, davacı tarafın satışa konu gayrimenkullerin değerlerinin düşük olduğu iddiasında olduğunu ancak davacı tarafın dava dilekçesinde buna ilişkin herhangi bir somut iddia ortaya koyamadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

      Davacı tarafından kıymet takdirine itiraz davasında alınan rapor ile çelişki bulunduğu ileri sürülmüş ise de kıymet takdirine itiraz davasında taşınmazın 2017 yılındaki değerinin tespiti için 2017 yılı verilerinin esas alındığı, bu davada ise keşif tarihi itibariyle değer tespiti yapıldığından 2019 yılı verileri esas alındığından farkın bu sebepten kaynaklandığı, çelişki olmadığına dair ek rapora itibar edilerek karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta kısmen haklı olduğu anlaşıldığından davalının yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması isabetlidir. Yukarıda belirtilen nedenlerle; karar tarihinden önce haciz düştüğünden davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına "Davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına" dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda takip kapsamında davaya konu taşınmaza konulan hacze ilişkin 103 davetiyesinin davacı borçluya 02/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan kıymet takdir işlemi sonrası alınan raporun davacı borçluya 13/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacının 20/11/2020 tarihinde icra mahkemesine kıymet takdirine itirazda bulunduğu, bu itirazın 04/06/2021 tarihinde reddedildiği, davacının meskeniyet şikayetini ise 28/01/2022 tarihinde yaptığı görülmektedir....

      Davalı vekil istinaf dilekçesinde özetle: Meskeniyet şikayetinin süresinde yapılmadığını, dava konusu taşınmazda kıymet takdirine itiraz davasının sonuçlandığını, ancak mahkemece meskeniyet sırasında alınan rapora itibar edildiğini, alınan raporunda borçlunun meskeninin İhsaniye bölgesinde bulunmasının zorunlu olmaması daha mütavazı semtlerde haline münasip ev edinebileceği yönünde araştırma yapılmaksızın rapor düzenlenmesi yanında hali hazır meskeninin 380.000 TL olabileceği evin satılması durumunda da aynı özellikle konuma sahip taşınmazın 350.000 ile 400.000 TL arasında olduğuna yönelik raporun da kabul edilerek hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu mahkeme kararının kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesini istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık; meskeniyet şikayetinden ibarettir. İİK'nin 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince; borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez....

      İcra Mahkemesi'nin 19/06/2015 tarih ve 2014/891 E. 2015/272 K. sayılı ek kararının meskeniyet şikayeti yönünden kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra, borçlunun meskeniyet şikayetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda, borçlunun haline münasip ev değerinin yöntemince tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 28.10.2013 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 27.11.2013 tarihinde borçluya tebliğ edilmesine karşın meskeniyet şikayetinin 7 günlük süreden sonra 27.01.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür....

        Somut olayda; Gaziosmanpaşa İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1073 Esas ve 2016/523 Karar sayılı ilamı ile tarafları aynı ve icra dosyası aynı olarak meskeniyet şikayetinde bulunulmuş olduğu anlaşılmış olup ilgili mahkeme ilamının Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmakla huzurdaki meskeniyet şikayetinin kesin hüküm sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu G.O.P. 6. İcra Müdürlüğünün yeni 2019/44555 Esas sayılı icra takibini müvekkili tarafından süresinde itiraz edildiğini, davalının bu itiraz üzerine Gaziosmanpaşa 2....

        UYAP Entegrasyonu