Alacaklı olan davacının 07.03.2014 tarihinde yetki belgesine dayalı olarak ortaklığın giderilmesi davası açtığı, borçlu davalının ise 20.03.2014 tarihinde icra hukuk mahkemesinde haczedilmezlik şikayetinde (meskeniyet iddiasında) bulunduğu anlaşıldığından, diğer bir deyimle ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihte taşınmaz üzerinde meskeniyet iddiası bulunmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davacının davalı tarafın yaptığı yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Öte yandan, İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
İcra Müdürlüğünün 2009/5557 esas sayılı takip dosyasında müvekkilinin alacaklı olduğunu, müvekkili tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmaza 09.04.2009 tarihinde haciz konulduğunu, haciz devam etmekte iken dosya borçlusunun ...İcra Hukuk Mahkemesinin 05.08.2010 tarihli 2009/441 esas 2010/279 karar sayılı dava dosyası ile açtığı meskeniyet iddiası ile ilgili davanın reddedildiği bu dava süresince satış isteme sürelerinin işlemediğini, dava sırasında süreler işlemediği için satış talebinin süresinde olduğu bu nedenle sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunanlar, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; meskeniyet iddiası ile açılan davanın satış isteme süresini kesmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı taşınmaz maliki davacı/borçlu bakımından da mümkün değildir. Taşınmaz üzerindeki ipoteğin de meskeniyet iddiası nedeniyle veya TMK'nın 194. maddesine dayalı olarak icra mahkemesinde terkini yasal olarak mümkün değildir. Bu nedenlerle mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Dava İİK'nun 82/12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş lehine haciz tarihinden önce ipotek tesis edildiği anlaşılmıştır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; meskeniyet iddiasında bulunan davacı T1 işbu meskeniyet iddiasına dair şikayetin hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra yapıldığını, davacı hakkında Bartın 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meskeniyet iddiası K A R A R Marmaris 1. İcra Müdürlüğü'nün 2013/707 sayılı dosyanın eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın Mahalline İADESİNE, 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2022 NUMARASI : 2022/1032 ESAS - 2022/1419 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü....
Maddesine dayalı olarak yapılan meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayet niteliğindedir. Anılan maddede borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edilmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca meskeniyet şikayeti yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. Kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda; davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu Fatma Açıkbaş hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, yukarıda açıklandığı üzere İİK.nun 82/12. Maddesinden faydalanma hakkının sadece takip borçlusuna ait olduğu, meskeniyet şikayetine konu edilen Adana ili Çukurova ilçesi Kurttepe mah. 5829 ada 12 parselde kayıtlı B blok 14....
İİK'nun 82/12. maddesi gereği meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturması şart olmadığı gibi, burayı kiraya vermesi dahi bu talepte bulunmasına engel değildir. Ayrıca borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunulabilir. Somut olayda; borçluya ait birden fazla ev de bulunmadığı halde eşinin köy evinde oturduklarından bahisle meskeniyet şikayetinin reddi doğru değildir. Yapılan incelemede borçluya ait evin 45.000 TL değerinde olduğu belirlenmiş olup, belirlenen bu bedel nazara alındığında anılan evin borçlunun haline münasip meskeni olarak kabulü gerekir. Bu durumda Mahkemece, meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, hükmüne uyulan bozma ilamına uygun düşmeyen gerekçelerle bu yöndeki istemin de reddi doğru değildir....