Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....

GEREKÇE: Uyuşmazlık, İİK.nın 82/1- 12.maddesi kapsamında meskeniyet iddiasına dayalı haczin kaldırılması talebine ilişkindir. Meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Takipte davacı borçluya 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, davacının şikayet tarihinde muttali olduğunun kabul edildiği, daha evvel bir tarihte öğrendiğine dair delil bulunmadığından meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapıldığı anlaşılmıştır. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....

O halde mahkemece yapılması gereken iş; dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek kaydına yönelik yukarıda yapılan izahatlar uyarınca araştırma yapılması, ipoteğin meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmemesi halinde, asıl olanın alacaklıyı alacağına kavuşturmak olduğu gözetilerek, yukarıda izah edildiği üzere haciz tarihi (son haciz) itibariyle borçlunun ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ve sosyal ve ekonomik durumlarının, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığının tespiti ve her halükarda haciz tarihi (son haciz) gözetilerek meskeniyet şikayetine konu taşınmaz ile borçlunun daha mütevazi yerlerden edinebileceği taşınmazın değeri bilirkişi marifetiyle usulünce tespit edilerek hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir....

Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, taşkın haciz şikayetine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....

    İcra Müdürlüğünün 2018/6604 Esas sayılı dosyası ile de HDI Sigorta A.Ş. tarafından aleyhine icra takibi yapıldığını, söz konusu dosyalardan adına kayıtlı İzmir İli, Ödemiş İlçesi, Datbey Mahallesi, 1248 parsel sayılı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, taşınmazın eşi ve iki çocuğu ile birlikte mesken ihtiyacını ancak karşıladığını belirterek, meskeniyet iddiası sebebiyle haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğ edilmediği anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda meskeniyet iddiasının reddine, dava konusu taşınmazın satışı halinde 65.000,00 TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına, 65.000,00 TL'nin haline münasip ev alabilmesi için borçluya verilmesine, kalan miktarın borçtan mahsubuna karar verilmiştir....

    Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, aşkın haciz şikayetine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....

      Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, aşkın haciz şikayetine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....

        Meskeniyet iddiası İİK'nun 82.maddesinin l. fıkrasının 12. bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır. Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak şikayetçi, tebliğ tarihinden daha önce şikayete konu işlemi öğrenmiş ise, şikayetin öğrenme tarihinden başlayacağı tabiidir. Diğer taraftan şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanı ile ispat edilemez. İİK'nun "İhtiyati haczi tamamlıyan merasim" başlıklı 264. maddesinin 1. fıkrasında "Dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecburdur." düzenlemesi mevcuttur....

        Bu süre öğrenme tarihinden başlar.Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 12.09.2013 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 30.01.2014 tarihinde borçluya tebliğ edilmesine karşın meskeniyet şikayetinin 7 günlük süreden sonra 28.05.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür.Açıklanan nedenle, mahkemece; meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Mahkemece davacının hangi taşınmaz için meskeniyet iddiasında bulunduğu açıklattırıldıktan sonra; taşınmaz üzerindeki ipoteklere ilişkin bankalardan ipoteğin haciz tarihi itibariyle son bulup bulmadığı ve ipoteğe dayanak kredi sözleşmesinin getirtilerek zorunlu ipoteklerden olup olmadığının değerlendirilmesi, taşınmazın davacının haline münasip hane olup olmadığının tespiti için teknik ve bilimsel verileri içeren Yargıtay kararlarına uygun bilirkişi raporu alınmalı ve oluşan sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Diğer yandan davacı dava dilekçesinde taşkın haciz şikayetinde bulunduğuna göre bu yönde olumlu ya da olumsuz bir hüküm de kurulmamıştır. Bu husus üzerinde de durularak taşınmazlar üzerindeki ipotekler nedeniyle bankaya kalan borçlarının belirlenmesi, taşınmazların ayrı ayrı değerinin saptandıktan sonra icra borcu da gözetilerek tüm taşınmazlar üzerindeki hacizlerin aşkın haciz olup olmadığı hususunda inceleme ve değerlendirme yapılması gerekir....

          UYAP Entegrasyonu