Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Üçüncü kişi, dava dilekçesinde, haciz işleminin İİK 99 uncu maddesi uyarınca yapılmış sayılmasına, 3213 Sayılı Maden Kanunu'nun 40. maddesi uyarınca haczedilmezlik ve taşkın haciz itirazlarının kabulüne karar verilmesini istemiş, mahkemece, 06.10.2021 tarihli celse de '' Davacı vekilinin taşkın haciz şikayeti yönünden dosyanın tefriki ile mahkememiz yeni esas sırasına kaydının yapılmasına, '' karar verilmiş, İskilip İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/32 ve 2021/33 karar sayılı dosyasında ise haciz ve haczedilemezlik şikayeti yönünden İskilip İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/24 Esas sayılı taşkın haciz ve haczedilmezlik şikayetinin sadece borçlu tarafından yapılması gerekirken 3. kişi olan şikayetçi tarafından yapılmış olması nedeniyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür....
Davacının kapak hesabının iptaline ilişkin şikayeti yönünden yapılan incelemede: 6763 sayılı Yasa'nın 3.maddesi ile değişik İİK'nın 363/1. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin kararlarına karşı ait olduğu alacak, hak veya malın değer veya miktarının yedi bin Türk Lirasını geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabilir. Hüküm tarihi itibariyle aynı Kanun'un Ek 1/1. maddesi uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen parasal kesinlik sınırı 18.710- TL'dir. Şikayete konu kapak hesabında bakiye borç miktarı olan 2.615,56- TL uyuşmazlık miktarı olup, bu miktar 18.710- TL'yi geçmediğinden davacının istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının taşkın haciz şikayeti yönünden yapılan incelemede: Taşkın haciz şikayeti yönünden ise; icra mahkemesi kararlarından hangilerine karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı İİK'nın 363/1. maddesinde açıklanmıştır....
İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2018/8628 E 2019/10912 K sayılı kararı) Bu nedenle davacının istinaf sebebi yerinde görülmemiştir....
Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Şikayete konu Ankara Kahramankazan Satıkadın Mah. 1092 ada, 11 parsel, 4. kat 10 bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydına Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2018/5769 Esas sayılı dosyasından 28/05/2018 tarihinde haciz konulmuştur. Taşınmaz üzerinde ING Bank A.Ş. lehine 30/03/2015 tarihinde 1. derecede konut kredisinden kaynaklanan ipotek bulunmakta olup, yine taşınmaz üzerinde Kemal Cıvaş lehine 03/02/2017 tarihli 2. derecede ipotek bulunmaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2016/5199 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibi yapıldığı, icra emrinin borçlu davacıya 30.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesi üzerine borçluya ait dava konusu 2 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydına 04.10.2016 tarihinde haciz konulduğu, borçlu tarafından yapılan meskeniyet şikayeti üzerine Çorlu İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/620 Esas, 2018/513 Karar sayılı kararı ile haczin kaldırılmasına yönelik talebin reddine, borçluya mesken için satış bedelinden ödeme yapılmasına karar verildiği ve kesinleştiği; ilk haciz tarihinin üzerinden 1 yıldan fazla süre geçtiği, alacaklının yeniden haciz talep ettiği, 11.01.2019 tarihinde taşınmazın tapu kaydına yeniden haciz konulduğu, borçluya yokluğunda yapılan haciz işlemini inceleyebilmesini amaçlayan İcra İflas Kanunu'nun 103 üncü maddesi uyarınca 23.01.2019 tarihinde davetiye tebliği edildiği, haczin kesinleştiği, satış kararı verildiği, kıymet taktiri yapıldığı ve taşınmazın satış ilanının 03.06.2019 tarihinde...
Mahkemece davacının talebi, takibi kesinleştikten sonra birikmiş ve devam eden nafaka borcunun itfa sebebiyle takibin durdurulması ve meskeniyet şikayeti olarak değerlendirilmiş ise de, dava dilekçesi içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının nafaka borcunu düzenli ödediğini, herhangi bir birikmiş ve güncel nafaka borcunun bulunmadığını, 103 davet kağıdına yasal süresi içinde itiraz ettiğini belirterek, taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir. Davacının talebi, aylık işleyen nafaka borcu ile ilgili olarak birikmiş ve güncel borcun bulunmaması nedeniyle hacizlerin kaldırılmasına yöneliktir....
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Tüm bu nedenlerle Mahkemece aynı doğrultuda gerekçe ile verilen karar usul ve yasaya uygun olup, HMK.'nın 357. maddesi uyarınca dava dilekçesinde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf incelemesi sırasında nazara alınamayacağı, HMK.'...
İcra Mahkemesince meskeniyet iddiası ile yapılan şikayette takibin durmasına karar verilmediği, davalı haczinin 06.03.2003 tarihli olmasına rağmen kıymet takdirinin 23.03.2007 günü yapıldığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı yanca bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine koydurulan 06.03.2003 tarihli ihtiyati haciz, itiraz süresinin geçmesi ile 15.07.2003 günü kesin hacze dönüşmüş (İİK.m.264), 20.04.2004 tarihinde de satış isteminde bulunulmuştur (İİK.m.106). Bu durumda davalının haczinin düşmediği (İİK.m.110) gözetilmek gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir....
in icra mahkemesine başvurusunda; icra müdürlüğünce tapu kaydına haciz konulan evin haline münasip evi olup hacizden 08.10.2014 tarihinde haberdar olduğunu belirterek 217 Ada 23 Parsel sayılı taşınmazdaki haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece istemin, İİK'nun 82/1-12. maddesine dayalı meskeniyet şikayeti olarak nitelendirilmek suretiyle, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda taşınmazın ihtiyacını karşılayabilmesi amacıyla 120.000,00 TL'sinin borçluya bırakılmak üzere satılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/59- 1060 E/K sayılı kararla meskeniyet iddialarının kabul edildiğini, akabinde 02.05.2019 tarihinde aynı taşınmaza tekrar haciz konulduğunu, durumun 11.03.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, dava konusu taşınmazın kentsel dönüşüm kapsamında yıkılarak yeniden yapımına başlandığını, yapı arsa olarak gözükse de meskeniyet şikayetine engel olmadığını, sözleşme gereği C blok 12 nolu dairenin 1/2 sinin müvekkiline ait olacağını, meskeniyet iddiaları nedeniyle taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmaza haciz konulmasını talep ettiklerinde taşınmazın arsa vasfında olduğunu, haczedilmezlik şikayetinin mevcut ve oturmaya uygun bir ev bulunması halinde yapılabileceğini, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir....