Davanın konusu meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetidir. İİK nun 82/12 maddesinde ;"Borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği belirtilmiş olup, anılan yasal düzenleme uyarınca meskeniyet şikayeti yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3.kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya hakkı olmadığından takip dosyasında da davacının takip borçlusu olmadığı, 3.kişi sıfatında bulunduğu anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, Dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 19....
Şikayet, kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılmış meskeniyet şikayetine ilişkindir. Mahkemece davacının usulsüz tebliğ iddiası incelenmeksizin davanın esasına girilerek ipotekli takipte borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının mevcut olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Oysa İİK'nın 16. maddesine göre meskeniyet şikayeti süreye tabi olup, öncelikle usulsüz tebliğ iddiası incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olmadığı sonucuna varıldığı takdirde işin esası incelenerek sonuca gidilmelidir. Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olduğunu beyan ettiği görülmekte olup, borçluya çıkarılan ve 08.04.2019 tarihinde TK'nın 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi ile 22.07.2019 tarihinde yapılan kıymet takdiri raporunun tebliğ işlemi arasında şekil ve içerik bakımından herhangi bir farkın bulunmadığı anlaşılmıştır....
- 2014/ 35 K. sayılı kararı; borçlunun meskeniyet iddiasında bulunabilmesi için o evde bizzat oturmasının şart olmadığı, öncelikle borçluya meskeniyet iddiası yönünden tercih hakkı sorulup tespit edilmesi gerektiği, bundan sonra ise borçlunun tercih ettiği taşınmaz yönünden İİK'nun 82. maddesine göre inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu; icra mahkemesince, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 2900 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2901 parsel sayılı taşınmaz açısından ise şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ ile meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti ile kıymet taktirine itiraza ilişkindir. İlk derece mahkemesince dava dosyasında daha önce yapılan yargılama sonucunda, 10/02/2020 tarih 2020/20- 2020/28 E.K sayılı ilamı ile "Meskeniyet iddiası davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine, Kıymet takdiri davası yönünden İİK madde 128/a uyarınca Kıymet takdiri raporunu düzenleten icra dairesinin kesin yetkili bulunduğu anlaşıldığından Mahkememizin yetkisizliğine... ," dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararının davacı vekilince istinafı üzerine, dairemizin 14/07/2020 tarihli 2020/1211- 1236 E.K sayılı ilamı ile özetle; "...meskeniyet şikayeti ile ilgili davalarda, mahkemece dava dilekçesinin taraflara tebliğ edilerek, duruşma açılıp, tarafların duruşmaya davet edilmesi ve taraflarca bildirilen deliller toplanıp sonucuna göre hukuki değerlendirme yapılması gerekir....
Kanunu'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir....
yer alan haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir....
görülmüştür. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra takibinin 2010 yılında başladığını, davacının bu tarihten beri takibi öğrenememesinin mümkün olmadığını, davacı taşınmazı üzerinde bir çok haciz bulunduğunu, borcunu ödemediğini, davacının tanık deliline dayanmasını kabul etmediklerini, taşınmaz için keşif yapılmasını talep ettiklerini, meskeniyet iddiasını kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ''Dava, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik davası olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, Eskişehir 5. İcra Müdürlüğü 2010/162 Esas sayılı dosyasında haciz konulan gayrimenkulün davacının haline münasip evi olup olmadığı, haczedilip haczedilemeyeceği hususuna ilişkindir. Eskişehir 5....
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, borçlu ...’ın haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Mirasçılarının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir. O halde, mahkemece şikayetçi borçlunun ölümü nedeniyle meskeniyet iddiasının dayanağı kalmadığından istemin vefat eden borçlu yönünden reddi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlulardan ...'ın temyiz isteminin kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18....
bir başka taşınmazlarının olmadığı iddiası ile İİK 82....