koşullar kapsamında haczedilmezlik şikayetinin değerlendirilmesi gerekir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda; şikayetçinin icra takibinde taraf sıfatı olmadığı gibi aile konutu olduğundan bahisle haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu taşınmazdaki kendi hissesi üzerine de haciz konulmadığı anlaşılmakla yukarıda anılan yasa maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
İİK'nun 82/12. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun’un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Bu süre haczin öğrenildiği tarihten başlar. Borçluya hacze ilişkin tebligat yapılmamış veya usule uygun yapılmamış ise borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 29/05/2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, borçlunun usulsüz tebliğ edildiğini iddia ettiği 103 davetiyesinin 15/05/2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi . ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan, haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 10.05.2013 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 25.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 30.04.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır....
Sokak, No:53 adreste ve tapu Kırveli Mahallesi, 3832 ada, 271 parsel sayılı taşınmazın üzerine haciz konulduğunu, müvekkiline çıkartılan 7 örnek ödeme emri ve kıymet takdir tutanağının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, bu nedenle de müvekkilinin hacizlerden haberdar olmadığını, müvekkilinin haczi öğrenir öğrenmez yasal süresinde haczedilmezlik davası açtığını, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kendisi ve ailesinin geçimini sağladığı zirai arazi olduğunu, başka da gelirinin bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, İİK'nun 82/1- 4 maddesi uyarınca açılmış haczedilmezlik şikayeti davasıdır. Haczedilmezlik iddiası ile haczin kaldırılması talebi hukuki mahiyeti itibariyle şikayet olmakla 7 günlük süreye tabidir....
nın 16.maddesinin amir hükmü gereğince 7 günlük şikâyet süresinde sonra şikâyette bulunulduğundan haczedilmezlik iddiasının dinlenilemeyeceği, dolayısıyla şikâyetin reddine karar vermek gerekmiştir. Nitekim Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2016/1471 Esas 2016/14505 Karar sayılı kararında "... İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 24.11.2014 tarihinde tapuda haciz şerhi işlendiği, İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin borçluya 08.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, borçlunun şikayete konu taşınmaz üzerindeki haczi bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durumda, öğrenme tarihine göre meskeniyet şikayeti süresinde değildir....
Somut olayda; davacı 3. kişi tarafından haczedilmezlik talebi ile dava açılmış ise de, takip dosyasında borçlunun Halil Filik olduğu, davacının takipte taraf sıfatının bulunmadığı, bu sebeple aktif husumet ehliyeti olmadığı, bu hakka dayanarak haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı, meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazlardan Adana ili İmamoğlu ilçesi Sayca köyü 924 parselde kayıtlı taşınmazın tapu kaydına şikayetçi 3.kişi lehine "aile konutu" şerhi verilmesinin takipte taraf sıfatı bulunmayan şikayetçi 3. Kişiye haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı kazandırmayacağı anlaşılmıştır....
Eğer borçlu, boş arsa üzerine haciz tarihinden önce bina inşa etmiş ise, borçlu bu ev için meskeniyet şikayetinde bulanabilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, sayfa: 513). Meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazın tam teşekküllü bir mesken niteliğinde olması şart olmadığı gibi tek bir odasının ikamete elverişli olduğu durumlarda dahi anılan iddianın değerlendirilmesi gerekir. Haczedilmezlik şikayetinde önemli olan, meskenin, bina (muhtesat) olarak tapulu ya da tapusuz oluşu değil, borçlunun haline münasip olup olmadığıdır. Ayrıca haczedilmezlik iddiasına konu evde borçlunun oturmaması ve evin fiilen kullanılmaması da meskeniyet şikayetine engel değildir. Somut olayda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulan 104 Ada 148 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında tarla vasfında olduğu görülmektedir....
kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava ettiği, İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacı borçlunun Aydın ili Çine ilçesi Kabataş mahallesi 1078 parsel yönünden haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile, davalı alacaklı tarafından üzerine konulan haczin karar kesinleştiğinde kaldırılmasına, davacı borçlunun Aydın ili Çine ilçesi Kabataş mahallesi 253 ve 1083 parsel sayılı taşınmazlar yönünden haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verildiği, davacı borçlunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden daha mütevazi semtlerde haline münasip alabileceği ev değerinin belirlenmediği ,maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti yönünden ise kararın gerekçelendirilmediği, verilen karara karşı her iki tarafın istinaf yasa yoluna başvurduğu, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde, davacının haczedilmezlik şikayeti reddedilen 253 ve 1083 parsel sayılı taşınmazların gelirleri ile asgari geçimini sağladığından haczedilmezlik şikayetinin...
Davacı borçlu tarafça, meskeniyet şikayeti ile birlikte, usulsüz tebliğ şikayetinde de bulunulmuş olmasına rağmen mahkemece, yalnızca meskeniyet şikayetine ilişkin hukuki değerlendirmede bulunulmuş, usulsüz tebliğ şikayeti ile ilgili olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Yukarıda belirtilen usuli eksiklik kamu düzenine ilişkin esaslı hata niteliğinde olup, HMK 'nun 355. Maddesi uyarınca, dairemizce resen nazara alınması zorunlu olduğundan; davacı tarafın istinaf sebepleri bu aşamada değerlendirilmeksizin, HMK'nun 355 ve 353/1- a-6 maddeleri gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, belirtilen eksikliklerin giderilerek usulüne uygun şekilde hüküm kurulması için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....