Bu araştırma sonucunda ipoteklerin borcunun ödenmiş olduğu yada ipoteklerin zorunlu ipotek kapsamında olduğu belirlendiği takdirde maişet şikayeti yönünden şikayetçinin çiftçi sıfatının olup olmadığı belirlenmelidir. Şikayet konusu olmayan şikayetçiye ait taşınmazlarda da keşif yapılarak bu taşınmazlardan elde ettiği gelirlerde belirlenmelidir. Şikayetin konusu meskeniyet ve maişet şikayeti olduğu halde hüküm fıkrasında şikayetin sadece meskeniyet şikayeti olarak belirtilmesi de hukuka aykırıdır....
O halde mahkemece tebligat usulsüzlüğü şikayetinin kabulü ile meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Başvuru İİK'nun 82/12 maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayanan haczedilmezlik şikayetidir. Takip dosyasının incelenmesinde, şikayete konu 12/07/2019 tarihli hacze ilişkin şikayetçiye 28/08/2019 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edildiği, şikayetçinin icra mahkemesine11/12/2019 tarihinde başvurarak İİK'nun 82/12 maddesine dayanarak meskeniyet iddiasıyla haczin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır. Meskeniyet iddiasına dayanan haczin kaldırılması istemli şikayetlerde süre öğrenme tarihi ile başlayacağından ve şikayetçinin 103 tebliğine ilişkin tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunmadığı anlaşıldığından 28/08/2019 tarihinde tebliğ edilen 103 davetiyesi tebliğ tarihine göre yasal 7 günlük süreden sonra şikayette bulunduğu görülmüştür....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/631-649 sayılı dosyası ile davalılar .... ve ... hakkında meskeniyet şikayetinde bulunduğu, bu davalarla borçlu ....'nün taşınmazı üzerine konulan haczi öğrendiğinden şikayetin süresinde olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır. Taşınmaz üzerine 02.12.2010 tarihinde haciz konulmuş olup, takip dosyasında borçlunun haczi öğrenmesini sağlayacak herhangi bir tebligat bulunmamaktadır. Kararda esas alınan Aile Konutu Şerhinin Terkini davasında davalı olan borçlu ....'nün bu dava ile taşınmazı üzerindeki hacizden haberdar olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Diğer taraftan ... tarafından açılan meskeniyet davasında aynı taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talep edilmişse de, mahkemenin dosya üzerinde inceleme yaparak davanın reddine karar verdiği ve davalı ....'...
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu taşınmaza ilişkin olarak icra dosyasından borçlu T1 27.01.2020 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 27.07.2020 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlu T1 meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece, istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Sivas 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/118 Esas ve 2020/205 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, vekiledeni tarafından davaya konu haciz işleminin kıymet takdir raporunun tebliği ile öğrenildiğini, kıymet takdiri raporunun tebliğ tarihine göre davanın süresinde olduğunu, kaldı ki dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre davaya konu meskenin haline münasip olduğunun belirlenmiş olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir İİK.nun 82/1- 12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca (7) günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın tapu kaydına haciz konulduktan sonra İİK'nun 103. maddesi uyarınca çıkartılan tebligat 16.05.2018 tarihinde borçluya tebliğ edilmiş olup, borçlunun bu suretle haczi öğrendiği, meskeniyet şikayetinin ise (7) günlük yasal süre geçirildikten sonra 11.04.2019 tarihinde yapıldığı görülmüştür....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, meskeniyet şikayeti üzerine verilen karar nedeniyle ihale bedelinden borçlu için ayrılan miktar sonrasında kalan bedelin tamamının davacı dosya alacaklısına verilmesi gerekip gerekmediği, buna dayalı olarak sıra cetvelinin usule uygun olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. Dosyanın tetkikinde davacının temlik alacaklısı olduğu takip kapsamında borçluya ait taşınmazın 421.500,00 TL bedelle ihale edildiği, ihalenin kesinleştiği, daha öncesinde borçlunun meskeniyet şikayeti üzerine verilen karar gereğince ihale bedelinden 90.000,00 TL nin borçluya haline münasip ev alması için ödendiği, geriye kalan miktara ilişkin ise sıra cetveli yapıldığı ve ilk olarak ipotek alacaklısı davalıya pay ayrıldığı, kalan miktarın ise dosya alacaklısı davacıya ödenmesine karar verildiği görülmektedir....
İcra Hukuk Mahkemesi'de açtığı haczedilmezlik (meskeniyet) şikayeti ile ilgili bir kısım nedenleri ileri sürerek ihalenin feshini talep etmiştir. Borçlunun ihale konusu hacizli taşınmazla ilgili ihale tarihinden önce haczedilmezlik şikayetinde bulunması, bu şikayetin görüldüğü mahkemece satışın durdurulması yönünde tedbir kararı verilmediği sürece ihalenin yapılmasına engel değildir. Diğer yandan Bakırköy 11. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/328 esas sayılı dosyasında ihale tarihinden önce 22/06/2021 tarihinde nihai karar verilerek meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verildiği, davacı/borçlunun ise bu kararı ihale tarihinden sonra 06/09/2021 tarihinde istinaf ettiği anlaşıldığından, somut olayda İİK'nın 363/4. maddesinin uygulanması da söz konusu değildir. Yine meskeniyet şikayetinde borçluya ve vekiline gönderilen bir kısım tebligatların usulsüzlüğünün tartışılması, eldeki ihalenin feshi şikayeti bakımından etkili değildir....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, yasa ve yerleşik Yargıtay uygulaması gereği vekille temsil edilen dosyalarda sürelerin vekile yapılan tebligatla işlemeye başlayacağını, 21.04.2021 tarihinde asile yapılan 103 davetiyesinin hiç bir süreyi başlatmayacağını, açmış oldukları meskeniyet şikayeti davası ise, kıymet takdiri tebliği için UETS üzerinden vekil olarak taraflarına çıkartılan 31.07.2021 tarihli elektronik tebligat sonrasında 08.08.2021 tarihinde açıldığını ve süresinde olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK 82/12 maddesi kapsamında açılan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetidir. Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda, davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 21/04/2021 tarihidir....
Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle her iki hususunda yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir. O halde mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti üzerinde durulması, tebligat usulsüzlüğü şikayetinin karara bağlanmasından sonra diğer itirazların süresinde olduğunun anlaşılması halinde esastan incelenmesi, söz konusu itirazın süresinde olmadığının tespiti halinde ise süre yönünden reddi gerekirken tebligat usulsüzlüğü şikayeti ile ilgili bir değerlendirme yapmadan doğrudan itirazın esastan incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....