DAVA KONUSU : MESKENİYET İDDİASI KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin hissedar olduğu Manisa ili, Alaşehir ilçesi, Sarıpınar Mahallesi, 227 ada 13 parselde kayıtlı arazi ve üzerindeki binaya İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2018/10623 E sayılı dosyası ile haciz konulduğunu, haciz ile ilgili olarak Alaşehir İcra Müdürlüğünün 2019/410 Tl sayılı dosyasından kıymet takdiri yapıldığını, yapılan kıymet takdiri raporunun taraflarına 23.12.2019 tarihinde elektronik tebligatla tebliğ edildiğini, yapılan haczin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35. maddesi gereğince; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır....
Hukuk Dairesi'nin 09/11/2020 tarih 2020/2340 Esas 2020/2021 Karar sayılı ilamı ile karara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle istinaf dilekçesinin reddine karar verildiği, meskeniyet şikayeti hakkında mahkemesince kesin olarak karar verildiği, meskeniyet şikayeti yapılmasının tedbir kararı bulunmadığı sürece ihale sürecine etkisinin olmayacağı, bu aşamada meskeniyet şikayetinin incelenmesi olanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Ayrıca davacı 16/09/2020 tarihinde açtığı dava ile meskeniyet şikayetini bildirmiş olup, hacizden 10/09/2020 tarihinde müvekkilin evinde yapılan kıymet takdir işlemleri ile haberdar olunduğu iddia edilmiş ise de 103 davet kağıdının borçluya 31/08/2020 tarihinde bizzat tebliğ edilmesi ve dava dilekçesinde tebligatın usulsüzlüğünün iddia edilmemesi karşısında şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiş olması da yerindedir....
gecikmiş itirazının usul ve yasaya uygun olmadığı ve ispat edemedikleri anlaşılmakla 103 davetiyesinin usulsüzlüğü ile ilgili şikayetin reddine karar vermek gerekmiş, usulsüz tebliğ ile ilgili şikayet reddedilmekle meskeniyet şikayeti 7 günlük süre dolduktan sonra yapıldığından ve süresinde olmadığından reddine " karar verilmiştir....
Haczedilmezlik şikayeti İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, aynı Kanun'un 16/1. maddesi gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet konusu yapılmalıdır. Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
Bu nedenle, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 05.03.2007 tarihinde konduğu, daha sonra taşınmaza 13.02.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve bu hacze dair borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun haczi daha evvel öğrendiği iddia edilmediği gibi, öğrendiği yönünde yazılı bir belgenin de mevcut olmadığı görülmektedir. Buna göre, borçlunun 03.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 13.02.2014 tarihli haciz yönünden İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir. O halde; her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin kesin hüküm ve süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2020 NUMARASI : 2020/539 ESAS, 2020/543 KARAR DAVA KONUSU : MESKENİYET ŞİKAYETİ KARAR : Manisa 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/539 Esas, 2020/543 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin süre nedeniyle reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Manisa 3....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu; İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti olup, İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayetin niteliği gözetilerek duruşmalı incelenmesi zorunludur. O halde, mahkemece, usulünce duruşma açılarak, taraflara tebligat yapılıp, beyanlarının tespiti ve varsa delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, borçlunun, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ile birlikte, takibe dayanak yapılan senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, çekin kambiyo vasfının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti incelenmeksizin icra takibinin itiraz eden borçlu açısından iptaline karar verildiği görülmektedir....