Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının .... bendine dayalı meskeniyet şikayeti, İİK'nun .../....maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. İİK'nun 103. maddesine göre ise; ''.... Haciz sırasında borçlu veya alacaklı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunduğu takdirde haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir. Borçluya veya alacaklıya ayrıca haber verilmez.'' Somut olayda, borçlu adına kayıtlı 156 ada 34 parsel sayılı taşınmazda bulunan ... numaralı bağımsız bölümün tapu kaydı üzerine ....08.2012 tarihinde haciz konulduğu, anılan taşınmazın fiili haciz ve kıymet takdirinin borçlunun yokluğunda ....02.2014 tarihinde yapıldığı, ancak sözü edilen işlem sırasında borçlunun eşinin hazır olduğu görülmektedir. Ne var ki, yukarıda değinilen İİK'nun 103. maddesi uyarınca haciz tutanağının bir örneği borçlunun eşine verilmediğinden borçlu ...'...

    Dairemizce yapılan değerlendirmede: her ne kadar davacı tarafından dava dilekçesinin sonuç kısmında gecikmiş itiraz isteminin kabulüne karar verilmesi talep edilmiş ise de; dava dilekçesi kül halinde değerlendirildiğinde HMK'nun 33 maddesi gereğince hukuki tavsif hakime ait olduğundan iş bu dava usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmiş olup, yapılan incelemede; Tebligat Kanunun 16. maddesine göre; "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." düzenlemesi ile muhataba bizzat yapılamadığı durumlarda kimlere tebligat yapılacağı düzenlenmiştir. Usulüne uygun yapılan tebligatlarda komşuya, yöneticiye, yada kapıcıya haber verilmesine gerek olmadığı gibi davacının dava dilekçesinde bahsettiği üzere TK 21/2'ye göre tebligat yapılması için gerekli şartların oluşmadığı görülmüştür....

    Davacı hakkında yürütülen takip sırasında kıymet takdir raporunun 05/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, dava dilekçesinde davacı vekili tarafından kıymet taktir raporunun tebligatı hususunda herhangi bir usulsüz tebliğ iddiasının bulunmadığı, İİK 16. maddesi gereğince usulsüz tebligat şikayetinin en geç 05/02/2019 tarihinden itibaren 7 günlük yasal sürede mahkememizde ileri sürülmediği, davanın ise 09/09/2019 tarihinde açıldığı anlaşıldığından usulsüz tebligat şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. " şeklindeki gerekçelerle davacının usulsüz tebligat şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu şikayeti ile birlikte imza itirazında bulunarak takibin durdurulmasını talep etmiş, mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti reddedilmekle birlikte imza itirazının esası incelenerek reddine karar verilmiştir....

      Satış ilanı tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de, şikayetçinin takip talebinde ve ödeme emrinde yer alan ve daha önce de tebligat yapılan ve aynı zamanda ticaret sicilinde kayıtlı olan adresine gönderilen satış ilanı tebliğinin tanınmadığından bahisle iade gelmesi üzerine aynı adrese TK'nın 35. Maddesine göre tebligat yapılmış olması karşısında satış ilanı tebliğinin usule uygun olduğu anlaşılmış, buna ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Kıymet takdiri tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de, usule uygun satış ilanı tebliğinden itibarin yedi günlük süre içerisinde bu hususta şikayet yoluna başvurulmadığından, bu iddianın fesih sebebi yapılmayacağı anlaşılmış, buna ilişkin istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. Ödeme/icra emrinin tebliğinin usulsüz olduğu ileri sürülmüş ise de, ödeme/icra emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olması fesih sebebi olmadığından, buna ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir....

      İcra Müdürlüğünün 2011/3631 esas sayılı dosyalarından yapılan meskeniyet şikayetlerine ilişkin davaların tefrikine karar verilmiştir. CEVAP: Davalı Salih Sevimli (Mersin 2. İcra Dairesinin 2017/6034 esas sayılı dosya alacaklısı) vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının usulsüz tebligat itirazlarının yerinde olmadığını, icra dosyasında dava konusu taşınmazın keşfi sırasında borçlunun eşinin hazır bulunduğunu, davacının meskeniyet iddiasının yersiz olduğunu, dava konusu yerin hisseli bir taşınmaz olup,bu hususta diğer hissedarın ortaklığın giderilmesi davası açması ihtimalinin olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      Temyiz Sebepleri Borçluya 103 davetiyesi gönderildiği durumlarda daha öncesinden hacze muttali olunsa dahi şikayet süresinin borçluya 103 davetiyesinin gönderildiği tarihten itibaren başlayacağı, somut olayda şikayetçi her ne kadar dosyaya 21.02.2020 tarihinde dosya fotokopisi istemli olarak dilekçe vermiş ise de; kendisine gönderilen 103 davet kağıdının tebliğ tarihi olan 14.07.2020 dikkate alındığında, 16.07.2020 tarihinde açılan işbu meskeniyet şikayeti isteminin süresinde olup, istinaf mahkemesinin kararının bu yönü ile usul ve yasaya açıkça aykırı olduğu, şikayteçinin bahse konu taşınmaz haciz kayıtlarının fotokopisini aldığına dair de dosyada bir kayıt bulunmadığı ileri sürülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı ilamsız takipte İİK'nun 82/1-12 maddesi gereği meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İİK md.82/1-12, 3....

        Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir. O halde mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazları süre yönünden reddedilen borçlunun yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye aykırı şekilde tazminatla sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekirken doğrudan onandığı anlaşılmakla karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 04/05/2016 tarih ve 2016/7181 E. - 13092 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, ... 7....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince "Davacı vekiline 17/02/2020 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı gereğince davacı tarafa bilirkişi ücreti ve tebligat giderlerini yatırmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, süresinde delil avansının yatırılmaması halinde mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtar edildiği, davacıya verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti ve tebligat giderlerini yatırmadığı, iş bu meskeniyet şikayetine ilişkin davada bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğinden ispat edilemeyen davanın reddine" dair karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafça, Bakırköy 9. İcra Müdürlüğü 2018/6107 E....

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra dosyasında müvekkiline İİK m. 103 uyarınca yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, davanın, haczin öğrenildiği tarihten itibaren yasal süresi içerisinde açıldığını, taşınmaz üzerinde müvekkilinin ailesiyle birlikte oturmakta olduğu evinin bulunduğunu, başkaca hiçbir malvarlığının da bulunmadığını, borçlunun haline münasip evinin haczedilmesinin açıkça kanuna aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet şikayetine ilişkindir. Meskeniyet şikayetinin, taşınmaz haczinin öğrenildiği tarihten itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesinde belirtilen 7 günlük yasal süre içerisinde yapılması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında resen nazara alınması gerekir....

          UYAP Entegrasyonu