Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 10.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğinde usulsüzlüğünün açıkça dava dilekçesinde ileri sürülmediği, 7 günlük yasal sürede meskeniyet şikayeti yoluna başvurulmadığı görülmüştür. 3.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçilerce temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

    Dolayısıyla, haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleşmiştir. Bu durumda şikâyet konusuz kalmış olup borçlunun meskeniyet iddiasına dayalı haczin kaldırılması istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda meskeniyet iddiasının reddine karar verilmesinin isabetli olmasına (taşınmaz üzerinde davacı tarafından haciz tarihinden önce tesis edilmiş rızai ipotek bulunmakta olup ipotek lehtarının takip dosyasına gönderdiği beyanına göre ipoteğe konu borç haciz tarihinde halen ödenmemiştir) göre yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/531 Esas, 2015/770 Karar sayılı dosyasında, tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verildiği, borçlu tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 18.04.2016 tarihli kararı ile bozulmasına karar verildiği, ancak kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, şikayetçinin usulsüz tebligat ile ilgili şikayetinin sonucu, meskeniyet şikayetinin de sonucunu etkileyeceğinden, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2015/531 Esas, 2015/770 Karar sayılı dosyasının bekletici mesele sayılması ve kesinleştikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

      Maddesi gereği sadece meskeniyet şikayeti ile ilgili olarak müvekkili ile anlaşma yaptığını, bu işi de sonuna kadar takip ederek işinin son bulduğunu, icra takip dosyasında vekaleti olmadığından icra dosyasını takip işini yapma zorunluluğunun yüklenilemeyeceğini, asile yapılan tebliğlerin usulüne uygun olduğunu, haczedilmezlik şikayeti ile kıymet takdirine itirazın süresinde olmadığını bildirmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin reddine karar verilmiştir....

      İİK'nun 82/1- 12 maddesinde düzenlenen meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Haciz borçluya tebliğ edilmemiş ise şikayet süresi borçlunun haczi öğrendiği tarihten itibaren başlar (Yargıtay 12. HD'nin 03.05.2017 tarihli, 2016/15055 E, 2017/6997 K. sayılı içtihadı). Somut olayda, icra takip dosyasının incelenmesinde borçluya 103 davetiyesinin 10/08/2018 tarihinde, kıymet takdirinin de 08/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlunun kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir başvurusu da mevcut değildir. Borçlunun en geç kıymet takdirinin tebliğ tarihi olan 08/10/2019 tarihi itibariyle hacizden haberdar olmasına rağmen meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılması talebiyle 03/03/2020 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmış olup, yasal 7 günlük süre geçmiştir....

      Temyizen incelenmesi istenen taşkın haciz şikayetine dair karar, İİK'nın 85. maddesine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. 2-Taraflar arasındaki meskeniyet şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir....

        Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Davacının icra mahkemesine müracaat ile meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetin bulunduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmektedir. İİK.nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendinde yer alan haline münasip evin haczedilmezliği şikayeti, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda; taşınmaz haczinin borçluya 103 davetiyesi ile 11/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 02/11/2018 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini de ileri sürmediğinden şikayetin süre aşımından reddi gerekir. Bu nedenle istinaf sebebi yerinde değildir....

        Düzce İcra Müdürlüğü’nün 2017/17137 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu Havva Horuz aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, eldeki davanın meskeniyet şikayeti ile davacı üçüncü kişi tarafından açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı sadece borçluya aittir. Somut olayda; şikayetçi Yusuf Horuz (muris ) icra takibinde taraf sıfatı olmadığından, yukarıda anılan yasa maddesi gereğince meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yerleşik Yargıtay içtihatlarında da açıklandığı üzere, sadece borçlu malike ait olduğundan, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilmiş olsa dahi 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir....

        Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, her ne kadar borçlu vekiline tebligat yapılmış ise de söz konusu 103 davetiyesinin tebliğ edildiği tarihte henüz keşif yapılarak taşınmazın haline münasip olup olmadığının tespit edilmediğini, bu nedenle davanın süre yönünden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu, kararın kaldırılarak haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 82/1- 12 maddesi uyarınca açılmış meskeniyet iddasına dayalı haczedilmezlik şikayeti davası olup, iş bu davanın öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre içinde açılması zorunludur. Bu husus taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece resen nazara alınması gerekir....

        Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak tebligat gönderilmeli, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh verilerek 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartılmalıdır. Ayrıca alacaklı vekili tarafından 06/08/2015 tarihinde borçlu vekiline gayrimenkul satış ilanı tebliği de yapıldığı iddiası da dikkate alınarak bu tebliğ işleminin değerlendirilip, mahkemece öncelikle borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin değerlendirilmesi ve tebligatın usulsüz olduğu tespit edilirse istemin öğrenme tarihine göre yasal süresinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Şayet istem süresinde ise işin esasının incelenmesine geçilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          UYAP Entegrasyonu