bulunmadığını bu nedenlerle meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetlerinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2020/71279 Esas sayılı dosya haczinin kaldırılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir....
İİK'nun 82/1. maddesinin 4. bendi uyarınca; “Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi” haczedilemez. Borçlunun bu maddeden yararlanabilmesi için asıl uğraşının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmadığı gibi örneğin çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz. Şikayetinin çiftçi olması halinde borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen, haczedilmeyen tüm taşınmazları keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır....
Diğer taraftan, hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın değeri ve davacının alabileceği haline münasip ev değerinin belirlenmesinde somut emsal gösterilmediği, soyut ifadelerle tespitlere yer verildiği gibi mütevazi semtlerin hangileri olduğunun açıkça yazılmadığı, davalılar vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde detaylı ve somut emsallerle itirazlarını bildirdiği, mahkemece bu itirazların genel geçer ifadelerle reddedildiği, bilirkişi raporunun hükme esas teşkil etmeye ve denetime elverişli olmadığı anlaşılmakla karar bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2021 NUMARASI : 2020/1098 ESAS 2021/286 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 30....
nin 06/09/2019 tarihli cevabi yazısında yer alan "kredi teminatı için alınmış zorunlu ipoteklerden" şeklindeki beyanın sonuca etkisi bulunmadığı, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın tapu kaydında Şekerbank A.Ş tarafından tesis edilen 17/12/2010 tarih ve 19538 yevmiye nolu ve 15/10/2015 tarih ve 14321 yevmiye nolu ipoteklerin tesis edildiği, mahkememizce yapılan araştırmada taşınmaz üzerinde bulunan ipoteklerin zorunlu nitelikteki ipoteklerden olmadığı, hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile borcu ödenmeyen ipotekler nedeniyle borçlunun meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı..." gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir....
O halde mahkemece yapılması gereken iş; dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek kaydına yönelik yukarıda yapılan izahatlar uyarınca araştırma yapılması, ipoteğin meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmemesi halinde, asıl olanın alacaklıyı alacağına kavuşturmak olduğu gözetilerek, yukarıda izah edildiği üzere haciz tarihi (son haciz) itibariyle borçlunun ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ve sosyal ve ekonomik durumlarının, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığının tespiti ve her halükarda haciz tarihi (son haciz) gözetilerek meskeniyet şikayetine konu taşınmaz ile borçlunun daha mütevazi yerlerden edinebileceği taşınmazın değeri bilirkişi marifetiyle usulünce tespit edilerek hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir....
Ziraat Bankası lehine rehin tesis edildiği, ilgili banka cevabi yazısına göre bu rehnin genel kredi sözleşmesi uyarınca kurulması nedeniyle zorunlu rehin kapsamında değerlendirilemeyeceği, haciz tarihi itibariyle ipotek ve rehne konu borçların ödenmediği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece yapılan keşif neticesi aldırılan bilirkişi raporunda, tarım arazisi vasfındaki 356 parsel sayılı taşınmazdan elde edilecek gelirin ayrıca ve açıkça hesaplandığı, raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davacının kızkardeşi ve oğluna bakmakla yükümlü olmaması nedeniyle davacı ve eşi yönünden değerlendirme yapılması gerekmekte ise de hesaplanan aylık gelir miktarı dikkate alındığında bu hususun sonuca etkili olmayacağı anlaşılmakla kararda isabetsizlik bulunmamaktadır....
tebliğ edildiğini, taşınmazın satılması halinde kendisinin ve ailesinin başkaca oturacak meskeni bulunmadığını, başkaca ev almasının da imkansız olduğunu, almakta olduğu emekli maaşından başka bir gelirinin olmadığını, ailesi ile birlikte ikamet ettiği söz konusu meskenin kendisinin ve ailesinin ihtiyaçlarını gidermekte olduğunu, mütevazi bir ev olduğunu beyan ederek, hacizli ilgili taşınmaz üzerindeki haczin meskeniyet iddiaları doğrultusunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/373 Esas, 2014/263 Karar sayılı tasarrufun iptali davasında borçlunun takipten haberdar olduğu ve takip dosyasından borçlu vekilince fotokopi alınması nedeniyle de hacze muttali olunduğu gerekçesiyle bir kısım taşınmazlar yönünden şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Mahkemece borçlunun şikayete konu hacizlere muttali olduğu kabul edilen ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/373 Esas, 2014/263 Karar sayılı tasarrufun iptali konulu mahkeme kararının incelenmesinde, dava konusunun meskeniyet şikayetine konu olan ve mahkemece süreden reddine karar verilen taşınmazlar olmadığı, bu nedenle de bu dava ile borçlunun şikayete konu hacizleri öğrendiğinin kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır....
İcra Müdürlüğü’nün 2005/14047 Esas sayılı icra takip dosyasından 10.09.2012 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve meskeniyet şikayetinin bu hacze dayalı olarak yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda,... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/3 Esas 2009/3 Karar sayılı dosyasında meskeniyet şikayetine konu olan haciz 20.06.2006 tarihli haciz olup, iş bu şikayette, şikayetçi borçlu 10.09.2012 tarihinde yapılan haciz işlemine karşı meskeniyet iddiasında bulunduğundan her iki şikayetin konusu farklı tarihlerde yapılan hacizler olduğundan şikayetin derdestlik nedeniyle reddi doğru olmayıp, mahkemece, öncelikle şikayeti inceleme yetkisi olup olmadığı tartışılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....