yer verildiğini, dosya karara çıkmadan haczin fek edilmemiş olmasında taraflarına atfedilebilecek hiçbir kusur olmadığını, meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın kayden haczedildiğini, taşınmazın fiili durumunu haciz tesisi sırasında ve sonrasında bilmediklerini, bu sebeple haczin tesisi sırasında taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğunu ya da mesken dahi olup olmadığını tespit ve tayin etmelerinin mümkün olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinden sorumlu olamayacaklarını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayetin kabulü üzerine konulan hacizler fekkedilmiş, meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine 24.04.2014 tarihinde yeniden haciz konulmuş, borçluya bu hacze ilişkin 103 davetiyesi 09.09.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1.maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Öte yandan İcra ve İflas Kanununda taşınmaz haczinin yenilenmesine dair bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz yeni bir işlem olup borçlunun her haciz için şikayet hakkı bulunmaktadır....
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu hacize ilişkin olarak icra dosyasından borçlu vekiline 20.01.2020 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 02.03.2021 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır (Yargıtay 12. HD'nin 15.02.2021 tarihli, 2020/5792 E, 2021/1541 K. sayılı içtihadı)....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK'nın 82/1-12. maddeleri, 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.İİK'nın 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. Somut olayda, ... 17....
İstinaf incelemesine konu karar, İİK'nın 85. maddesinin uygulanma biçiminden kaynaklanan taşkın haciz iddiası yönünden niteliği itibariyle kesin kararlardan olduğundan davacının taşkın haciz şikayeti yönünden verilen ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. Takip dosyası içeriğinden; davacı/borçlu şirket hakkında başlatılan genel haciz yolu ile takipte, borçlu şirketin itirazı üzerine takibin durduğu, daha sonra alacaklı tarafından borçlu şirket ile diğer takip dışı T1 ve DT Gayrimenkul ... A.Ş. hakkında takip dayanağı belgelere dayalı olarak verilen İstanbul 10....
O halde mahkemece yapılması gereken iş; dava konusu taşınmaz üzerindeki ipotek kaydına yönelik yukarıda yapılan izahatlar uyarınca araştırma yapılması, ipoteğin meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmemesi halinde, asıl olanın alacaklıyı alacağına kavuşturmak olduğu gözetilerek, yukarıda izah edildiği üzere haciz tarihi (son haciz) itibariyle borçlunun ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ve sosyal ve ekonomik durumlarının, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığının tespiti ve her halükarda haciz tarihi (son haciz) gözetilerek meskeniyet şikayetine konu taşınmaz ile borçlunun daha mütevazi yerlerden edinebileceği taşınmazın değeri bilirkişi marifetiyle usulünce tespit edilerek hasıl olacak sonuç uyarınca bir karar verilmesinden ibarettir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle şikayetin hak düşürüçü süre içerisinde yapılmadığını, meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın tapu kaydında 45 adet icrai haciz şerhi işlendiğini ve 2 adet ipotek tesisi bulunduğunu, taşınmazın haline münasip olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece taşınmazın tapu kaydında birden fazla haciz şerhi ile İİK 150/c madde gereğince ipotek şerhi bulunduğu görülmüş, ipoteklerin birinin konut kredisi, diğerinin ihtiyaç kredisi için verildiği, bu durumda davacının meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılması gerektiği, ayrıca taşınmaz üzerine 19/07/2017 tarihinde haciz konulmuş olduğu, yine 17/02/2016 tarihinde ve 29/02/2016 tarihinde, 03/11/2016 tarihinde haciz konulduğu, davacının haciz tarihinde haberdar olduğu, buna göre şikayetinde süresinde olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/1366 Esas sayılı dosyasından yürütülen takipte icranın davacı borçlu açısından zamanaşımı sebebiyle geri bırakılmasına, davacının zamanaşımı itirazı kabul edildiğinden borca itirazı ve meskeniyet şikayeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bursa 6. İcra Hukuk Mahkemesi 2020/217 E.-2020/282 K. Karar sayılı 03.07.2020 karar tarihli kararının ortadan kaldırılmasına ve yeniden inceleme ve yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, davacı-borçlu hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımının gerçekleştiği iddiası ile icranın geri bırakılması talebinin yanında, borcun ödendiği iddiasıyla borca itiraz ve meskeniyet nedeniyle haczedilemezlik istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının zamanaşımı itirazının kabulü ile, Bursa 9....
İİK'nun 82/1. maddesinin 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, 14.01.2014 günü alınan ihtiyati haciz kararı uyarınca taşınmaz üzerine 15.01.2014 tarihinde haciz konulduğu, tapu idaresi tarafından 20.01.2014 günü haczin işlendiği, borçluya hacze ilişkin herhangi bir tebligat yapılmadığı görülmektedir. Borçlunun, ödeme emri tebliği üzerine, icra mahkemesinde 22.01.2014 tarihinde borca itiraz etmiş olması, takipten ve takip dayanağı belgelerden haberdar olduğunu gösterse de, taşınmazına konulan hacizden de haberdar olduğu sonucunu doğurmaz. Borçlunun, icra dosyasında herhangi bir işlem yapmadığı ve daha önce haczi öğrendiği de ispatlanamadığına göre, beyan ettiği tarihe göre yapmış olduğu meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. İİK'nun 82.maddesinin 1.fıkrasının 12.bendi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez....
Dava konusu taşınmaza, takip dosyalarından 01/03/2022 ve 02/03/2022 tarihlerinde haciz konulmuş, davacıya 103 davetiyesi 10/03/2022- 15/03/2022 tarihlerinde tebliğ edilmiştir. Davacının, dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayeti de mevcut değildir. Dolayısıyla, borçlu tarafça 10/03/2022- 15/03/2022 tarihlerinde 103 davetiyesinin tebliğ edilmesi ile birlikte taşınmaz haczinin bu tarihte öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra (28/03/2022 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....