Bu durumda, her ne kadar taşınmazdaki 23.05.2014 tarihli haciz şerhine ilişkin meskeniyet şikayeti ve bu şikayete binaen verilen bir karar mevcut ise de, satışa esas alının son haciz için meskeniyet şikayetinde bulunulmayıp yukarıda da açıklandığı üzere, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından ve bu hak kullanılmadığından şikayetin reddine karar verilmesi gerekmekte olup Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi 22....
olmadığını, meskeniyet iddiası için yasal sürenin geçtiği biran için kabul edilse bile, şikayetçinin meskeniyet şikayeti kamu düzenine ilişkin olup anayasal bir hak olan mülkiyet hakkını da ilgilendirdiğini, Bu nedenle şikayetin süresiz kabul edilip değerlendirilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
İİK'nun 82/12.maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.09. 2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Meskeniyet iddiası Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir "haciz işlemi" de mevcut değildir. Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir....
Talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Haciz işlemi talimat yoluyla değil de, doğrudan müzekkere yazılarak yapılmış ise, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesi şikayeti incelemeye yetkilidir. Somut olayda, icra dosyası kapsamı ve tapu kaydı dikkate alındığında, dava konusu taşınmaza Manisa 2. İcra Müdürlüğünün 2018/3390 Esas sayılı dosyasından doğrudan haciz konulduğundan, anılan takip dosyası ile ilgili meskeniyet şikayetini inceleme yetkisi, haciz işlemini yapan icra müdürlüğünün bağlı olduğu Manisa İcra Hukuk Mahkemesine aittir....
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, tapudan ipotek akit tablosunun okunaklı ve onaylı bir örneği getirtilerek, ayrıca ipoteğin mahiyeti ve konulma nedeni ilgili banka şubesinden sorulmak suretiyle araştırılarak, zorunlu ipotek olup olmadığı; zorunlu ipotek değil ise haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun tamamen ödenip ödenmediği tespit edildikten sonra ipoteğin meskeniyet şikayetine engel olmadığı kanaatine varılması halinde meskeniyet şikayeti değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar vermektir. Öte yandan, kabule göre de alacaklının alınan bilirkişi raporuna dair itirazları hakkında inceleme yapılmadan sonuca gidilmesi ve yine sadece şikayete konu 10.02.2015 tarihli haciz hakkında karar verilmesi gerekirken önceki haczi de içerecek şekilde ayrı ayrı hacizlerinin kaldırılması da doğru görülmemiştir. O halde mahkemece, yukarıda yazılı ilkeler uyarınca inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile şikayetin kabulü ile haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 31.01.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 05.03.2013 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 14.02.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı ve bu işleme ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ yapılmadığı, 15.02.2016 tarihinde kıymet takdiri yapıldığı ve borçlunun 19.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, taşınmaz üzerine konulan 14.02.2014 tarihli haciz, yeni bir haciz olup, her haciz yeni bir şikayet hakkı vereceğinden, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde olduğu açıktır....
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 10.07.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 12.12.2013 tarihinde 103 davetiyesinin ve 12.05.2014 tarihinde kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 05.09.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı, alacaklı vekilinin 07.11.2014 havale tarihli talebi doğrultusunda icra müdürlüğünce borçlu adına 05.09.2014 günlü son hacze ilişkin 103 davet kağıdının gönderildiği, anılan davetiyenin borçluya 15.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun 19.12.2014 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen meskeniyet şikayeti ve kıymet takdirine itiraz üzerine verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının meskeniyet şikayeti yönüyle verilen karara hasren bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu İcra Mahkemesine başvurusunda; ... İli, ......