Somut olayda meskeniyet şikayeti satış talebinden sonra 07/05/2015 tarihli ihaleden önce 03/02/2015 tarihinde yapılmasına rağmen mahkemesince 2004 sayılı İİK'nın 22.maddesi gereğince satışın durdurulması talebi reddedilmiş ise de 18/06/2015 tarihli ihalenin feshi isteminin reddine karşı 04/08/2015 tarihinde temyiz yoluna, 21/01/2016 tarihinde onama kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurulurken 28/07/2015 tarihli meskeniyet şikayetinin kabul edildiği belirtildiği ve 2004 sayılı İİK'nın 364/3.fıkra gereğince satış işlemlerinin durdurulması gerektiği halde Yargıtayca ihalenin feshi isteminin reddine ilişkin karar onanmıştır. Ayrıca; davalı 03/02/2015 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinden haberdar olduğu halde satışın durdurulması talebinin reddedilmesi üzerine satış işlemlerine devam ettiği ve ihalenin kesinleşmediği aşamada 28/07/2015 tarihinde meskeniyet şikayetinin kabul edildiğinden de haberdardır....
Meskeniyet şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazın, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlu göstermiş sayılır. Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin bankaya kredi borcu olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
Değerlendirme Dairenin yerleşik içtihatları gereğince; haczedilmezlik iddiasına konu evde borçlunun oturmamasının meskeniyet şikayetine engel olmadığının ve meskeniyet şikayetinin, iştirak halinde mülkiyete tabi bir taşınmaza ilişkin olması halinde, her paydaşın meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı olduğu gibi, mahkemece hükme esas alınacak taşınmazın değerinin, şikayetçi borçlunun hissesi üzerinden belirlenmesi gerektiğinin tabi bulunmasına, temyiz dilekçesi içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre alacaklının yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI....
İstinaf Sebepleri Borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde; meskeniyet şikayetinde bulunmasında hukuki yararı olup davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddinin hatalı olduğunu, süresinde meskeniyet şikayetinde bulunulduğunu, yerel mahkemenin delilleri toplamaksızın duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden şikayetlerinin reddine karar vermesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. C....
Temyiz Sebepleri Zorunlu olmayan ipotek nedeni ile meskeniyet iddiasında bulunulması kabul edilmeyecek dahi olsa, meskeniyet iddiasının ancak ipotek alacaklısına karşı ileri sürülebileceği, hukuken geçerli olmayan bir ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği, temyize konu kararda ipoteğin mahiyetinin değerlendirilmesinde hataya düşülerek hukuka aykırı bir karar verildiği, ipoteğin kaldırılmasına dair kararın bekletici mesele yapılması gerektiği, taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin iddialarını destekler nitelikte olduğu ileri sürülmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, genel haciz yoluyla ilamsız takipte meskeniyet şikayeti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. İİK md.82/1-12 fıkrası 3. Değerlendirme 1....
HMK'nun "Harç ve Avans Ödemesi" başlıklı 120. maddesinin birinci fıkrasında; harç ve avansların Bakanlıkça saptanacağı, dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacağı, avansın yeterli olmadığının anlaşılması durumunda davacıya iki haftalık kesin süre verileceği düzenlenmiştir. Borçlunun şikayet dilekçesinde meskeniyet şikayeti ile beraber kıymet takdir raporuna da itiraz ettiği, .......... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/... Esas sayılı dosyasına kaydedilen bu dilekçeye ilişkin mahkemenin 05.01.2015 tarihli tensip tutanağının yedinci bendi ile meskeniyet şikayetinin bu dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği ve mahkemenin 2016/... Esasına kaydedildiği, temyiz incelemesine konu mahkeme kararının da işbu tefrik edilen meskeniyet şikayeti olduğu sorulmaktadır. Karara dayanak dava şartına ilişkin muhtıranın incelenmesinde mahkemece, toplam 829,......
İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, mahkemece davanın reddine yönelik olarak verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince Esastan Reddine, dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 10....
İstinaf Sebepleri Şikayet borçlu istinaf başvurusunda; şikayetin önemli olan kısmının kıymet takdir raporuna itiraz değil, meskeniyet şikayetinde esas alınan değerlerin güncelliğini yitirmesi nedeniyle bu durumun haksızlık oluşturması olduğunu, meskeniyet şikayetinde belirlenen taşınmazın güncel değerinde önemli ölçüde bir artış olmasına rağmen belirlenen haline münasip ev değerinin aynı kalmasının menfaat dengesini bozduğunu, İİK'nın 128/a maddesinde düzenlenen kıymet takdir raporunun üzerinden iki yıl geçtikten sonra yeniden kıymet takdiri yapılmasına dair düzenlemenin, meskeniyet şikayetinde de uygulanması ve bu suretle meskeniyet şikayetinde belirlenen haline münasip ev değerinin güncellenmesi gerektiğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. C....
Meskeniyet nedeni ile haczedilemezlik şikayeti mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması halinde yapılabilir. Henüz mesken olarak kullanılabilir durumda bulunmayan taşınmaz, meskeniyet şikayetine konu edilemez. (Bkz. Aynı konuda Yargıtay 22.05.1996 Tarih ve 6810- 6879 Sayılı içtihadı.) Hatta borçlu bu arsa üzerinde daha sonra ev yapmış olsa bile yine haczin kaldırılmasını isteyemez. Çünkü bir malın haczedilip haczedilemeyeceği haciz anındaki duruma göre belirlenir. Bu halde, borçlunun hacizden sonra üzerine bina yapmış olduğu arsa, üzerindeki bina ile birlikte satılır. Açıklanan ilke ve kurallar ışığında somut olaya bakıldığında, borçluya ait 2123 ada 1 parselde kayıtlı taşınmaza 02.05.2019 tarihinde haciz konmuş, 103 davet kağıdı borçlu vekiline 16/03/2020 tarihinde tebliğ olmuş ve borçlu 16/03/2020 tarihinde şikayette bulunmuştur. 12.11.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmazın kentsel dönüşümden yeni yapılmakta olduğunun belirtildiği görülmektedir....
Bu durumda Mahkemece, meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, hükmüne uyulan bozma ilamına uygun düşmeyen gerekçelerle bu yöndeki istemin de reddi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 08.07.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....