Temyiz Sebepleri Alacaklı temyiz dilekçesinde; haline münasip ev değerinin nasıl belirlendiğinin belli olmadığı ve tutarın net belirlenmediği, borçlunun zorunlu ikamet ihtiyacı hakkında herhangi bir inceleme yapılmadığı iddiaları ile kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti ile takibe konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 16, 17, 18 ve 82/1-12. maddesi 3....
Ş.’nin 09.03.2022 tarihli yazı cevabında haciz tarihi olan 02/11/2020 tarihi itibariyle ipotek borcunun devam ettiğinin bildirildiği görülmüş olup, şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, davacı borçlunun meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağının kabulü gerekeceğinden mahkemenin meskeniyet şikayetinin reddine yönelik kararında dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece; Meskeniyet şikayetinin süreden reddine, şeklinde karar verildiği görülmüştür. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili adına kayıtlı taşınmazın aile konutu olduğunu ve müvekkili ile müşterek çocuklarının ikamet ettiklerini, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapu kayıtlarına haciz konularak satış işlemlerine başlandığını, aile konutu olan taşınmazın satış işlemlerinin yapılmasının açıkça kanuna aykırı olduğunu ve haciz şartları oluşmadığından haciz şerhinin kaldırılmasının gerektiğini, müvekkilinin haczin konulduğu evden başka herhangi bir evinin mevcut olmadığını, İİK. gereğince borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğini, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve meskeniyet iddialarının kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, İİK. 82/12....
İcra Müdürlüğünün 2018/12579 E. sayılı dosyasına ilişkin olduğu, tarafları ve dava dilekçelerinin de aynı olduğu anlaşıldığından, bu dava ile 2019/173 E. sayılı dava yönünden, dava şartı olan ve resen dikkate alınması gereken derdestlik durumunun irdelenmesi ile buna göre karar tesisi gerekirken, davanın esası incelenerek karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de, davacı tarafından, meskeniyet iddiasında bulunularak haczin kaldırılması istenmiş ise de, mahkemece, İİK'nın 82/3 maddesi uyarınca hüküm tesis edildiği anlaşıldığından, kararın, şikayetin kısmen kabulü niteliğinde olduğu açıktır. Meskeniyet şikayeti kısmen kabul edilip, kısmen reddedildiğine göre, mahkemece, yargılama giderlerinin tarafların haklılık durumuna göre belirlenmemesi ve kısmen kabul kısmen reddine şeklinde karar verilmemesi yerinde görülmemiştir. Yine, mahkemece şikayete konu karar ile hakları etkilenecek davalı bankaya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeksizin karar verildiği anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğün'ün 2017/137 Talimat sayılı dosyası üzerinden 24/07/2018 tarihinde kıymet takdiri yapılmak üzere taşınmazın bulunduğu yere gidildiğinin belirtildiği, meskeniyet şikayetine konu davanın 16/08/2018 tarihinde açıldığı, hacizden borçlunun en geç kıymet takdirinin yapıldığı tarihte haberdar olduğunun anlaşılması karşısında 7 günlük meskeniyet şikayet süresinin geçmiş olduğu ve bu nedenle ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Dairemizin 2019/2627 E. 2019/2984 K. Sayılı kaldırma kararı ile, davacının isteminin meskeniyet şikayeti olduğu, şikayetin esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği değerlendirilerek zorunlu ipoteklerden olmadığı, ayrıca davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu İsmail Hakkı Kaymak'ın eşidir....
Mahkemece;"Meskeniyet şikayetinin reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunarak; Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafınca T2 verilmiş bir ipoteğin bulunmadığı gibi T2 tarafından dosyaya gönderilen böyle bir yazı cevabının da olmadığını, mahkemece eksik inceleme sonucu sanki davacı bankaya ipotek verilmiş gibi düşünülerek şikayetinin reddedildiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık; Meskeniyet şikayetine ilişkindir....
YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının meskeniyet şikayetinin yasal olmadığını, bu hususun tapu kaydı, boşanma davasındaki davacı tarafın beyanları, yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi, davacının sosyal ve ekonomik durumunun tespiti ile ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, taşınmazın meskeniyet iddiasına konu edilebilmesi için borçlunun o taşınmazda mutlaka oturmasına gerek olmadığını, Yargıtay 12. Hukuk ve 8....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; haczedilen evin aile konutu olduğunu, haczedilen evin aile konutu olduğu hâllerde hâline münasip ev kavramı sadece borçlunun değil borçlunun ve ailesinin sosyal ve ekonomik durumuna uygun olan konut biçiminde anlaşılmalı ve sadece borçluya değil, borçlunun aile fertlerine de meskeniyet iddiasına dayanarak yasal yollara başvurma imkanı sağlanması gerektiğini, AYM'nin konuya ilişkin hak ihlali kararı nazara alındığında, somut olayda "borçlunun ve ailesinin haline münasip aile konutu vasfındaki taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek davacının aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceğini" kabul etmek gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, taşınmazdaki haczin meskeniyet iddiasına istinaden kaldırılması istemine ilişkindir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Anayasa Mahkemesinin, 08/04/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 31093 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Anayasadaki "özel hayatın gizliliği" ve "ailenin korunması ve çocuk hakları" maddelerine dayanarak, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının işlemden doğrudan etkilenecek eşe de tanınması gerektiğini, AİHM içtihatlarının da bu görüşü desteklediğini, bu yüzden mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK' nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İzmir 9....