Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde, eşinin borcu nedeniyle haczedilen ve tapu kaydında hacizden önce konulmuş olan aile konutu şerhi bulunan taşınmaz üzerindeki haczin meskeniyet iddiasına dayanmak suretiyle kaldırılmasını istemiştir. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 12/12/2019 tarihli 2016/10454 sayılı kararında, "taşınmazın üzerine konulan hacizden doğrudan etkilenecek başvurucunun aile konutuna ilişkin güvencelerden yararlanarak meskeniyet iddiasıyla dava açabileceği, dolayısıyla mahkemenin dava ehliyetine ilişkin daraltıcı yorumunun Anayasanın 20. ve 41. maddelerindeki güvencelere uygun olmadığı, Anayasanın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine" karar verilmiştir....

Maddesine göre, meskeniyet iddiası sadece haciz işlemine karşı ileri sürülebilir, ipoteğe karşı meskeniyet iddiası ileri sürülemeyeceğini, davacıların murisi Sıddıka Pehlivan, maliki olduğu taşınmazı, dava dışı oğlu-mirasçısı Kamil Pehlivan'ın açılmış ve açılacak tüm kredilerinin teminatını teşkil etmek üzere müvekkil banka lehine ipotek ettirdiğini, müvekkil banka tarafından vefat eden muris Sıddıka Pehlivan'ın veraset ilamına göre mirasçılarına ihtarname çekilmiş, borcun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiğini, İpotek konusu taşınmaz, kredi borcunun teminatını oluşturacağından ve İpoteğe karşı meskeniyet iddiası ileri sürülemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 12. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacıların davasının reddine karar verilmiştir....

HGK'nın 30.4.2003 gün 12/313-310 sayılı kararında borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunamayacağına karar verilmiştir. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi üçüncü kişi vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ilgili taşınmazın müvekkili T1 tek haline münasip evi olduğunu ve ikametgah adresi olduğunu, müvekkilinin davaya konu ev dışında yaşayacak başka bir evinin bulunmadığını ilgili taşınmaz icra marifetiyle satılmasının müvekkilinin ve ailesinin mahvına neden olacağını, müvekkilinin eşi Yıldız Akpınar'ın da uzun yıllardır ikamet adresinin davaya konu taşınmaz olmasının haklılığı ortaya çıkardığını, meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Davanın reddine karar verilmiştir....

    Karar sayılı ilamından da anlaşılacağı üzere borçlunun birden fazla meskeninin bulunması halinde bunlardan birisi için meskeniyet iddiasında bulunabileceği, birden fazla mesken için meskeniyet şikayetinde bulunulamayacağı bu kapsamda yapılan değerlendirmede ise; Somut olayda; davacı borçlunun İzmir ili Menderes ilçesi Gümüldür Mah. 2116 Ada 1 Parsel numaralı bağımsız bölüm, İzmir ili Çeşme ilçesi Ilıca Mah. 293 Ada 42 Parsel numaralı bağımsız bölüm ve Kayseri ili Melikgazi ilçesi Kılıçaslan Mah. 2223 Ada 39 Parsel numaralı taşınmazda miras hissesi bulunduğunu ve bu taşınmazlar üzerindeki hissesi oranında meskeniyet iddiasında bulunduğu anlaşılmış olup, mahkemece davacı vekiline hangi taşınmaz için meskeniyet iddiasında bulunduğunu açıklaması ve hangi taşınmaz yönünden seçimlik hakkını kullandığı konusunda ihtarat yapılmasına rağmen davacı vekilince meskeniyet iddiasının İzmir ili Menderes ilçesinde bulunan bağımsız bölüm ve Kayseri ili Melikgazi ilçesindeki taşınmaz hisseleri yönünden...

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine ilamsız icra takibine gidildiği, takibin kesinleştiği, davacı takip borçlusunun adına kayıtlı haczedilen taşınmazlarla ilgili taşkın haciz şikayetinde bulunduğu, aynı zamanda meskeniyet iddiasında bulunarak İİK 82/12.md kapsamında haczin kaldırılmasını istediği, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere meskeniyet iddiası ile ilgili keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırması gerektiği, şikayetçi borçlu tarafın kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti yatırmaması nedeni ile meskeniyet iddiasına yönelik şikayetin reddine karar verilmesinde yasaya aykırılık bulunmayıp davacının meskeniyet şikayeti ile ilgili verilen karara karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. İ.İ.K 363. maddesinin 1. fıkrasında istinaf yoluna başvurma ve istinaf yoluna başvurulamayacak kararlar düzenlenmiştir....

    Mahkemece; Meskeniyet şikayetinin HMK 114/1- i ve 115/2.maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine, yönelik karar verildiği görülmüştür....

    250.000,00 TL bedelli ve Samsun Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi lehine 20/02/2019 tarihli ve 350.000,00- TL bedelli ipotek bulunduğu görülmektedir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı borçlu vekili meskeniyet şikayetinde bulunmuş ancak meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapu kaydına haciz şerhi işlendiği ve borçluya 103 davetiyesinin 15/08/2021 tarihinde tebliğ olunduğu, borçlunun haczi öğrendiği halde 7 günlük şikayet süresinden sonra meskeniyet şikayetini 16/09/2021 tarihinde mahkemeye yaptığı, borçlunun hacizden haberdar olduğu halde 7 günlük öğrenme tarihinden itibaren mahkemeye meskeniyet şikayetinde bulunmadığı anlaşılarak şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, haciz işlemini yapan icra memuru işleminin süresiz şikayet yolu olduğunu, haczedilmezlik iddiasının davacı açısından şartları varsa her zaman ve satış gerçekleşinceye kadar istenebilecek bir hak olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Müdürlüğü 2020/49 Esas numaralı dosya ile takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, davacının meskeniyet iddiasının hakkın kötüye kullanımı olduğunu, davacının ekonomik ve sosyal şartları dikkate alındığında hacze konu evin borçlunun ihtiyacından fazla değere sahip olduğunu bu sebeple haline münasip ev olarak değerlendilemeyeceğini, davacının meskeniyet iddiasının kabul edilmesi halinde taşınmazın bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere satışının yapılıp kalan miktarının alacaklı müvekkiline verilmesi gerektiğini belirtmiş, ayrıca dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde taşınmaz üzerinde Ziraat Bankasının 27.05.2015 tarihli 200.000,00 TL bedelli ipoteğinin bulunduğunu, ipotekli gayrimenkul için meskeniyet iddiası ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu ipoteklerden olması veya haciz tarihi itibariyle ipotek borcunun ödenmiş olması halinde mümkün olabileceğini aksi durumda meskeniyet iddiasında bulunulamayacağının...

    UYAP Entegrasyonu