HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/100 KARAR NO : 2022/1965 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/02/2021 NUMARASI : 2020/4 ESAS, 2021/16 KARAR DAVA KONUSU : MESKENİYET ŞİKAYETİ KARAR : Kırkağaç İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/4 Esas, 2021/16 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı dava dilekçesinde özetle, Manisa İli, Kırkağaç İlçesi, Şair Eşref Mahallesi 112 Ada, 21 parsel sayılı taşınmaza davalı banka tarafından haciz konulduğunu, kendisine ait bir başka evi olmadığını ve İİK'nın 82/12 maddesine göre söz konusu haczin yasaya aykırı olduğunu belirterek, haczin kaldırılmasını, taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasını ve satışın durdurulmasını istemiştir....
Meskeniyet şikayeti kısmen kabul edilip kısmen reddedildiğine ve alacaklı da yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, mahkemece, alacaklı yararına da vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesi doğru olmadığı gibi, yargılama giderlerinin, meskeniyet şikayetinin kabul ve ret oranına göre taraflar arasında bölüştürülmesi yerine, tamamının alacaklı üzerinde bırakılması da isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2015/17267 Esas sayılı doyası ile yapılan takipte Bursa İli, İnegöl İlçesi, Mahsenbaşı Mevkii,577 Ada,420 Parsel, 6 bağımsız bölüm nolu taşınmazın davacı müvekkili adına olan 1/3 hissesinin haczedildiğini, haczin İİK 82/12, 85/1 ve 85/son hükümlerine aykırı olduğunu, taşınmazın müvekkilinin haline münasip meskeni olduğunu, ayrıca satışı talep edilmiş ve masrafı yatırılmış menkuller varken yapılan haczin aşkın nitelikte bulunduğunu belirterek, davanın kabulü ile haczin kaldırılmasını istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, şikayetin süresinde olmadığını, ayrıca İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/269 Esas ve 2017/633 Karar sayılı kararına dayalı olarak davacı hissesine haciz uygulandığını, İzmir BAM tarafından yerel mahkeme kararının kaldırılması üzerine haczin de fek edildiğini ve davanın konusuz kaldığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
ipotek işlemlerinden sonra müvekkili bankanın hacizlerine karşı meskeniyet iddiası ileri sürülemeyeceğini, satış işlemlerinin durdurulmasına yönelik tedbir talebi satışın engellenmesi amacıyla kötü niyetli olarak yapıldığını, davacının meskeniyet iddiasında, "haline münasip evi" yönündeki iddianın gerçeği yansıtmadığından bahisle; öncelikle davacının satışın durdurulması yönündeki tedbir talebinin reddine, davacının meskeniyet iddiasının, haczin kaldırılması ve satışın düşürülmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, anılan yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca şikayetçiler T2 ve T3 icra takibinde borçlu sıfatını taşımamaları nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacakları, kaldı ki şikayete konu haczin muris adına tapuya kayıtlı taşınmazların tümüne değil yalnızca takip borçlusuna düşecek hisse üzerine konulduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
Dolayısıyla, borçlu tarafça 08/12/2020 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmesi ile birlikte taşınmaz haczinin bu tarihte öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra ( 05/01/2021 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır. Dolayısı ile, tarafımızca da izah ve iştirak olunan bu gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın istinaf başvurusunun HMK‘nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine oy birliği ile karar verilmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/10/2022 NUMARASI : 2022/864 ESAS- 2022/730 KARAR DAVA KONUSU : MESKENİYET NEDENİ İLE HACZEDİLMEZ ŞİKAYETİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 13 ....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü nedeniyle ödeme emrinin iptali şartlarının bulunup bulunmadığı ve meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczin kaldırılması şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Meskeniyet şikayeti yönünden yapılan incelemede; Davacının İİK'nın 103 maddesi uyarınca gönderilen davet kağıdı ile hacizden haberdar olduğu açıktır. Davacı tarafça buna ilişkin tebligatın usulsüzlüğü de ileri sürülmemiştir. Davacı tarafa İİK'nın 103 maddesi uyarınca gönderilen tebligatın ise 12/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. O halde davacı tarafça meskeniyet şikayeti bu tarihten itibaren yedi gün içerisinde ileri sürülmelidir. Dava tarihi itibariyle yedi günlük sürenin geçmiş olduğu tespit edilmiştir. Bu haliyle ödeme emrinin iptali talebi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğrudur. Davacının bu yöndeki istinaf başvurusu da yerinde değildir....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu konuda şikayet hakkı bulunmamaktadır. Somut olayda, şikayetçi ...'ın yukarıda değinilen yasal düzenleme ve açıklamalar uyarınca icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı açıktır. Bu durumda, mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esası incelenerek yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dolayısıyla, haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleştiğinden ve şikayet tarihinden sonra davaya konu haciz kaldırıldığından, yargılama aşamasında davanın konusuz kaldığı açıktır. Davanın açıldığı tarih itibarı ile haciz ayakta olduğundan, HMK'nın 114. maddesi kapsamında davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu tartışmasızdır. Yargılama aşamasında haczin kaldırılması ile dava konusuz kaldığından, şikayetin süresinde olup olmadığının öncelikle incelenmesi gerekir. Bu nedenle, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmamakla birlikte, kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekmiştir....