İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davanın süresinde açılmadığını davacının taşınmazına daha önce konulan hacizlere yönelik 14/07/2017 tarihinde 103 davetiyesi tebliğe çıkarıldığını, davacının hacizden haberdar olduğunu, davacının tapuda işlem yapıp yapmadığının araştırılmadığını, taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti işlemleri yapıldığını ve 2 adet kat mülkiyeti tesis edildiğini, buna rağmen borçlunun borcunu ödemediğini, davacının meskeniyet iddiasında bulunamayacağını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İzmir 28. İcra Müdürlüğü'nün 2012/13516 esas sayılı dosyasının incelenmesinde davaya konu taşınmazın üzerine son kez 13/02/2021 tarihinde haciz konulduğu, davacı borçluya bu hacze ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulmadığı görülmüştür....
Öte yandan, meskeniyet şikayetine konu taşınmaz üzerinde 21/01/2011 tarih ve 338 yevmiye nolu işlem ile Asya Katılım Bankası lehine ipotek tesisi edilmiş olup, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotek nedeniyle, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında da bulunulamaz. Bu itibarla; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; dava konusu taşınmazın müvekkilinin ailesi ile birlikte 34 yıldır kullanmakta olduğunu, hükme gerekçe olarak alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazda müvekkilinin eşi, oğlu ve iki torunu ile birlikte ikamet ettiği ve aile konutu olduğu yönünde ki tespitinin davanın kabulü için yeterli olduğunu, aile konutunun haczi kabil olmadığı için davanın kabulüne karar verilerek hacizlerin kaldırılmasının gerektiğini, bilirkişilerce dava konusu taşınmazın değerini 275.000,00 TL olarak çok yüksek belirlendiğini, binanın yaşı ve cephesi göz önüne alındığında bu bedeli etmeyeceğini, dava konusu taşınmazın kıymetinin nasıl belirlendiği ve hangi emsaller göz önüne alındığına dair raporda bir değerlendirme bulunmadığını, ayrıca bilirkişi raporunda yer alan ve ilan numaraları belirtilen taşınmazların gerçekliğinin bulunmadığını, mahkeme tarafından bu taşınmazlarda bir keşif yapılmadığı gibi bilirkişiler tarafından da yerinde inceleme...
Borçlu İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvurusunda, İcra Müdürlük işleminin iptalini talep ettiği, Mahkemece borçlunun ipotek konulmasına muvafakat etmekle meskeniyet şikayetinden feragat etmiş olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir . İİK'nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir "haciz işlemi" de mevcut değildir. Genel kredi sözleşmesinden doğacak borç için verilen ipotekli takipte meskeniyet şikayeti dinlenilemez Bu durumda Mahkeme'nin şikayetin reddine dair kararı gerekçe itibariyle yerinde değil ise de, açıklanan nedenlerle sonucu itibari ile doğru bulunduğundan onanması gerekmiştir....
Takip dosyasının tarafı olmayan 3. kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığı kanuni düzenleme ve Yargıtay içtihatları ile istikrarlı şekilde uygulanmakta olup, haczedilmezlik şikayetinin ancak takip borçlusu tarafından ileri sürebileceği, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı bu hakkın borçlu haricindeki kişilerce ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, Anayasa Mahkemesi kararında; aile konutu kavramı ile haline münasip ev kavramı arasında özdeşlik kurulmuş ise de; her iki kavramın özdeş olmadığı, 2004 Sayılı Kanunun 82. maddesinde "borçlunun haline münasip evi" kavramı kullanılmış olup, kanun koyucunun amacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkını sadece borçluya tanımak olduğu, borçlu haricindeki kişilere yorum yolu ile dava açma hakkı tanınmasının olanaklı olmadığı, bu nedenle somut olayda uyuşmazlıklara İİK'nın ilgili maddeleri uygulanmalıdır. SONUÇ : Açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12....
İcra Hukuk Mahkemesinde görülen meskeniyet şikayetinde ise mahkemenin “...haczedilmezlik şikayetinin reddine evin değerinin 150.000 TL olduğu anlaşıldığından mecurun satışından elde edilecek paradan bu miktarın davacıya verilmesine” karar verildiği, borçlu vekilinin ihale alıcısına 150.000,00 TL bedelin dosyaya yatırılması için muhtıra gönderilmesini talep ettiği, müdürlükçe meskeniyet iddiasına ilişkin kararın ise kesinleşmediği belirtilerek, talebin reddine karar verildiği, borçlunun şikayeti üzerine mahkemece, şikayetin kabulü ile icra müdürlüğü işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. ...8....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,dayanılan hukuksal neden ve kanıtların ve takip dosyasındaki bilgi ve belgeler ışığında incelenip değerlendirilmesi sonucunda; İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nün 2019/32515 esas sayılı takip dosyasında yürütülen takipte, T1 adına kayıtlı olan taşınmaza uygulanan haczin usulsüz olduğu bu taşınmazın aile konusu niteliğinin bulunduğu, haline münasip ev olması nedeniyle haczinin mümkün olmadığı ileri sürülmüş ise de taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, Şekerbank yararına 16/04/2018 tarih ve 30640 yevmiye numaralı resmi senetle ipotek kurulduğu, bu ipoteğin banka tarafından kredi borçlusuna tesis edilecek her türlü krediyi ve kambiyo senetleri, haksız eylem ve doğmuş ve doğacak her türlü borç ilişkilerini kapsadığı, bu yönü ile ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmadığı gözetildiğinde, şikayet edenlerin meskeniyet şikayetinde bulunma haklarının olmadığı sabit bulunmuştur....
Davacının meskeniyet şikayeti yönünden yapılan incelemede ; davaya konu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, ipotekli taşınmaz malikinin eşi olan davacı üçüncü kişinin, satışa konu taşınmazın tapu kaydına muvafakati olmadan konulan ipoteğin geçersiz olduğunu ve taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek meskeniyet şikayeti talebi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/33435 E, 2016/10274 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, şikayetin yasal dayanağı olan İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edildiğinden dolayı meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; icra takibinin tarafı olmayan ve takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....
Karara karşı asıl dosya ve birleşen dosya davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; dava dilekçesini tekrar ederek, müvekkili aleyhine Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/5755 Esas ve 2021/5652 sayılı dosyasıları ile takip başlatılmış olup müvekkilinin haline münasip tek konutuna İİK md. 82/12’ye aykırı olarak haciz şerhi işletildiğini, müvekkilinin konutu konut kredisi kullanarak satın aldığını, başkaca üzerinde kayıtlı konut bulunmadığını, mahkemece hükme esas bilirkişi raporu kavramının dar yorumlandığını, ancak Yargıtay kararlarında ve HGK kararlarında aile kavramının dar olarak yorumlanmayarak borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan kişiler olarak yorumlandığını, Müvekkilinnin çocukları bayramlarda ve yaz tatillerinde meskeniyet iddiasına konu taşınmaza gelip kaldıklarını, mahkemece müvekkilinin hiç bir kişisel, sosyal durumu ile taşınmazın bulunduğu yeri ve konumu fiziki özellikleri dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, ayrıca müvekkilinin evin satın alınmasında konut...
Kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığı kanuni düzenleme ve Yargıtay içtihatları ile istikrarlı şekilde uygulanmakta olup, haczedilmezlik şikayetinin ancak takip borçlusu tarafından ileri sürebileceği, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı bu hakkın borçlu haricindeki kişilerce ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, istinaf talebine dayanak kılınan Anayasa Mahkemesi kararında; aile konutu kavramı ile haline münasip ev kavramı arasında özdeşlik kurulmuş ise de ; bu kararda yer alan karşı oy gerekçesinde de belirtildiği gibi her iki kavramın özdeş olmadığı, 2004 Sayılı Kanunun 82.maddesinde "borçlunun haline münasip evi" kavramı kullanılmış olup, kanun koyucunun amacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkını sadece borçluya tanımak olduğu, borçlu haricindeki kişilere yorum yolu ile dava açma hakkı tanınmasının olanaklı olmadığı, somut olayda uyuşmazlıklara İİK nun ilgili maddelerinin uygulanacağı, 4721 sayılı yasada düzenlenen aile konutu kavramının daha çok eşler arasındaki...