Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda takibe dayanak ipotek belgesindeki davacı muvafakat beyanı altında bulunan imzanın aidiyeti bakımından Adli Tıp İncelemesi yapılmak ve işin esasına girilmek suretiyle şikayetin reddine karar verildiğinin görüldüğü ancak öncelikle somut davaya konu icra takip dosyası kapsamında şikayetçinin taraf olmadığı görüldüğünden, takipte taraf olmayan eşin meskeniyet haczedilmezlik şikayetinde bulunup bulunamayacağının değerlendirilmesi gerektiği, TMK 194. maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırı olduğu, her ne kadar Anayasa Mahkemesinin aksi yönde kararları mevcut ise de Anayasa Mahkemesi kararları bireysel nitelikte olup her olayda uygulanması gereken mutlak kurallar getirmediğinden İcra İflas...
Dava icra takibinde davacının haczedilen taşınmazının haline uygun ev olduğu gerekçesiyle haczedilmezlik şikayeti olup, haciz işleminden önce borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunup bulunmayacağının bilinemeyeceği bu nedenle davalı yanca bu taşınmazın haczinin istenmesinde herhangi bir hukuka aykırılık ya da kötü niyet bulunmadığı, öte yandan meskeniyet savına dayalı haczedilmezlik şikayetinin doğrudan icra müdürlüğünce kendiliğince değerlendirilemeyeceği göz önüne alındığında davanın açılmasına davalının neden olduğu söylenemeyeceği açıktır. Bu nedenle Mahkememizce davalı yana vekalet ücreti ve yargılama gideri yüklenmemiştir....
Kat, 4 nolu bağımsız bölüm kaydına haciz konulduğunu, hacze konu taşınmazın üzerinde aile konutu şerhi bulunan ve müvekkilinin 18 yıldan fazla süredir ikamet ettiği haline münasip meskeni olduğunu, müvekkilinin iki çocuğu ve eşi ile birlikte 2+1 nitelikteki bu taşınmazda oturduğunu ve tek meskeni olduğunu, İİK 82/12. Maddesi uyarınca haczin haksız olduğunu beyanla, davanın kabulü ile her iki takip dosyasından taşınmaz kaydına konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili dava dilekçesinde özetle, icra takibinin kesinleşmesine 3 gün kala taşınmaz kaydına aile konutu şerhi işletildiğini, Kuşadasının en güzel semtinde ve deniz manzaralı olan taşınmazın davacının haline münasip olmayıp lüks konut niteliğinde bulunduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık; Hatay İcra Dairesinin 2014/2916 esas sayılı dosyasından genel haciz yoluyla başlatılan takipte İİK'nun 82/12 maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti niteliğindedir. Hatay İcra Dairesinin 2014/2916 Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; alacaklı Yapı Kredi(T3 A.Ş) tarafından borçlu Enver Alhan aleyhine takip başlatıldığı, dava dilekçesinde bahsedilen hacizli taşınmazın boçlu Enver Alhan adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Somut olayda; şikayetçi/3. şahıs, icra takibinin borçlusu olmadığı gibi, takibe konu taşınmazın maliki de değildir, bu nedenle takip işlemlerine karşı şikayet yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılmasını ancak, taşınmaz maliki borçlu isteyebilir. Bu yasal düzenlemeye göre, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen kişinin haczin kaldırılmasını istemesi de mümkün değildir....
Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, borçlu ...’ın haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlandıktan sonra 26.02.2024 tarihinde öldüğü dosyada mübrez nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, meskeniyet şikayeti açısından davacının alabileceği haline münasip evin değerinin yüksek hesaplandığını, bilirkişi rapor ve ek raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, hükme esas alınan 01/12/2019 tarihli raporda Gördes' in mütevazı semtlerinin dikkate alınmadığını, davacının bakmakla yükümlü olduğu tek kişinin annesi olduğunu, ancak raporda 3 kişilik çocuksuz ailenin haline münasip evin değerinin belirlendiğini, eksik ve hatalı tespitler içeren raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazlardan Gördes İlçesi Söveller Mah. 300 parsel sayılı taşınmazda davacının payı üzerinde ipotek tesis edilmiş olduğunu, bu durumda davacının bu taşınmaz yönünden haczedilmezlik iddiasından vazgeçmiş olduğunu, mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, ipoteğin serbest irade ile kurulmuş bir ipotek olduğunu ve haczedilmezlik iddiasında bulunmayı engellediğini, alınan raporda davacının geçimini...
Ve 20. maddesi hükümlerine göre tebliğ edildiğini, mahkemece eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini, yine HMK'nun 'Hükmün tamamlanması" başlıklı 305/A maddesi gereğince ve taraflarca hükmün tamamlanması talebinde bulunulmadan mahkemece hükmün resen tamamlamasının kanunun mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, davacının tüm taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; dava, 103 davetiyesinin usulsüz tebliği edilmesi nedeniyle öğrenme tarihinin 27/06/2022 olduğunun tespiti ve meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; meskeniyet iddiasında bulunan kişi taşınmazı ipotek ettirdiği söylenen kişi olmayıp onun eşi olan müvekkili olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, taşınmazın aile konutu olması nedeniyle davanın her zaman açılacağını, ayrıca konutun davacının haline münasip evi olduğunu, dava konusu taşınmazın haczedilmesi ve satış işlemlerine ilişkin olarak müvekkiline yasal herhangi bir tebligat yapılmadığını, davanın süresinde açıldığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, alacaklı tarafından, dava dışı borçlu Nami Özdaş hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte davacının, üzerine aile konutu şerhi koydurduğu taşınmaza konulan haczin kaldırılması istemine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir....
İlk derece mahkemesi kararında belirtildiği gibi davacı/3. kişi takibin tarafı olmadığından haczedilmezlik şikayeti bakımından aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Kaldı ki; İİK'nın 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da taşınmaz maliki borçlu bakımından dahi yoktur. İpoteğin de meskeniyet iddiası nedeniyle terkini yasal olarak mümkün değildir. Bu nedenlerle mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Kıymet takdirine ilişkin itiraz davadan tefrik edilmiş, yetki itirazı ve meskeniyet şikayeti hakkında karar verilmiştir....