İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile satışa ilişkin işlemlerde usule ve yasaya aykırılık bulunmadığı, meskeniyet şikayeti yönünden 103 davetiyesinin 29.05.2013 tarihinde, kıymet takdir raporunun ise 10.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük yasal sürede şikayet yoluna başvurulmadığı gerekçesi ile meskeniyet şikayetinin süresinde yapılmadığı anlaşılmakla şikayetlerin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçiler istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
İstinafa konu olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın haczedildiğine ilişkin 103 davetiyesinin borçluya 08.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 13.12.2018 tarihinde, hacizden 11.12.2018 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek, ancak şikayet dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasını ileri sürmeden, haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere 103 davetiyesi tebliğinden itibaren davacının 7 günlük sürede şikayet yoluna başvurmadığı anlaşıldığından, mahkemenin şikayetin süreden reddine ilişkin kararı isabetlidir. HMK'nın 357/1. maddesi uyarınca; bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz....
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 31.01.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 05.03.2013 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 14.02.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı ve bu işleme ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ yapılmadığı, 15.02.2016 tarihinde kıymet takdiri yapıldığı ve borçlunun 19.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, taşınmaz üzerine konulan 14.02.2014 tarihli haciz, yeni bir haciz olup, her haciz yeni bir şikayet hakkı vereceğinden, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde olduğu açıktır....
HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, meskeniyet şikayetin yanında, 103 davetiyesinin usulsüz tebliği şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece, belirtilen bu hususlardan, davacının usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Her ne kadar, kararın gerekçesinde tebligat usulsüzlüğü ile ilgili değerlendirme yapılmış ise de; kısa kararda bu talep yönünden herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır....
İcra Dairesi'nin 2018/17383 esas sayılı dosyası ile başlatılan takipte ailesi ile birlikte yaşadığı 562 ada, 1 parselde kayıtlı, 4 bağımsız bölüm numaralı taşınmazına haciz konulduğunu, haczi kendisine gönderilen 103 davet kağıdı ile öğrendiğini ve 3 günlük yasal süresi içerisinde icra dairesine gerekli itirazlarını yaptığını, taşınmazın haline münasip evi olduğunu beyanla meskeniyet iddiasının kabulüne, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin süreden ve esastan reddi gerektiğini beyan etmiştir. İlk derece Mahkemesi; davacı borçluya gönderilen 103 davetiyesinin 01.02.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 29.03.2019 tarihinde açıldığı, 7 gün olan şikayet süresi içerisinde borçlu tarafından haczedilmezlik şikayetinde bulunulmadığı gerekçesiyle şikayetin süreden reddine karar vermiştir....
Diğer taraftan, borçluya İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiye tebliğ edilmediği, borçlunun icra dairesine sunduğu 25/04/2016 havale tarihli dilekçesi ile dosyanın fotokopisini talep ettiği görülmüş olup borçlunun hacizden en erken 25/04/2016 tarihinde haberdar olduğu anlaşılmakla, 02/05/2016 tarihinde yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımı nedeniyle reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; takip dosyasından şikayete konu taşınmaza ilişkin 103 davet kağıdının 30/03/2022 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, meskeniyet şikayetinin ise 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 11/05/2022 tarihinde ileri sürüldüğü anlaşıldığından, Mahkemenin şikayetin süreden reddine ilişkin kararı isabetlidir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
DEĞERLENDİRME : Dava, İİK'nın 16. maddesi gereğince 103 davetiyesinin usulsüzlüğü iddiasına dayalı şikayet ile İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Karşıyaka 4. İcra Müdürlüğünün 2020/1403 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalılar tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlular aleyhine başlatılan ilamlı icra takibi olduğu, icra emrinin 17/03/2020 tarihinde davacı borçlu vekili Av. T2 e-tebligat ile tebliğ edildiği, dava konusu İzmir İli, Buca İlçesi, Tınaztepe Mah., 7406 ada, 2 parsel, A Blok, 21 nolu bağımsız bölümün kaydına 27/07/2020 tarihinde haciz konulduğu, 103 davetiyesinin davacı borçlunun "Buca Koop. Mah., 1409 Sk., No:28B, İç Kapı No:21, Buca/İZMİR" adresine Teb. K. 21/1. maddesi uyarınca 26/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 30/11/2020 tarihinde İzmir 3. İcra Müdürlüğünün 2020/3340 Tal....
İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda, şikayete konu ... Mah. 790 Ada, 341 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına takip dosyası sebebiyle 29.05.2014 tarihinde haczin işlendiği görülmekle birlikte, mahkemece hükme esas alınan 28.11.2014 tebliğ tarihli 103 davet kağıdında, şikayet konusu taşınmazın ada, parsel numarası ve diğer belirleyici özelliklerinin belirtilmediği gibi, alacaklı vekilinin 24.11.2014 tarihli talebi üzerine borçluya gönderilen tebligatın araç haczine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Taşınmaza ilişkin 103 davetiyesinin borçlu vasisine tebliğ tarihinin 22.06.2015 olduğu anlaşıldığından bu tarihe göre icra mahkemesine 26.06.2015 tarihinde yapılan başvurunun İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede gerçekleştiği açıktır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile " Davacı ... yönünden yapılan istinaf incelemesinde; İİK'nın 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayete konu hacze ilişkin olarak icra dosyasından borçlu ...'ya 22.12.2020 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 10.02.2021 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır....