DAVA KONUSU : Meskeniyet KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle, alacaklı olan bankaya borcunun bulunduğunu, işlerinin kötü gitmesi nedeniyle borcunu ödeyemediğini, bunun üzerine banka tarafından hakkında icra takibi başlatıldığını, kendisinin Selendi ilçesi, Çampınar mahallesinde oturmasına rağmen 23/09/2019 tarihli ödeme emrinin tarafına tebliğ edilmediğini, 03/07/2020 tarihinde ödeme emrinin kardeşi olan ayrı ayrı hane ve evlerde oturduğu Mülayim Çakır'a tebliğ edildiğini, ödeme emrini tebliğ etmediğinden kanuni haklardan ve itirazlardan mahrum kaldığını, adına kayıtlı olan taşınmazlar üzerine haciz konularak tarafına 22/11/2019 tarihinde 22 örnek davet kağıdı gönderildiğini, aynı mahallede oturmasına rağmen bu gönderilen davet kağıdının kendisine tebliğ edilmeyerek yeğeni olan ve ayrı ayrı hane ve evlerde ikamet eden Ferhat...
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun, 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ve haczi yeni öğrendiğini, haczedilen taşınmazın, İİK’nın 82/12. maddesi kapsamında haline münasip meskeni olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin 28.12.2021 tarihi olarak düzeltilmesine ve meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği, bu karara karşı alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmıştır...
Mahkemece, davanın süre yönünden reddine karar verilmiş olup, davacı tarafça istinaf dilekçesinde taşınmazın haczedildiğine yönelik 22 örnek davetiyenin tebliğ edilmediği belirtilerek meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesi istenilmiş ise de, 103 davet kağıdının davacıya bizzat 04/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, buna göre davanın 10/10/2022 tarihinde 7 günlük yasal süre geçildikten sonra açıldığı, bir an için 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği kabul edilse dahi kıymet takdir raporunun davacıya 29/09/2022 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, buna göre de davanın yine 7 günlük yasal süre geçtikten sonra 10/10/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmakla, mahkemece meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf talebinin HMK 353(1)-b/1 maddesi gereğince reddine, Dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 45....
Dava dilekçesinde, davacı tarafça 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, aksine davacı tarafın dava dilekçesinde hacizden, 103 davetiyesinin tebliği ile haberdar olduğunu, konu ile ilgili araştırma yaparken kendisine verilen süreyi aştığını beyan etmek suretiyle tebliğden tebliğ tarihi itibarıyla haberdar olduğunu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının şikayet için yasal süresinin 103 davetiyesinin tebliğ edildiği tarih itibarı ile başlayacağı kuşkusuzdur. Burada belirtilmelidir ki davacı tarafça tebligatın usulsüz olduğu açıkça ileri sürülmedikçe, mahkemece bu husus re’sen nazara alınarak tebligatın usulsüz olduğu kabul edilemez. O halde borçlunun, meskeniyet şikayetinin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 12.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen 103. madde davetiyesinin ise 08.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilinin 20.10.2015 tarihinde icra dosyasının UYAP sistemine taranmasını talep ettiği, borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde sadece 12.03.2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 08.05.2014 tarihinde takibi öğrendiğinin kabulü gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ Mahkemece; 07/10/2021 tarih 2021/25 esas 2021/201 karar sayılı karar ile; 103 davetiyesinin davacı Bahri Eyiusta'ya 23/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 09/02/2022 tarih 2021/1773 esas 2022/228 karar sayılı karar ile; davacı Hatice Eyiusta tarafından açılan davaya ilişkin değerlendirme yapılarak adı geçen yönünden kararın gerekçelendirmesi ve kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilmesi için mahkeme kararı kaldırılarak dosya mahkemesine gönderilmiş, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda; 103 davetiyesinin davacı Bahri Eyiusta'ya 23/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, işbu davanın 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra açıldığı, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı sadece borçlu malike ait olduğundan davacı Hatice Eyiusta'nın aktif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın...
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, usulsüz tebliğden 30.06.2020 tarihinde haberdar olunduğunu, ödeme emri ve 103 davetiyesi tebliğ evrakları üzerinde mühürsüz düzeltme/adres değiştirme işlemleri yapıldığını, tebliğin hangi adrese yapıldığının anlaşılamadığını, bu yolla tebliğlerin tahrif edilerek usulsüz hale getirildiğini, ayrıca tebliğ evrakında belirtilen... isminde bir komşusu bulunmadığını, adı geçen kişinin evrakta imzasının da bulunmadığını, ödeme emri ve 103 davetiyesi tebliğlerinin yapılan tahrifatlar ve beyanı alınan komşunun imzasının olmamasından dolayı usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğin tarihinin 30.06.2020 olarak düzeltilmesini, icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olduğunun tespitini ve hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının meskeniyet itirazının süresinde olduğunu, borçluya haciz konulan gayrimenkulüne ilişkin bilgileri içeren ve hacze diyeceklerini bildirmesi istenilen muhtıra gönderilmediğini, 103 davetiye gönderilmediğinden borçlunun haciz durumunu öğrenir öğrenmez süresinde davasını açıp itirazlarını sunduğunu, borçlunun haline mütenasip konutu üzerinde haciz işlemine girişilmesi ve haciz işlemi yapılıp konutun satılmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, mahkemenin lüzumlu işlemleri yapmayarak dava konusunu sonuçsuz bıraktığını ve kanuni hakları gözardı ettiğni, hacze ve satışa konu konuttan başka kefilin konutu olmadığını, borçlunun tek konutunda ikamet etmesinin şart olmadığını, borçlunun Elazığ ilinde kirada oturduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Meskeniyet ve haczedilmezlik şikayetinin haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde yapılması gerektiğini, bu sürenin hak düşürücü süre olduğunu, davacı-borçluya 27.04.2021 tarihli kıymet taktiri raporunun 20.05.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, haciz bildirimine ilişkin 103 davetiyesinin ise 2018 yılında tebliğ edildiğini, İİK 16....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İ.İ.K. 103. maddesi gereği müvekkiline davet kağıdı tebliğ edilmediğini, kıymet takdiri raporunun müvekkiline tebliğ edildiği 03.11.2020 tarihinin öğrenme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin ailesi ile birlikte dava konusu taşınmazda ikamet ettiğini, kıymet takdiri raporunda her ne kadar Bodrum Kat 9 nolu Bağımsız Bölüm iş yeri olarak belirtilmişse de, söz konusu yer apartmanın bodrumu olduğunu, işyeri olarak kullanılan bir yer olmadığını, taşınmazın müvekkilinin oturabileceği tek ve haline münasip evi olduğunu, bu evin icra yoluyla satılması halinde müvekkilinin telafi edilemeyecek bir durum içine gireceğini, mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet şikayetine ilişkindir....