İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulü İle, Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2018/4657 (eski) esas sayılı dosyası üzerinden İzmir ili, Ödemiş ilçesi, Bademli Mahallesi Köyiçi mevkii 2891 parselde kayıtlı taşınmaz üzerine davacıya ait hisse yönünden konulan haczin kaldırılmasına, maişet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin reddine, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin kabulü ile, Ödemiş İcra Müdürlüğü'nün 2018/4657 (eski) esas sayılı dosyasında davacı borçlu T1 tebliğ edilen 103 davetiyesinin tebliğ tarihi olan 29/06/2019 tarihinin düzeltilerek öğrenme tarihi olarak tespit edilen 06/07/2019 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne" karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca;Uyuşmazlık,bu hali ile,kıymet takdir raporunun usulsüz tebliği şikayetine ve meskeniyet şikayetine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhi, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaz....
meskeniyet nedeniyle haczedilemezlik şikayetin kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/09/2021 NUMARASI : 2020/59 ESAS, 2021/244 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Aydın İcra müdürlüğünün 2019/21460 sayılı dosyasında müvekkilinin maliki bulunduğu Alaşehir ilçesi Kurtuluş mahalesi 883 ada 4 parselde kain 3 nolu bağımsız bölümdeki meskene haciz uygulandığını, taşınmaz üzerine icrai haciz konulmasına ilişkin 103 davet örneğinin müvekkiline tebliğ edildiğini, süresinde meskeniyet sebebi ile haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını, İ.İ.K. 82. maddesi uyarınca müvekkilinin evinin haczedilemeyeceğini belirterek meskeniyet şikayetine dayalı haczedilmezlik şikayetlerinin kabulüne, dava konusu Alaşehir ilçesi Kurtuluş mahallesi 883 ada 4 parselde kain 3 nolu bağımsız bölüm haczin kaldırılmasına, mahkeme masrafları ile avukatlık ücretinin...
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da taşınmaz maliki borçlu bakımından dahi yoktur. İpoteğin de meskeniyet iddiası nedeniyle terkini yasal olarak mümkün değildir. Bu nedenlerle mahkemece şikayetin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi'nde 2017/527 esas sayılı dosya ile İstanbul İli Bağcılar İlçesi 555 ada 12 parselde bulunan 36 numaralı bağımsız bölüm için meskeniyet şikayetinde bulunduğunu, şikayetin mahkemece reddedildiğini ,bunun üzerine İstanbul İli Bağcılar İlçesi 3397 ada 4 parselde bulunan 35 numaralı bağımsız bölüm için meskeniyet iddiası yoluna başvurulmuş olduğunu , borçlunun birden fazla taşınmaza sahip olmasının meskeniyet iddiasında bulunmasına engel olmadığını ,ancak meskeniyet iddiasının birden fazla taşınmaz için ileri sürülemeyeceğini ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
Alacaklı olan davacının 07.03.2014 tarihinde yetki belgesine dayalı olarak ortaklığın giderilmesi davası açtığı, borçlu davalının ise 20.03.2014 tarihinde icra hukuk mahkemesinde haczedilmezlik şikayetinde (meskeniyet iddiasında) bulunduğu anlaşıldığından, diğer bir deyimle ortaklığın giderilmesi davasının açıldığı tarihte taşınmaz üzerinde meskeniyet iddiası bulunmadığından yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davacının davalı tarafın yaptığı yargılama giderlerinden sorumlu tutulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir. Öte yandan, İİK. nun 82/12. maddesine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası, haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği için haciz safhası bulunmadığından ve meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de olmadığından, meskeniyet iddiasının dinlenmesi de mümkün değildir. O halde mahkemece, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
Şikayete konu taşınmazın haczine ilişkin 103 davetiyesi tebliği incelendiğinde; tebligatın davacı-borçlunun adresinde 13/02/2019 tarihinde şikayetçi-borçlu T1'in bizzat kendisine tebliğ edildiği ve davacı-borçlunun imzasının bulunduğu, davacı-borçlu tarafından tebligatın usulsüz olduğuna dair dava dilekçesinde herhangi bir iddianın veya imza itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şikayetçi-borçlu tarafından 13/02/2019 tarihli 103 davetiyesi tebliği ile şikayete konu taşınmaza ilişkin haciz işlemi öğrenilmiş olup, haczin öğrenilmesinden yedi günlük yasal hak düşürücü süre geçtikten sonra 25/02/2019 tarihinde yapılan haczedilmezlik şikayetinin süresinde olmadığı anlaşılmıştır...'' şeklindeki gerekçe ile şikayetçi T1 yönünden meskeniyet sebebiyle haczedilmezlik şikayetinin yasal yedi günlük hak düşürücü süreden sonra yapıldığıından süre yönünden reddine, diğer şikayetçiler T1 ve T2 meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2009/5557 esas sayılı takip dosyasında müvekkilinin alacaklı olduğunu, müvekkili tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmaza 09.04.2009 tarihinde haciz konulduğunu, haciz devam etmekte iken dosya borçlusunun ...İcra Hukuk Mahkemesinin 05.08.2010 tarihli 2009/441 esas 2010/279 karar sayılı dava dosyası ile açtığı meskeniyet iddiası ile ilgili davanın reddedildiği bu dava süresince satış isteme sürelerinin işlemediğini, dava sırasında süreler işlemediği için satış talebinin süresinde olduğu bu nedenle sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunanlar, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; meskeniyet iddiası ile açılan davanın satış isteme süresini kesmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....