Somut olayda; meskeniyet iddiasını ileri sürerek haczin kaldırılması talebinde bulunan kişinin borçlu ... olduğu, hacze ilişkin 103 davetiyesinin ise “Aynı Konutta Yakını Tolga Fidan'ın imzasına tebliğ edildi” şerhi ile 17.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, kendisine tebligat yapılan Tolga Fidan'ın aynı icra takibinin diğer borçlusu oluğu görülmektedir. Bu durumda şikayetçi borçlu ile icra takibinin diğer borçlusu arasında menfaat çatışması bulunmakla anılan tebliğ işlemi hasma tebliğ nedeniyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olmakla usulsüzdür. Buna göre borçlunun meskeniyet iddiasına konu taşınmaz üzerine konulan hacizden haberdar olma tarihinin tespit edilerek ve tespit edilecek tarihe göre istemin yasal 7 günlük sürede olması halinde esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, kıymet takdirine itiraz yönünden dosya tefrik edilmiş, meskeniyet iddiasına yönelik yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilerek şikayetin süresinde olmadığından reddine, karar verilmiştir. Davacılar istinaf başvuru dilekçesinde özetle hukuki bilgilerinin bulunmadığını, kanunda belirtilen sürelerden haberlerinin olmadığını, bu nedenle davayı süresinde açtıklarını düşündüklerini, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir. Meskeniyet iddiası ile haczin kaldırılması talebi hukuki mahiyeti itibariyle şikayet olmakla 7 günlük süreye tabidir....
Ayrıca Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir" hükmü yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna ve bu adrese tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur....
Somut olayda: dava dilekçesinde meskeniyet şikayeti ile birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, 103 davetiyesi gönderilmediğine ilişkin iddialar ileri sürülmüştür. Mahkemece, davacının usulsüz tebliğ şikayeti hakkında HMK'nın 297/2.maddesine aykırı olarak olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle, esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6 bendi gereğince kabulüne, Mahkeme kararının kaldırılmasına, Mahkemece öncelikle davacıların usulsüz tebliğ şikayeti değerlendirildikten sonra, geçerli bir haciz olup olmadığı da değerlendirilmek suretiyle davacıların meskeniyet şikayeti hakkında karar verilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine oy çokluğu ile karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda, şikayete konu hacize ilişkin olarak icra dosyasından borçlu Bahri Eyiusta'ya 22/12/2020 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 10/02/2021 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. Bu haliyle davacı borçlu Bahri Eyiusta yönünden mahkemece, istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli olup davacının bu yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
Davacı borçlu istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayete dair hiçbir karar verilmediğini, bu yönde hiçbir gerekçe de sunulmadığını, ödeme emri tebliğ işleminin doğrudan TK 21/2 maddesi uyarınca yapılması sebebiyle usulsüz olduğunu, şikayet dilekçesinin gerekli şekilde incelenmediğini, meskeniyet iddiası yönünden ise verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taşınmazın haline münasip evi olduğunu beyan etmiş, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, ödeme emrinin iptaline ve haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyan etmiş, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Kişiye satıp tekrar satın alması suretiyle meskeniyet şikayetinde bulunmasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup borcu ödemekten kaçındığının göstergesi olduğunu, ayrıca haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süreye tabi olduğunu ve davanın yasal süresi içinde açılmadığını belirterek, istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Uyuşmazlık, kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin usulsüz tebliğ şikayeti ve İİK.nın 82/1- 12.maddesi kapsamında meskeniyet iddiasına dayalı haczin kaldırılması talebine ilişkindir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ödeme emri takip dayanağı senette yazılı olan bilinen adrese tebliğe çıkarıldığı ve tebligatı borçlunun kızının aldığı, bu nedenle ödeme emri tebliğinin şeklen usulüne uygun olduğu, kıymet takdirinin ise diğer borçlu ...ya tebliğ edildiği, Tebligat Kanunu 39. madde uyarınca kıymet takdiri tebliğinin usulsüz olduğu, borçlu vekilince tebliğ şikayeti yönünden herhangi bir istinaf başvurusunun yapılmadığı, meskeniyet şikayetine ilişkin mahkemece alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, hacze konu taşınmazın depremde aldığı hasarın dikkate alındığı, borçlunun haline münasip olarak alabileceği evin değerinin mütevazi semtlere göre tespit edildiği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Ne var ki asile ve vekiline çıkarılan tebligatlarda haczi bildirilen taşınmazların farklı olduğu, şikayete konu 8 no’lu bağımsız bölümün haczine ilişkin 27.05.2014 tarihli 22 örnek davet kâğıdının vekile tebliğ edilmediği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, haczedilemezliği öne sürülen 8 No’lu bağımsız bölümün haczine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Bu itibarla, borçlu vekilinin vekaletnamesini ibrazından sonra 22 örnek davet kağıdının borçlu asile gönderilmesi yasaya aykırıdır. Borçlunun vekili varken asile yapılan tebligat yok hükmünde olup sonuç doğurmaz; bu tebligat ile yasal itiraz ve şikayet süreleri işlemeye başlamaz....
İcra Müdürlüğünün 2018/13408 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, takibe dayanak ipoteğin zorunlu ipotek olduğunu, bu nedenle ipoteğin haczedilmezlikten feragat anlamına gelmediğini, davacının usulsüz tebligat nedeniyle takipten haberinin olmadığını ve takibi dava tarihi itibarıyla öğrendiğini, taşınmazına davacının haline münasip tek evi olduğunu, İİK'nın 82. maddesi gereği taşınmazın satılmasının mümkün olmadığını belirterek taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde olmadığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte meskeniyet şikayeti yapılamayacağını, davacının taşınmaza ipotek tesis ettirmesinin meskeniyet iddiasından vazgeçme anlamına geldiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....