Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Şikayete konu taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği anlaşıldığından, ipoteğin mesken kredisi, zirai kredi, esnaf kredisi gibi, zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olup olmadığının araştırılması gerekir. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde borçlu 15.06.2015 tarihinde SMS ile hacizden haberdar olduğunu belirterek 22.06.2015 tarihinde dava açmış, mahkemece verilen şikayetin kabulü kararının temyizi üzerine; Dairemizce ipoteğin niteliği ve hacizden önce ödenip ödenmediğinin araştırılması yönünde bozma kararında, maddi hata sonucu usulsüz tebligat şikayetinin de değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur....
İİK'nın 103. maddesinde "Tutanak tutulurken alacaklı, borçlu veya namlarına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunmazsa, bulunmayan alacaklı veya borçlu üç gün içinde tutanağı tetkik ve diyeceği varsa söylemesi için icra dairesine davet olunur. Kanunen ilavesi gereken müddetler mahfuzdur. Haciz sırasında borçlu veya alacaklı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebellüğe yetkili kimse bulunduğu takdirde haciz tutanağının bir örneği bulunan şahsa verilir. Borçluya veya alacaklıya ayrıca haber verilmez. " hükmü yer almaktadır. Meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Takipte davacı borçluya 103 davetiyesinin 25/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, meskeniyet şikayetinin yasal süresinde yapılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemenin red kararında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır....
meskeniyet itirazlarını bildirerek söz konusu taşınmazın hacze ve satışa konu edilemeyeceğinin bildirildiğini, ancak bu talebi icra dairesince dikkate alınmadan taşınmazın satışı için Şanlıurfa İcra Dairesine satış talimatı gönderildiğini, satış işleminin usulsüz olduğunu, müvekkiline 103 davetiyesi gönderilmediğini, kıymet takdir raporunun tebliğ edilmediğini, satışa konu taşınmazın aile konutu olduğunu ve İcra İflas Kanunu 82/12'ye göre haczinin ve satışının mümkün olmadığını belirtere haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Bu süre öğrenme tarihinden başlar. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan, bunun yanında, vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yeri yoktur. Dolayısıyla borçlu asile yapılan tebliğ ile itiraz ve şikayetler yönünden yasal süre işlemeye başlamaz....
No:55, .....," adresinin geçerli olduğunu, davalının alacağı devir aldığını, muaccel hale gelmiş bir borcunun bulunmadığını, icra dosyasında haczolunan taşınmazın haline münasip tek evi olduğunu, haczi kabul etmemekle birlikte evin değerinin düşük belirlenmesi nedeniyle kıymet taktirine itiraz ettiğini belirterek usulsüz tebligatlar ile kesinleştirilen takibin iptali ile meskeniyet şikayeti ile kıymet takdirine itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. II....
Davacının bilinen son adreslerine çıkartılan davetiyelerin bila tebliğ iadesi üzerine mernis adresine TK'nın 21/2 maddesine göre tebligat çıkartılmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından, davacının usulsüz tebligata ilişkin iddiası yerinde değildir. Bu durumda, meskeniyet şikayetinin yasal süresi geçtikten sonra 14/09/2020 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, Mahkemece şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olduğu, kararın usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) 1- Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b/2 maddesi uyarınca, Karşıyaka 2....
Kat:4, Ayvalık/Balıkesir" adresine değil de dargın olduğu eşi ve kızının bulunduğu mernis adresine tebligat yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından müvekkilin gerçekten bu konutta oturup oturmadığına ilişkin araştırma yapmamasının da kararın eksik ve hatalı olduğunun kanıtı olduğunu, usulsüz tebligata ilişkin taleplerinin kabulü halinde yetki ve borca itirazlarının hakkında tahkikat yapılarak hüküm kurulması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16 ve 85. maddeleri uyarınca usulsüz tebligat ve taşkın haciz, İİK'nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetleri ile İİK'nın 169. maddesi uyarınca yetki ve borca itiraza ilişkindir. Karşıyaka 1....
Madde kapsamında meskeniyet şikayetinde bulunduğu, 22/01/2019 tarihinde hacizden haberdar olduğunu beyan ettiği, davanın ise 28/01/2019 tarihinde açıldığı, her ne kadar ilk derece mahkemesince davanın süre yönünden reddine karar verilmiş ise de, davacıya çıkartılan 103 davetiyesine ilişkin tebligat parçasının incelenmesinde TK 21/1 maddesine göre 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, ancak beyanı alınan komşunun isminin belirtilmediği, daire 15'ten soruldu şeklinde tebligatın yapıldığı, 103 davetiyesine ilişkin tebligat davacıya usulsüz tebliğ edildiğinden, davacının davasını süresinde açtığının kabulü gerekeceği, bu nedenle süre yönünden davanın reddine ilişkin kararın yasaya uygun olmadığı görülmüştür....
Maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti 7 günlük süreye tabi olup bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut durumda davacıya dava konusu hacze ilişkin 103 davetiyesi 08/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup dava 27/02/2020 tarihinde açılmıştır. Davacı dava dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliği iddiasında da bulunmuş olup meskeniyet şikayeti yönünden davanın süresinde olup olmadığının tespiti ancak bu iddiaya dayalı şikayetin öncelikle incelenmesi ile mümkündür. Davacı 103 davetiyesinin usulsüz tebliği şikayetinde tebligat parçasında yazılan isimde bir komşusu olmadığı, haber kağıdının kapısına yapıştırılmadığı vakıalarına dayanmış, kıymet takdiri raporu tebliği ile hacizden haberdar olduğunu bildirmiştir....
Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinin uygulanabilmesi için öncesinde usulsüz de olsa yapılan bir tebligatın varlığı gerektiğinden, yok hükmünde sayılan bir tebligat nedeniyle Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uygulanarak borçlunun hacizi öğrendiği kabil edilemeyecektir. Dosya kapsamında, davacı borçlunun hacizden haberdar olduğuna dair yazılı belge bulunmamaktadır. Bun göre, davacı borçlu vekiline kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği 16/12/2020 tarihinden itibaren meskeniyet şikayeti süresinde olup, işin esası incelenmesi gerekirken süresinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi isabetsizdir....