Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için haczin dayanağını teşkil eden borcun haczedilmezlik iddiasına konu edilen evin bedelinden doğmamış olması koşul olarak düzenlenmiştir. Borcun evin bedelinden doğması halinde bahsi geçen madde uygulanmaz ve dolayısıyla haczedilmezlik şikayeti ileri sürülemez. O halde alacaklı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü bu iddia karşısında mahkemece, alacaklı tarafından icra takibine dayanak yapılan Niğde Aile Mahkemesi'nin 2013/71 E., 2014/385 K. sayılı ilamı incelenerek takip konusu borcun alacaklının şikayete konu Niğde İli Merkez İlçesi 703 ada 1 parsel, zemin kat 1 nolu taşınmazdaki katılma payı alacağına ilişkin olup olmadığı, dolayısıyla borcun şikayete konu taşınmazın bedelinden doğup doğmadığı araştırılıp değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve yazılı gerekçeye dayalı hüküm tesisi isabetsizdir....

    Mahkemece, takip dosyasında 103 davetiyesi tebliğ edilmemiş ise de borçlunun emekli maaşına konulan haciz için 29.08.2013 tarihinde haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, bu nedenle taşınmaz haczinin en geç şikayet başvurusunda bulunduğu 29.08.2013 tarihinde öğrenilmiş olduğu, yedi günlük sürenin geçmiş olması nedeniyle şikayetin süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre 103 davetiyesi tebliğinden, tebliğ yok ise öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, borçluya 103 davetiyesi tebliğ edilmemiştir. Borçlunun taşınmaza haciz konulduğundan haberdar olduğuna dair takip dosyasında bir işlem yaptığı da anlaşılamamaktadır. Bu nedenle haczedilmezlik şikayetinin süresinde olduğunun kabulü ile şikayetin incelenmesi gerekirken süreden ret kararı verilmesi doğru değildir....

      İcra Müdürlüğünün 2020/507 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığı, haczedilmezlik şikayetine konu İzmir İli Konak İlçesi Güneşli Mah 7291 Ada 5 Parsel 8. Kat 24 nolu bağımsız bölüm üzerinde ipotek tesis edilen taşınmaz olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin haczedilmezlik şikayeti, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından, haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur ( Yargıtay 12. HD'nin 24.06.2019 tarihli, 2018/8628 E, 2019/10912 K. sayılı içtihadı)....

      İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. Mahkemece şikayetin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Yukarıda belirtilen nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesinin kararının gerekçede hata edilmesi nedeniyle HMK'nun 353- 1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıdaki gerekçe ile "Şikayetin REDDİNE" karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın haline münasip ev niteliklerini taşımayıp, taşınmazın boş ve oturulamaz durumda olduğunu, davacı tarafından da kullanılmadığını, taşınmazın kaydında Giresun Esnaf ve Sanaatkarlar Odası Kredi ve Kefalet Kooperatifi lehine ipotek tesis olunduğunu, ipoteğin 55.000,00 TL üzerinden devam ettiği ve kredinin kapanmadığını, bu nedenle davacının meskeniyet şikayetinden vazgeçtiğinin kabul edilmesi gerektiğini, mahkemece aldırılmış olan bilirkişi raporunun, Yargıtay içtihatları doğrultusunda dava dışı eşin gelirleri, aktif ve pasif tapu kayıtları dosyaya sunulmadan oluşturulmuş olması nedeniyle hükme esas alınamayacağını belirterek istanaf yasa yoluna başvurdukları görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Şikayet, haczedilmezlik (meskeniyet) itirazına ilişkindir....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4,12. maddelerine dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Yapılan yargılama sonucunda verilen kararın redde yönelik kısmına karşı davacı taraf istinaf yoluna başvurduğundan istinaf incelemesi kararın redde yönelik kısmına ilişkin yapılmıştır. İzmir 25. İcra Müdürlüğünün 2016/1967 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu hakkında genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız takip olduğu, takibin kesinleşmesi ile davacıya ait taşınmazlar üzerine 09/10/2017 tarihinde haciz uygulandığı, 103 davetiyesinin davacıya 30.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin yedi günlük yasal süre içinde yapıldığı anlaşılmıştır. İİK’nın 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayeti, haciz tarihi itibariyle mevcut ve oturmaya uygun bir evin bulunması halinde yapılabilir....

      İcra Müdürlüğünün 2019/270 Esas sayılı dosyada haciz konusu 1/2'lik hisselik taşınmazın meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde; davacı T1'in aktif dava ehliyeti bulunmadığından şikayetin usulden reddine, davacı T2'in meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin reddine, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2020/6009 E. sayılı dosyada haciz konusu taşınmazın meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde; davacı T1'in aktif dava ehliyeti bulunmadığından şikayetin usulden reddine, davacı T2'in meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının istinaf mahkemesince verilen önceki kararı karşılar nitelikte olmadığı gibi, her iki müvekkili yönünden inceleme yapılmaksızın verilmiş tek yönlü hukuka aykırı bir karar olduğunu, T1 ve T2'in mahkeme yargılamasına konu İzmir 2. İcra Müdürlüğü 2019/270 Esas ve İzmir 6....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İİK'nun 82/12.maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetinin borçlunun kendisine ait mallar yönünden söz konusu olduğu, icra dosyasında hacze konu taşınmazın borçlu Abdullah Girici adına kayıtlı olduğu, takipte taraf sıfatı bulunmayan davacının, borçlu olan eşi adına kayıtlı taşınmaz yönünden haczedilmezlik şikayetinden bulunamayacağı gerekçesiyle şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; borçlunun eşi olması nedeniyle yargılamada 3....

      Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza ilk haczin 05.03.2007 tarihinde konduğu, daha sonra taşınmaza 13.02.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu ve bu hacze dair borçluya herhangi bir tebligat yapılmadığı, borçlunun haczi daha evvel öğrendiği iddia edilmediği gibi, öğrendiği yönünde yazılı bir belgenin de mevcut olmadığı görülmektedir. Buna göre, borçlunun 03.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, 13.02.2014 tarihli haciz yönünden İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal sürededir. O halde; her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin kesin hüküm ve süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

        Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup; iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/1-12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir....

          UYAP Entegrasyonu