WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2015/1283 Esas sayılı dosyasının borçlusu Ali Osman Kırlı'nın Kırveli Mahallesi, 3831 ada 11- 12 parseldeki taşınmazlarına 19/03/2015 tarihinde haciz konulduğunu, bu hacze ilişkin borçlu vekilinin 22/04/2015 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunması ile Salihli İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/128 Esas, 2016/79 Karar sayılı meskeniyet dosyası açıldığını, açılan bu dosyada meskeniyet şikayetine konu olan hacizli taşınmazların satıldığını, satıştan elde edilen bedelin 75.000,00 TL'nin borçluya ödenmesine karar verildiğini, verilen bu kararın borçlu vekilince temyiz edildiğini, ancak meskeniyet şikayeti devam ederken 19/03/2015 tarihli haczin düştüğünü, bunun üzerine taraflarınca 27/05/2016 tarihinde yeniden taşınmazın haczedildiğini, bu hacze ilişkin borçlu vekiline 22/09/2016 tarihinde 103 örnek davetiye ve kıymet takdiri tutanağının tebliğ edildiğini, 27/05/2016 tarihli hacze ilişkin borçlunun herhangi bir davası olmadığını, konulan bu hacizden sonra satış avansının dosyaya...

Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu .... ada 1 parselde bulunan zemin kat ....nolu bağımsız bölüm üzerinde 26.12.2005 tarih ve 10724 yevmiye numarasıyla Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. lehine ipotek kurulduğu ve anılan bu ipoteğin Tüketici Kredisi nedeniyle verildiği görülmüştür....

    İcra Müdürlüğünün 2019/5964 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi ikame olduğunu, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle taşınmazın satışı talep edildiğini, yapılan ihale neticesinde ihale bedelinin ödenmediğini, davacı tarafa kredi ödemelerine ödemediği için noter ile ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmadığından Anadolu 10 İcra Müdürlüğünün 2019/5971 esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi ikame edildiğini, bu takipte satış yapılmadığını, meskeniyet itirazının taşınmaz üzerine konulduğunu, hacizden sonra ileri sürülebilen bir iddia olduğunu, söz konusu icra dosyasında haciz mevcut olmadığından meskeniyet iddiasında bulunulamayacağını, müvekkili banka tarafından alacağının teminat altına alınması makul olan olduğunu, ipotek tesisi ile kullandırılan krediden doğmuş ve doğacak olan bütün alacaklar teminat altına alınmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep...

    İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. (Bknz....

    İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı yoktur. (Bknz....

    aradaki farkı haczedebileceğini, davacı borçlunun söz konusu taşınmazı hangi irade ile kullanmakta olduğu veya işbu taşınmazda ikamet edip etmediğinin meskeniyet davalarının görülmesini engellemediğini belirterek, istinaf başvurularının kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, meskeniyet iddiaları ile ilgili esas incelemelerinin yapılmasına ve şikayetlerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın 19.10.2012 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 13.8.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 22.8.2013 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabi olup, borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, tebliğ tarihinde ve halen annesinin rahatsızlığı sebebiyle Nevşehir ilinde olduğunu ileri sürmüştür....

      Davacılardan T1 yargılamanın davamı sırasında 26/12/2017 tarihinde vefat ettiği nüfus kaydı ile sabittir. İİK'nun 82. Maddesinin 1. Fıkrasının 12. Bendi gereğince borçlunun haline münasip evi haczedilmez. Bu maddeye göre haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır. Bir başka ifadeyle, meskeniyet şikayeti, şahsi hak niteliğinde olup, iddiada bulunan kişinin ihtiyacı ve haczedilen meskenin bu şahsın haline münasip olup olmadığı araştırılarak sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Bu durum karşısında davacı Gülten tarafından İzmir İli Buca İlçesindeki taşınmaz yönünden açılan davada, davacının vefatı üzerine bu şikayet yönünden karar verilmesine yer olmadığı kararında isabetsizlik olmayıp davacının bu yöndeki istinaf talebinin yasal dayanağı bulunmamaktadır....

      İcra Müdürlüğü'nün 2020/2844 esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde davacı Bahri'nin ikamet edebileceği satışa konu evden başka bir evi olmadığını, sosyal statüsü ve ekonomik durumu nedeni ile söz konusu evin haline münasip bir ev olduğunu, ayrıca söz konusu evin davacıların ve çocuklarının aile ile birlikte yaşadığı aile konutu olduğunu, aile konutu olması nedeni ile haczedilmesi ve satışının mümkün olmadığını belirterek haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı Hatice'nin aktif husumet ehliyeti olmadığını, davacının mernis adresi ile haczedilen söz konusu taşınmaz adresinin farklı olduğunu, davacının aile konutu olarak kullanabileceği başka taşınmazlarının da mevcut olduğunu, mahcuz taşınmaz üzerinde birden fazla haciz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kdz. Ereğli 1. İcra Müdürlüğü'nün 2020/2844 esas sayılı dosyası....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Somut olayda, borçlunun kayden maliki olduğu 16794 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki 7 numaralı bağımsız bölüme yönelik meskeniyet iddiasıyla icra mahkemesine başvurusu üzerine meskeniyet şikayeti kısmen kabul edilip kısmen reddedildiğine ve borçlu da yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğine göre; borçlu yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesi doğru olmadığı gibi; yargılama giderlerinin meskeniyet şikayetinin kabul ve red oranına göre taraflar arasında bölüştürülmesi yerine tamamının borçlu...

        UYAP Entegrasyonu